Hayat acisiyla, tatlisiyla guzel...Evet hayat kahveye benzer ama sadece aci bir kahveye degil. Hayatiniza renk katmaya calissaniz, ondan tat almaya calissaniz , acilariniz sizi yikmasa aksine guclendirse, yasadiklarinizdan ders alsaniz ama bununla beraber hayati cok fazla kafaya takmadan yasasaniz hayatiniz sekerli bir kahveye donusebilir * ben mi fazla iyimserim insanlar mi fazlasiyla karamsar bilemedim ...
Esasen zarar vermeyen hiç bir canlı öldürülemez. Öldürülmesi caiz olanlar ise, zararlı olan ve bu zararından başka türlü kurtulma imkanı olmayan hayvanlardır. Kelerin bir vuruşta öldürülmesinin sevap olması, eziyet vermeden ölmesini sağlamak içindir. Yoksa her görülen kertenkeleyi öldürmek caiz olmadığı gibi, öldürmenin kendisi de sevap olmaz. Eziyet vermeden zararından kurtulmanın yollarını aramak gerekir. Ancak öldürmekten başka çare yoksa, bir vuruşta öldürmek gerekir ki, hayvan eziyet çekmesin.
Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Kim keleri ilk darbede öldürürse ona yüz sevap yazılır. ikinci vuruşta öldürürse daha az kazanır. Üçüncü vuruşta ise bundan da az sevap kazanır." (Müslim, Selam 147 (2240); Metin Müslim'den alınmadır. Ebu davud, Edeb 175, (5263, 5264); Tirmizî, Ahkâm 1, (1482). Bazı Tirmizî tertibinde Sayd bölümünde 13. babta.)
AÇIKLAMA:
Vezeğa, Ahterî'de keler olarak açıklanır. Keler, bir nevi kertenkeledir. Resulullah fuveysika diye tavsif ederek, insanlara eziyet veren haşerata dahil etmiştir. Fuveysika, fasıkcık demektir. Resulullah haşeratın ekserisinden ayrı olarak, zarar verenlere fasık demiştir. Alimler, kelerin bu grupta olduğunda görüş birliğndedir. Bir vuruşta öldürülmesinden maksad eziyet verilmemesi içindir. Zîra hayvan ikinci darbeyi almadan yaralı olarak kaçabilir. Bu da bir canlının eziyet görmesine neden olur. Buna göre insanlara zarar vermeyen hayvanları öldürmek caiz olmaz
Halkın tiyatroya gitmemek için bahanesi.O zaman televizyondaki dizileri, filmleri de izlemesinler izlerken keyif almasınlar. Eskiden tiyatrolarda ahlaksız sahneler yoktu fakat ahlaksız sahnelerin tiyatrolarda olmasına sebep olanlar da kimler diye bir düşünmemiz lazım.Tiyatro yazarlarının neden senaryoya ahlaksız sahneler koyduklarını en ince ayrıntısına kadar düşünmemiz lazım.Suç tiyatro yazarlarının, oyuncuların değil suç tamamiyle bizim her ne kadar bunu kabullenmesek te.
Tembellikten, üşengeçlikten başka bir şey değil.Belki de üşüdüğü için odadan çıkmiyordur. Fakat tamamiyle derine inildiginde tembelliğin, üşengeçliğin adı her neyse bahanenin nedeni insanlardan kaçma isteğidir, mutsuzluktur, kendine güvensizliktir...
Nihayet üfleyeceksin şu suru ne zamandır kıyametin kopmasıni bekliyordum * şaka bir yana da sırf üflemesin diye vazgeçirmek için
baya dil dökerdim.. Mesela şu sura üfledikten sonra senin de işin bitecek sen de yok olacaksın yapma gibi sözler soylerdim.
25 yaş, baba olmak için en ideal yaş değildir.Baba olmak için en az 25 yaşında olmalı insan. çünkü 25inden sonra insan daha cok olgunlaşıyor, daha sağlıklı düşünebiliyor, bir çok şeyi yaşamış oluyor ve bir çok hevesten de kurtulmuş oluyor.
Kaynar kazana atılması gereken adi şahıstır.Eski sevgilinizi sevin yada sevmeyin, nefret edin ya da etmeyin fark etmez.Size bunu yapan arkadasiniz, arkadaşlığınızı,sizi hiçe saymış demektir.Adiliktir bu.Her ne kadar gönlüme söz geçiremedim , sevdim iste anla lutfen beni dese de arkadaşınız hemen saf saf inanmayin. Adilik affedilmez...
Sigara bağımlısı açısından düşünürsek; sevgilisini çok seven birinin sevglisinden ayrılmasi gibidir sigarayı bırakmak. Uzun süre aklından çıkaramaması gibi...
Sabahın köründe uyanıp işe gitmek ve eve yorgun argın döndüğünüzde süpriz misafirlerle karşılaştığınızda aklınızdan of bunlar da nerden çıktı diye geçirirken; onları gördüğünüze çok sevinmiş gibi yapmak. *
Birinin ensesine de hapşırmış olabilir * Ya da gayet ciddi bir iş toplantısında birden hapşırıp dikkati dağıttıkları için özür dileyebilirler insanlar. Ha hapşırmak ya da hapşırmamak her ne kadar insanın elinde olmasa da nezaketen özür diliyor olabilirler.
Birçok karamsar Türk gencinin, şanssızlığına inanıp söylediği cümlelerden bir tanesi. Tabi ki vatan bizim vatanımiz fakat doğu illerinde askerlik yapan çoğu Türk gencinin , batı illerinde askerlik yapan genclerden çok daha zor şartlarda askerlik yaptıkları yadsınamaz bir gerçek...