iddiaya göre filmleri ortak olarak yapan disney ile sony'nin anlaşamaması sebebiyle yapım hakkının sony'de kalması durumu. yıllardır sınırlı karakterle sahip olan marvel stüdyoları önce sony ile spiderman'ı paylaşabilir duruma gelmiş, sonra sahibi disney'in fox'u almasıyla oradaki karakterleri (x-men, f4, deadpool) de almayı başarmıştı.
eğer iddia doğruysa başrol (tom holland) yine aynı kalabilir, ama marvel evreninde oynayan hiçbir karakter ve yeni eklenecek hiçbiri de yeni filmlerde yer alamayacak. bir tek geçen sene gördüğümüz sony karakterleri venom ve carnage katılabilir.
Sağlık anlamında önemli işler yapmış, yüzlerce kız çocuğunu okutmuş Türkan saylan ile beraber uğur mumcu, bahriye Üçok ve Nazım Hikmet'i aşağılamış isimdir.
Önce kendi eski tweetlerine, sonra da saydığı ilk iki ismin fetö ile mücadelesine baksın.
Tanım: AKP'nin kalesi denebilecek Bursa'yı Mustafa Bozbey'e kaybederek imkansızı yakalamaya yakın bir belediye başkan adayı.
Bu adam ya ajan, ya gerçekten başarısız, ya da iktidar onu kaçırıp yerine Nihat hatipoğlu'nu koydu.
Bir önceki seçimlerde listeleri hazırlayan oydu ki partiye katılan birçok kişi ya listeye giremedi ya da çok aşağılarda yer aldı. Sonra da hepsi istifa etti.
"liderimiz devlet bahçeli" gafından bahsetmiyorum bile!
Şimdi de kendi kurduğu mersin il teşkilatı yüzünden mevcut başkan Kocamaz, mersin adayı olamadı. O teşkilat şantaj da yaptıysa, hata da yaptıysa suçlu aydındır.
Seçimden sonra hala partide yer alabilecek mi? Göreceğiz.
ihmal ya da şantaj sonucu halihazırda büyükşehir belediye başkanlığını yaptığı Mersin'de aday olamamıştır. itiraz edilse de kabul edileceği kesin değildir.
Fakat şöyle bir durum var. Bu ihmal sonucu iyi Parti'nin Mersin'de bir aday çıkaramaması kesindir, Kocamaz'ın aday olamaması değil. Yani başka bir partiye geçip oradan aday olabilir.
iddialara göre demokrat parti adayını çekecek ve oradan aday olacak.
Güneşi gördüm, güneşi beklerken, güneşin kızları derken şimdi de güneş logolu iyi Parti'nin adayı oldu. Öte yandan iyi bir fenerbahçeli olması, Kadıköy için uygun hale getiriyor adaylığını.
Kim kazanır bilmem ancak çok sürprizlerle dolu bir seçim olacak ve ittifakların olduğu büyükşehirlerde farklar %10'dan az olacak.
istanbul: 2-3 puanla Binali Yıldırım alır, ancak Ekrem imamoğlu bir Nurettin Sözen sürprizi de yapabilir.
Ankara: AK parti oyları=chp+iyi parti oyları. Seçimi MHP seçmeni belirleyecek. Eski ülkücü özhaseki mi, eski ülkücü yavaş mı?
izmir: sonuç değişmez, tunç soyer alır. Ancak 10 puandan fazla farkla bitmez.
Bursa: AK parti rahat alır derdim ancak iktidara yakın anket firmalardan bile CHP adayı Mustafa Bozbey alabilir diyenler var. Şaşıracak mıyız?
Antalya: CHP adayı muhittin böcek alacak. Bir önceki seçimdeki gibi 1-2 puan farkla biter.
Adana: Hüseyin sözen'e karşı söylenen eleştiriler+ak parti seçmeninin MHP adayına duyacağı sadakat, CHP adayı zeydan karalar'ın seçilip seçilmemesini etkileyecek.
Mersin: Bölünen oylarla MHP alır diyordum, ancak HDP adayını çekerse CHP alabilir ya da 5 senelik yönetim, iyi partiye de galibiyet getirebilir.
Balıkesir ve Denizli: iyi partiye bırakılan büyükşehirler içinden kazanma ihtimalinin yüksek olduğu tek yerler.
Trakya ve Ege sahili: CHP kaybetmez.
Eskişehir ve hatay: mevcut yönetimler iyi ama son genel seçimlerde ak parti önde bitirdi. Garanti yerler değil.
Doğu ve güneydoğu: Iğdır ve Kars dışında sonuç değişmez. Ak parti ve HDP hep aldıkları yerleri alırlar. Ha DSP Gaziantep'i, TKP de tunceli'yi alırsa o zaman sürpriz olur.
iç Anadolu, Marmara, Karadeniz ve Doğu ege: AK parti sadece yerlerini korumaz, CHP'den 1-2 belediye de kapar. CHP de 1-2 yeri korur. Bazı yerleri de MHP alır.
Sonuç: AK parti 1. bitirecek ama partinin oyu düşecek. Bu oyların bazıları MHP'ye kayacak, bazıları da başka yerlere. Eğer istanbul ya da Ankara giderse asıl sıkıntı o zaman olacak.
muğla'da mehmet kocadon'un demokrat parti adayı olması, türkiye'nin birçok yerinde de birçok siyasetçinin dsp adayı olması, şu soruyu sordurtmuştur bana: bu iki parti neden bu ittifaka dahil edilmedi?
iki değil, dört partilik bir antlaşma olmalıydı. merkez solu temsilen chp ve dsp, merkez sağı temsilen de iyi ve dp olmalıydı. iki küçük partiye de birer büyükşehir ve birçok ilçede adaylık verilebilirdi. mesela gaziantep'te celal doğan'da kenetlenmek üzere dsp desteklenebilirdi. peki %1'lik oyun bile önemli olduğu bu seçimde neden üstüne gidilmedi?
bu iki parti tabii ki de eski günlerindeki gibi değil. kimse zaten bu ikiliden bir ecevit ya da menderes performansı beklemiyor. ancak yerel seçimlerde mutlaka ilçe ya da belde kazanabilen iller. çok değil 10 sene önce eskişehir ve ordu dsp'deydi, chp'nin aday çıkardığı yerde şişli'yi yine sarıgül kazanmıştı, unuttunuz mu? ya da antalya gibi yerlerde bile dp'nin ilçe kazandığını?
eğer muhalefet bu kadar kötü aday çıkarmaya devam ederse ve şanssız bir şekilde küçük partiler iyi bir ivme yakalarlarsa üzgünüm ki oylar iyice bölünecek ve 1994-1999 yerel seçimlerindeki ucube sonuçlar ortaya çıkacak...
netflix'te la casa de papel ve au service de la france izlemiş olan bir avrupa dizisi sevdalısı için güzel gelmiş bir dizidir. hele de eskiden televizyonda alarm für cobra 11 izlemiş biri için...
manidar bir şekilde mesut özil tartışmalarının olduğu dönem gündemimize giren bu dizinin konusu, alman milli takımında oynayan türk asıllı orkan erdem'in ölümünün soruşturulmasını anlıyor. türkler için bir hain, almanlar için gurbetçi bir oyuncu...
dizinin iki ana karakteri var:
-kurt grimmer: neo-nazi bir aileden geliyor ve eskiden aşırı sağcı bir gruba üyeydi. yasadışı bahis işleten hırvat mafyası kovaclara borcu var. borcu her geçen gün artarken ''iki çocuğunun annesi'' paula ile ''iki çocuk annesi'' bine arasında gidip geliyordur.
-erol birkan: türk kökenli bir aileden geliyor. yasadışı uyuşturucu ticareti yapan ve mahalledeki göçmen çocuklarını etkileyen lübnan mafyası tarık amirlerin peşinde. kendisi eşcinsel ve bu yüzden babasıyla sorunlu.
bir heyecanla dizinin yarısını bitirdim. bakalım sonu nasıl olacak?
edit: bu türkiye'de yayınlansa, yayınlayan kanalı rtük binasını girip yakar. o derece +18.
keşke bunları yazarken olayı ortaya çıkaranın da chpli olduğunu, tacizcinin önce otobüsten çıkarılıp sonra da partiden ihraç edildiğini yazsaydınız. ''bir kereden bir şey olmaz'' diye ensarı savunan bir aile bakanı yok ya partide sonuçta!
öztürk yılmaz'ı ihraç sebebiyle disipline sevk etmeleri kocaman bir yanlıştır.
ezan konusundaki sözü tartışılabilir, yanlış da söylemiş olabilir ancak partinin ''kişisel düşüncesidir, partimizin düşüncesiyle alakası yoktur'' açııklaması yapması gerekiyordu. suç işlememiş bir adamı düşüncesinden dolayı partiden atmaya çalışmakla iktidar seçmenine yaranmaya çalışıyorlar, ancak onları bırak, muhalif seçmen bile oy vermeyecek.