hemen herkesi yakalabilecek çok tehlikeli arabesktir. kimisi vardır çok sevemez. istemediğinden değil, sevmeye yatkın değildir, mattır. bir insan için bu kadar acı çekmeyi mantıklı bulmuyordur falan ama bu konusu hayat olan arabesklere gelince yan basar.
uyarı: aşağıdaki şarkıların hepsini dinlerseniz yaşama sevincinizde ciddi bir düşüş olacaktır.
ibrahim tatlıses - yıkılmışım ben
sanki terkedilmiş bir viraneyim
her yanım dağılmış, yıkılmışım ben
üstüne basılan taşlar misali
paramparça olmuş dağılmışım ben
hakan taşıyan - gülmek benim neyime
bir dikili taşım mı var
çilesiz bir başım mı var
yarim, dostum, eşim mi var
gülmek benim neyime
gerçek hayatta nerede oldukları merak edilen kızlardır. tabi baktılar her tt listesinde futbolla ilgili bir şey var, bir anda dünyanın en fanatik kızları oldular. her kız mı tek aşk fenerbahçe, dişi aslan, bjkforever olur arkadaş. takımın onbirini bırak bu hafta kimle oynadı desen bilmeyecekleri halde takımdan nemalanmaya çalışmak da acizliğin başka bir simgesi olmalı.
izdiham.com yazarlarından. mutlu ve yalnız olmayan insanların türlü şeyler düşünebileceklerini ancak yalnız insanların aklından hep aynı şeylerin geçtiğinin de kanıtı bir yazının yazarı.
ya ne olacağıdı? bütün suçlular bulunacak, hakettikleri cezaları alacak, sokaklar temizlenecek. demezler mi siz misiniz bu kentin zaptiyesi diye? polis e savcıya ne gerek kalır orada o zaman. adamın sabıka kaydı kol boyun da hâlâ dışarıda geziyor. neden? bir daha belaya bulaştığında polisi ara, polise savcıya muhtaç ol diye. tecavüz almış yürümüş, kapkaçlar, hırsızlıklar olağan artık. insan bu kadar kötü, vahşi batıyı andıran ülkede elbet güçlü bir devlet otoritesi, güçlü kolluk kuvvetleri ister. onlardan medet umar. yazık lan bu millete.
-koz ver
-vurma lan masaya at kafası. iyiki iyi bir el gelmiş.
-içek mi?
-olm geçen iibf nin kantinine gittim. biz burada yaşamıyoruz amk
-olm şu bulaşıkların üstündeki mantarları biri beslesin onlar da ölecek bu kodumun evinde
-içek mi?
-ibnetor sevgili yapmışın. kanka güzel arkadaşı var mı bir sorsana.
-lan ben o partiyi yemezdim kafama ama rıfkıyı bu göt iyi iteledi bana
-lan yine mi kapıyı kitledin bu kaçıncı olm ölürsün
itiraf başlığının günlük takip edilmesi yüzünden sadece 3-4 saat okunacak itiraf girmek istemeyen, o güzide itiraf(lar)ını yarın okuyacak okuyuculardan mahrum etmek istemeyen düşünceli yazar davranışıdır.
ulan itiraf okuyayım dedim sol tarafa uğramaz oldu naled.
sohbet esnasında cümlede geçen anahtar kelimeyi teyit ettirmek istercesine sorup arkasından küfür yapıştırılan bir diyalog şeklidir. örnek üzerinden açıklayalım.
-kanka ben ayçadan hoşlanıyorum.
+ayça mı?* aklını sikiyim*.
pekiştirici örnek:
-nereden emeklisiniz muhterem?
+bağkur emeklisiyim ben ragıp bey.
-bağkur mu? senin ben ölünü sikiyim.
bir şeyi ne kadar çok bilirseniz, hissederseniz o kadar kolay olur. dönmez dolaşmaz. olduğu yerde topu bacak arasından falan geçirip artistik yaparken rakip sahada tek adım ilerlemeyen basiretsiz topçular gibi eğreti durmaz. hisseder, söyler, geçer. sayfalarca cümleyi anlatan tek dize dir aslında. ama sayfalara sığmayacak bir deneyimin kısa kısa özetidir. öyleki kitabı okumaya gerek kalmaz. şebnem ferahın bir dönem hayalini kurduğu * ama yapamadığı ** şeye vakıf olmaktır.
rahmetli neşet ertaş ın çok güzel yaptığıdır.
ayrılık mı? bahtımdaki kara yazının olmayan gölgelere adımıydı. uzaktan gelen her tren çığlığında sen geleceksin umudunu 5 dakika ile kaçırmak?! aslında olay şu:
-mevlam ayrılık vermesin gökte uçan kuşa leylam.
aşk acısı mı? kanayan kalbimden ciğerlerime pompalanan her solukta boğuluyorum sanardım gittiğinde? şunu mu demek istediniz?
-yaraladı bu aşk beni.
özlem? görme arzusu? seni her göremeyişimde falan filan artistik patinajlar.
-uykuda mısın sevgili yarim? uyan.
sevgilinin güzelliği? sen her gülümsediğinde kuş konar arı sokar falan
-zülüf dökülmüş yüze, kaşlar yakışmış göze.
derdini tek cümleyle anlatmak zor zanaattır. bazıları* bunu hayatı boyunca beceremeyecektir.
kahve falı gibi tamamen saçmalık ve içi boş bir şeyin peşinde koşan binlerce kadını nasıl kandırabiliriz? kızların aklına durduk yere kendi isteediklerimizi nasıl sokabiliriz? hatta paralarını nasıl alabiliriz? başlayalım.
1. öncelikle insan psikolojisini biraz bilmek gerek. kızlar neleri kafaya takar?* kaygıları nedir? hayatlarında ne olsun/olmasın isterler? bunlara biraz etüt lazım.
2. tavır önemli. o an sanki makarasına yapılmıyormuş da dünya kurtarılıyormuş gibi davranılmalı. "fincan daha soğumamış" "kapatırken dilek tutmadıysan hiç bakmayayım" gibi.
3. fincan açıldıktan sonra tavşan gibi hemen ezberden girmemek lazım. fincan dikkatle inceleniyormuş gibi yapılmalı. çevire çevire topaca döndürülmeli. bazı yerlerde bir şey bulununca teyit alıyormuş gibi fal bakılan kıza gösterilmeli. serçe parmakla gösterirken "şurada iki uzun çizgi var. tavşana benzettim sen de bir bak" gibi.
4. bu fincan okuma ve serçe parmak seromonisi sırasında göz ucuyla hallere tavırlara bakılmalı. cidden ciddiye alıp söyleyeceklerini bekliyor mu* yoksa çok da iplemiyor mu? buna göre ileride verilecek tepkiler ve söylenecekler için önemli.
5. hadin bakalım diye standart şablondan yürünürken karşı taraf izlenmeli. biraz beden dili bilmek çok faydalı olur. şaşırıyor mu? yemedi mi? daha duymak istediklerini duyamamanın endişesi mi var? bunlar tartılıp beklentiye doğru yol katedilmeli.
6. şablon demişken:
bir sıkıntı var. yakında zamanda gelişme olacak. (düzelecek/düzelmeyecek bunları seçmek hep karşı tarafı okumakla ilgili)
bir seçim yapmak üzeresin. birinin sonu kapalı.
üç yol var ikisi direk kapalı birinin sonunu ise bir adam/kadın kapatıyor.
bir kadın var/bir adam var * isminde e/a var. tabiki ç gibi ş gibi ender bulunabilecek harflerden kaçmalı.
kısmet var, ayrılık var, yol var, deniz var genel geçer dayayın gitsin.
bir kötülük/iyilik görmüşsün. yakın zamanda ödeyebileceksin/ödeyemeyeceksin.
göz var. arkandan iş çeviriyorlar. benim favorim bu. bunu kafasıyla onaylamayan kız yok gibi.
7. tanıdığınız bildiğiniz kişilere bakması daha kolay olur ama olur da hiç bilmediğiniz birisini işe yeni girmiş olabilir, biri tutup kolundan getirmiş olabilir. kıyafetinden tipine bir incelemeden başlamayın. hatta bu işi parayla yapan nitelikli dolandırıcılar gibi bir fotoğraf, kimlik kartı gibi şeyler isteyin.
8. garip garip tepkiler verin. baktınız iplemiyor fal olayını, makarasına baktıran biri var. fincanı açar açmaz şöyle bir bakın. "ben buna bakmam çabuk yıka bunu" deyin. o eski halinden eser kalmadığını, bir anda merak tufanında kaldığını gözlerinizle görün. hatta abartın fincanı yere atın. kırılsın. bir daha sana fal bakmayacağım deyin. bütün gün kendi kendini yesin.
9. http://tr.wikipedia.org/wiki/Beklenti_etkisi buradaki kavramı iyi öğrenin. sonra da çıkarlarınız için hunharca kullanın. * ayar olduğunuz bir eleman var ve fal baktığınız ona yakın mı? hani şablonda adam vardı ya artık onun bir yüzü var. "uzun suratlı bıyıklı bir adam var sana fenalığı dokunacak" olay tamam.
10. herkese bakmıyorum. aramaızda kalırsa sevinirim. tabağa da bakalım. hadi yıka da hemen çıksın. gibi tamamen düzmece şeyleri ondan daha fazla inanıyormuş gibi söyleyin. bu işin mentalistlik olduğunu, manipülasyon sanatı olduğunu ve sırlarınızı sakın söylemeyin.
hadin hayırlı olsun.
not: bu yazıyı sonuna kadar okuyan ve halen fala inanan arkadaşlar; ben elimden geleni yaptım. böyle gudik ve safsata şeylere inanmayın. insanların beyninize girmesine izin vermeyin. hele hele paranızı hiç kaptırmayın.
genelde sakin başlayıp sonlara doğru patlayan orkestra müzikleri olur. özellikle intikam temalı veya süper kahramanlı filmlerde fragmanın etkileyiciliğini iki katına çıkarır. örnek olarak:
paraya mı sıkıştınız? farklı kadınlarla yatmak mı istiyorsunuz? çevrenizde takdir mi görmek istiyorsunuz?
başlayalım o zaman:
1- her konuşmada inşallah, maşallah, takdiri allah demeden durmayın. yemek sonrası afiyet olsun yerine, allah afiyet versin gibi şeyler söyleyin.
2- burada tembellik yok. çok çalışıp kuran ı öğrenin ve hatta ezberleyin. birisine bir şey anlatacakken. önce arapçasını söyleyin sonra yani diye başlayarak cümleye girin.
örnek:
- ama o da öyle demiş.
* min gayru teşbiha .... yani kim teşbihte hata etmişse....
3- giyimde çok katı olun. uzun sakal, cübbeden vazgeçmeyin. gömlek üstüne ince kazak gibi günümüz modalarını unutun.
4- insanları cehennemle korkutun, sanki cennete vip den geçiş hakkınız varmış gibi gösterin. sizin cennete giriş kesin de yanınıza adam arıyormuş gibi.
5- ara ara sert çıkışlar yapın. din konularında sorularla gelen insanlara bazen aşırı sert çıkın. bunu bana sormamış ol. nasıl böyle bir gaflette bulunursun gibi. diğer yandan garibanlıktan, islam mucizelerinden bahsederken de gözleriniz sıklıkla dolsun.
6- belli anlarda insanları ruhen rahatlatacak sözler söyleyin. burası aydınlandı. bir ışık bizimle hissedebiliyor musunuz? gibi.
7- tesbihi sektirmemek lazım. çok göze hitap eden iyi bir tesbih edinilmeli. boş dururken görülmemelisiniz. boşta mı kaldınız. hemen tesbihe uzansın parmaklar.
8- erkekliğinizi bağlarım. artık çocuk doğuramazsın. kocan artık eve gelmez. gibi şeyleri yapabiliyor gibi gösterin kendinizi. alçak gönüllü olmayın. salladıkça sallayın.
9- ilk etapta cebinizden de olsa fakir'e yardım edin. ama öyle her fakire değil. 15-16 yaşını geçmemiş en az iki çocuğu olanlara yardım edin. sonuçta mürid lazım.
tamam. tebrikler. siz de artık en az 20 müridi olan bir şeyh oldunuz. bundan sonra fitre toplayabilir, yardımları cukka yapabilirsiniz. ilaç teninizle tanışmak isteyen kadın müridlere ilaç olabilirsiniz. her düğünde, sünnette koltuğunuz ayrıldı. hadi yine iyisiniz.
suriye'yle ilişkilerimiz malumken bir de yunanistan'la savaşın eşiğine getirebilecek türk alışkanlığı. sadece atilla taş ile olsa anlaşılabilir ama en son 9gag gibi popüler bir sitede sensation white istanbul da yunanistan a itelenince durum vahimleşiyor. örnekleri:
allahü nurus semavati vel ard, (allah, göklerin ve yerin nûrudur)
meselü nurihi ke mişkatin fiha misbah, (o'nun nûrunun temsili, içinde lamba bulunan bir kandillik gibidir.)
yehdillahü li nurihi mey yeşa' ve yadribüllahül emsale lin nas (allah insanlara (işte böyle) temsiller getirir)
vallahü bi külli şey'in alîm. (allah her şeyi bilir.)
sanki 3-4 şarkı peşpeşe çalıyormuş gibi bütünlüğü olmayan, buna rağmen harika olması ayrıca takdire şayan.
namert, senin o anki müşküllüğünden faydalanmak isteyen, yardıma gönülsüz kısacası ibnelik yapan birine o anki durum itibari ile muhtaç olmak durumudur. çok koyar. iç anadoluda beddua olarak kullanılır. düşünün gerisini.
sigaraya gelecek zam haberini duyduktan sonra daha zam oranları belli olmadan kafasına göre sigaraya zam yapan bakkaldır. şark kurnazı, tatlı su enginarı orospu çocuğudur. küfür etmeden bitirmeyi planladığım entryi de baltalayan onun bunun evladıdır.
ondan sonra küçük esnafı bitirdiler, biz nasıl başedelim onlarla bik bik bik. ulan ibnetor sen gözümün içine baka baka beni enayi yerine koy sonra da yabancı sermaye, bizi bitirecekler falan diye ağla. ulan şu saatten sonra ölsen gelir mezarına işerim.
gittim karfura normal fiyattan bir karton sigara aldım. tertemiz evime döndüm. ne uğraşıcam lan senle. ağzımızı açınca yok gavur, yok cenabet. allah ın fransızı daha dürüst daha namuslu ticaret yapıyor lan senden. türk insanının türk insanına yaptığı kalleşliği, ibneliği el bize yapmıyor be.
bilişim sektörü bir çeşit hizmet sektörüdür. ortada, büyük firmaların yaptığı donanımları serverları falan saymazsak elle tutulur bir şey yoktur. kodlar ve ya teknik bir hatanın düzeltilmesidir bilişim sektörü. programcı olarak iş yaparsanız bir başkasına ve bir firmaya hizmet edersiniz. onların talepleri onların görüşleridir önemli olan. mal bu kardeşim alıyorsan al mantığı işlemez. satışçılar satmak için programın yumurta pişirdiğini bile söylerler. satıldıktan sonra teknolojiler arası dans etmek yine bahtsız programcıya kalır. teknik elemanlarda yani windows kuran onu bunu yapanlarda durum daha vahimdir. kurumsala kapak atarım sabırla yönetici dahi olurum diye düşünüyorsanız; it yöneticisi teknoloji firmaları dışında çok da sözü geçen bir yönetici değildir. hizmet işte. satış departmanı bilgisayar ve yazılım kullanıyor diye sen oradasındır. finans departmanında bir rapor bir duran varlığı eksik gösterirse diye bulunuyorsun. yani kurumsal firmalarda da it departmanı çok sallanmaz. herkesin işi acildir. baskı yaparlar çünkü satış direktörü, it müdüründen taşaklıdır her zaman ve iş cc li maillere kadar gelince bir de kendi yöneticinizden, sizin yanında olması gereken yöneticiden baskı görürsünüz.
şimdi denirse ki bak zükenberge bir fikirle herifçioğlu dolar milyarderi oldu. bende de çok fena fikirler var ben bu sektörden yürürüm diyorsan; ingilizce öğren arkadaşım. deli gibi ingilizce öğren. android uygulaması fikrin varsa; http://developer.android.com/
adamlar sıfırdan bu işi öğretiyorlar ingilizcesi olanlara veya internette yüzlerce görsel eğitim setleri var. buyur buradan : http://www.downeu.net/tut...programming-tutorial.html
adamlar sıfırdan javanın temelini atıyorlar. sdk nasıl kurulurdan polimorfizm gibi nesneye yönelik programlamanın bel kemiğine kadar gösteriyorlar.
ha bilgisayarı çok seversiniz bu sektöre girersiniz bilemem ama çok da sevmiyorsanız; iş değil.
staind grubunun bir parçası. bir nevi depresif hayat özetidir. yan etkilerinden sakınınız.
live in my head for just one day
i see myself and look away
the road is showing now on my face
soon ill disappear with
ill disappear without a fucking trace
faces that i've seen turn old and grey
i've lost too many friends along the way
memories i never thought would fade
they fade and blow away
i wish that i could disappear
unzip my skin and leave it here
so i could be no one again
and never let nobody
i'd let nobody
i'd let nobody in
so now the walls are closing in
because in life you sink or swim
sometimes these shoes dont feel right in my head
feel like a book that cant be
a book that cant be
a book that cant be read