erasmustayım, malum yurt internet bağlantısı beni buradan google'a zor götürüyor. Dedim ailemle görüşemiyorum bağlantı leş, demesin mi "gel istersen benim evimde konuş annan babanla" elin hollandalısı... Kibarlık mı desem yoksa manalar mı arasam bilemedim ben. *
telaş gerektirmeyen, var sayımların bolca yapılacağı sevgiliye yöneltilen ama kendisine ulaşmayan sorudur. muhtemelen kendisi de facebook twitter takılıp, mouse tutan eli sıcaktan terliyodur. arada tuvalete gidiyordur falan.**
bir tamamlayıcı olarak elde viski bardağı * olmazsa olmazdır. Türk filmlerinin vazgeçilmez sahnesidir, tipik pezolar bu sahne sayesinde hemen renklerini belli ederler.
olağan durumdur, kızınızı bir eşekle gördüm mü denilmesi lazımdır acep. 1 insan yürüyor + 1 insan yürüyor = 2 insan yürüyor. fazla beyin eforu sarfetmemizi gerektirmeyen basit bir denklemdir.
süper turbo gücündeki toma 106 iş başında bugün vatandaşların beğenisine sunuldu. aynı zamanda karşısına çıkan her şeyi lazerle eritme özelliğine sahip.
bizzat kullandığım alettir. iyidir, hoştur ama bazen adamı deli eder. şarjı iyidir fakat kasmalar olabiliyor. en güzel yanı laptopa gram ihtiyaç duymuyorsunuz, diziler filmler rahatça yardılabilir. samsung'un saçma salak gereksiz programları içinde yüklü olsa da, stabil değil, kaldırın yapın bozun. narin telefondur boyutuna rağmen incedir. ilk başta yadırgansa da zamanla alışılır. önerir miyim evet.
bir sonraki buluşmaya baharatlanmış pirzolarla gelmesi muhtemel, ne istediğini bilen alnı terli, bağrı açık sevdiceğini mutlu etmesini bilen erkeğimizdir.
programına necati şaşmaz türkçesi konuşanları toplayan işsiz dişidir. karşısındakilerin bir necati şaşmaz, bir şefik subaşı * olduğunu bilip, insanları azarlama lüksüne sahip olduğunu düşünen ve şu an hakkında yazmak için harcadığım kalorilerimin yitip gidişine üzülmeme yol açan kişi.
lüks bisikletim olmadı, binemedim. markası buraktı, bianchi'nin yan sanayisi diye kandırıldım, her gün zinciri atardı. sokağın köşesine geçip iç çekerek ter içinde zinciri takmaya çalışırdım, ellerim zift gibi olurdu. hiçbir zaman hevesle aldığım şeylerden yana şansım yaver gitmedi. başlığı açan beni derinden yaraladı efenim... *
renkli gözlü insanların dünyayı renkli gördüğünü sanmak, bankamatiklere nasıl o kadar para sığıyor deyip, yerin altından geçen vakumlu borular olduğuna bir süre inandıktan sonra gerçekleri anlamak pek de uzun sürmemişti küçük kızımız Latsmira için.
aynı zamanda sadece gütünün tek lopu kadar bir sırada 3 saat boyunca oturmak zorunda kalan öğrencidir. sonra lys stresini çekmeden şifre darbesiyle yıkılıp gereksiz sinir yıpranması yaşayacak öğrencidir. kısacası öğrencidir. tüm bu altın kurallar taşıdığı lakabın içinde barındırdığı anlamda gizlidir.
tarafımdan yapılan fakat tepki verildiği an hemen linkin yollanılıp "asla lan bir daha asla" tarzı nidaları içimden haykırarak eğlendiğim şakadır. şaka kaldıran biri iyi ki.*