bu zihniyet ve tiniyetteki arkadaşlara ithaf edilen rahmetli gökhan semiz'in şarkısından birkaç paragraf aşağıda ki gibidir.
özgürlük, hak, hukuk, gak guk düşmez ağzından
muhabbetin esir eder; haberin var mı?
sol elinde kısa camel, sağ elde votka
dilin damağın karışmış, anlayan var mı?
gözü bozuk değil, gözlük takıyor oysa
bende trenim üçten fazla kitap okuduysa
dünyayı değiştirecekmiş! kötüymüş gidişat
çorabın değiştirmekten aciz demokrat
uzaktan gören seni, adam sanıyor
senle sohbet zaman kaybı, herkes anlıyor
hiçbir lafın altında kalmaz, bulur bir yorum
eskiden kızardım, şimdi çok gülüyorum
bir ideolojiye sahip olmanın temel koşulu tezini savunabilecek kadar bilgi sahibi olmaktan geçer. tezini savunabilmenin de ön koşullarından biri karşıt görüşlerin hakkında da görüşün kadar bilgi sahibi olabilmektir. bunlar da kahve köşesinde king, batak oynayarak elde edilmez. haaa bu demek değildir ki bütün ülkücüyüm diyenler ülkücülüğün ne olduğunu tam manasıyla bilir ve uygular ya da ben sosyalistim, liberalim vs. diyenler savunmaya çalıştıkları şeye hakimdir. bir zümreye bu tip bir ithamda bulunan gerizekalı kendi caihlliğini başkasına bok atarak örtbas edebileceğini zannedecek kadar zeka yoksunudur.
tarihin en eski medeniyetlerindendir. entellektüel insan sayısının ülkemizdekinden fazla olduğunu ülkemizdeki entellekteüellerinde kabul ettiği, yönetimini tasvip etmesemde devlet idaresinde belli bir geleneğe sahip olan ve bu geleneği devam ettirme başarısını gösterebilen ülkedir. hiç bir zaman boşa bağırıp çağırdıkları söylenemez. bu nedenle bir çok ülke kendisini tehdit etsede vurma cesaretini gösteremiyor. ırak ya da diğer arap ülkelerine benzemeler. karasularına giren ingiliz askerlerini tutklayıp esir etmişler ve tüm dünyanın baskısına rağmen serbest bırakmamışlar, videolarını internet sitelerinde yayınlayıp ingilizleri madara etmişlerdir. yakın zamanda bir amerikan uçağını düşürüp alıkoymalarıda bu türden son icraatlarıdır. her ne kadar bizim için büyük bir tehdit olsada atom bombası yapmak en tabii haklarıdır. yanıbaşında ki rusya, çin, israil gibi devletlerin nükleer güce sahipken bu güce sahip olmak istemeleri kaçınılmazdır.
saçma sapan, ideolojik, ancak sozlukte boş şeyler üzerine sığ muhabbetler yapıp yazabilecek olan, algılama kapasitesi kıt, insan zırvalamasıdır. bu konuda hangi istatistiki veriyi kullanmıştır? durun söyleyeyim! kendiside bir ergen olduğundan mütevellit çevresindeki arkadaşlarının yılmaz özdil okuduğunu gözlemleyerek yapılmış istatiskiki veriye (!) dayanan ebleh yaklaşım. yılmaz özdilin bir taraf olduğu doğrudur fakat zaten herkes bir taraftır. kendisini dikkatle takip edenler chp'ye de nasıl giydirdiğini bilirler. sanırsın ki yılmaz özdilin yazılarını beğenmeyenler hergün shakespeare, montaigne okumaktadırlar. olay tamamen ideolojik ve kedi ciğer muhabbetidir. laf edenlerin bir gün şu sözlükte bir tane derin bilgilerinden faydalanabileceğimiz, ergenlerden ziyade yetişkinlerin anlayabilecekleri derinlikte yazısını görmek dileğiyle.
1950 - 60 ve 70 lerde göç edenlerin kendi kültürlerini yaşamaya devam etselerde çevrelerine karşı oldukça duyarlı ve saygılı oldukları bilinen, fakat 1980 ve sonrasında gelen kesimin aynı duyarlılığı sergilememesinin farklı sebepleri olduğu rahatlıkla söylenebilecek durum. 80 lerde yaşamaya başladığım yalova ilinin aldığı göçle birlikte bu gün bambaşka bir çehreye büründüğü gerçeği. fakat unutulmamalıdır ki bu tamamen bir kesimi suçlu ilan etmeye yetmez. yıllar içerisinde ki bu değişimin sebepleri irdelenmelidir.
bazılarına ki onlar kendini bilir ''o tünel bir ucundan bir ucuna sana girsin'' dedirttiren proje. Türkiye de en az yatırımın yapıldığı bölgenin orta ve doğu karadeniz bölgesi olduğunu bilmeyen, doğuda ki bir çok ile yapılan yatırım ve verilen devlet teşviğinin bu bölgelere oranla kat be kat fazla olduğunu bilmeyen insan müsfettelerini kızdıran proce. zorunuza mı ciddi bu proce?
hiç birşey ifade etmeyen istatistik ve ekonomi verisi. borcu ımf yerine başka kaynaklardan kullanmış olmak dışında birşey ifade etmeyen olay. bilmem kaç yıl önce ne kadar faizle borçlanılıp şimdi ne kadar faizle borçlanıyor olmak kısmen bir hükemet başarısıdır. ekonomik istikrar vs. fakat borçlanma faizi küresel piyasalardaki para maliyeti, faiz oranları ve borçlanma faizleri ile de doğrudan ilişkilidir. şimdiye kadar çoktan bitirilmiş olması gereken ımf borçlarının hala bitirilmemiş olması da ımf nin yakın zamanda yapmış olduğu '' türkiyenin bize ihtiyacı yok bizim türkiyeye ihtiyacımız var'' açıklamasıyla ayrı bir anlam kazanmıştır. özet olarak türkiyenin dış ve hatta iç borcu düşmek bir yana dursun fazlasıyla artmaktadır. satılan onca meta'ya ragmen hala gelir gider dengesinde ekside olamamız neticeyi açıkça göz önüne semektedir. görebilene...
param var harcıycam diyen erkektir. kendisini de sevgilisinide mutlu edebilme potansiyeli olan erkektir. evelenilmek için geç kalınabilmiş olabilecek erkektir. zira çoktan kafalanmış erkektir.
kar marjını belli oranlarda düşüren ticaret erbabının yiyenlere sunduğu yemdir. bir açıdan da haklıdır. % 100 kardan feragat edip ürünlerini %30 - 40 karla satan dolayısıyla da kardan zarar eden esnaftır.
kimseyi ilgilendirir. kimseyi ilgilendirmez! sonunu bildiğiniz bir şey için konuşmanın gereği de yoktur zaten. çok tatlı bir konu da değildir zaten. ne gerek vardır. biliyoruz. öleceğiz. acılı ya da acısız. aniden ya da çekerek. ölümden öncesi ya da sonrası için konuşmak mantıklı ölümle ilgili konuşmak gereksizdir.
8 kere gidip 9 kere gelmekle aynıdır. toplum için önemli olan ne söylendiği değil nasıl söylendiğidir. hitabetin ne kadar önemli olduğunun açık göstergesidir. ister yalan söyleyin ister doğru ikna edemiyorsanız, inandıramıyorsanız bir değeri yoktur. kemal kılıçdaroğlu ya da devlet bahçeli ağzıyla kuş tutsa nafiledir. ( zaten tutamazlar) siyaset eğitimi, beden dili eğitimi, hitabep eğitimi almış olanların ( ki kötü yönetip 3 seçim kazananlar bunu parti içerisinde yapmaktadır ) faklarını fark ettirmeleridir. 4. ve 5. seçim için allah sonumuzu hayr etsin dedirttirir.
insandır. izlemek zorunda da değildir. kanal7 deki herhangi bir diziyi, trt deki sende gitme yi, izlememiş bir insandan tek farkı zevkleridir. dizi izlemek çok matah birşey midir ki bu başlık açılmıştır. aslında güzel de dizidir ama konu başlığı saçmadır. normal insandır o, insandır insan.
bir kaç yıl öncesine kadar rahatlıkla yapılabilen, günümüzde pekte mümküm olamayan, maç izlemenin en keyfli şekillerinden biridir. 60 - 70' li yıllara bakıldığında stat içerisinde aynı tribünde farklı takım taraftarlarının yan yana oturarak maç izlediği görülebilir. insani ve insancıldır. sonuç itibariyle bir spor müsabakasıdır. insana yakışan insanca davranışlardandır. dolayısıyla günümüzde ki uygulamanın ya da uygulayamamanın, ne kadar tahammülsüz, ne kadar insanlıktan uzaklaşmış, ne kadar bencil ve saygısız olduğumuzun en açık kanıtıdır.
başının polisle devletle belaya girmesini istemeyen, sorumlulukları yüzünden beladan uzak durması gereken akıllı insanın uluorta konuşmamasıdır. saygıyla karşılanmalıdır.
Bir miktar suya avuç içinden azar azar mısırunu dökülerek sürekli karıştırılır. belli bir kıvama geldiğinde trabzon tel peyniri ya da imansız peynir ilave edilerek karıştırılmaya devam edilir. peynir çatalla çektiğinizde uzayacak kıvama geldiğinde yenilmeye hazır sayılabilir. Tabağa servis edildikten sonra bir parça tereğanı üzerine atılarak yemeğin içinde erimesi için karıştırılır. afiyetle yenir. doyulmaz bi daha yenir. anneeee yağlaş yapsana.
aldığıma alacağıma bin pişman olduğum yayın platformu. bünyesindeki özellikleri aktif hale getirmekte zorlanan, hatalı kutularını değiştirmemek için bin bir takla atan, lig tv den başka hiç bir artısı olmayan, berbat bir çağrı merkezi sahibi, çıkarları için herşeyi yapabilecek, sözleşmem bitse de kapatsam diye gün saydığım kuruluş. ayrıca paramda haram olsundu.
Akıllı ve sosyal öğrenciler tarafından sevgiliye ya da kız arkadaşlara yaptırılan temizliktir. Asosyal tipler içinse 6 ay da bir çekilmesi gereken çile, zulümdür. sonuç itibari ile akıllı ve sosyal olmakta fayda vardır.
kendisini zerre kadar sevmesemde; kendilerini halkından üstün gören, eleştiriye tahammülü olmayan ama eleştirmekte sınır tanımayan, kendilerine oy verenlerin dahi kabul etmediği şeyler için halk böyle istiyor diye yalan söyleyip dayatan, maaşını milletten aldığını unutan vekil ve bakanlara gerekli ayarı verebilme cesaretini gösterbilen kişiliktir. Yaptığı bir değil iki değildir ama cesar'ın hakkı cesar'a.
t. c devletini dolandırmaktan hüküm giymiş, belçikaya kaçarak belçika vatandaşlığına geçip cezadan sıyrılmayı başarmış ve ''türkiye türklere bırakılamayacak kadar zengin bir ülkedir'' sözlerinin sahibi şahşiyetsiz kişilik.
belirli bir tecrubeye sahip kadındır. hiç sevişmemiş kadına nazaran daha başarılı olamsı muhtemel kadındır. oylesini bulamikmek için tırım tırım aranan, ''açık kapımı lan bu? '' diye eşine dostuna soran, bulduğunda kaç kişiyle yatmış olduğu onu hiç mi hiç ilgilendirmeyen, salyaları ayakkabı bağcığına kadar inen fakat burada laçka olduğunu savunan, makbul olarak görmeyen, hayatında hiç tecrubeli bir kadınla birlikte olmanın tadını yaşamayıp bu tat hakkında bilgi verme geregi hisseden bagnaz yazarların ulaşamadığı cigerlerdir.
Çocuğu olmayan insanların anlayabilmelerinin muhtemel olmadığı yaşam şeklidir. insanların nasıl büyüdüğünü düşünmemelerinin de sonucudur. Kendini soyutlamak manasına da gelmez. Kendi için yapacağı bir takım şeylerden feragat etmektir. Tamamen kendisi için yaşayacak insanların aile kurmamaları gerekir. Olay tamamen seçimle ilgilidir.
Harvard ile Harran üniversitelerinin eğitim verme düzeylerini es geçip bilgiye ulaşmanın kendi sayelerinde daha kolay ve hızlı olduğunu vurgulamaya çalışarak insanlara aptal muamelesi yapan reklam dehalarının son icadıdır. Takdire şayandır. Ne de olsa bütün reklamcılar dehadır ve takdiri hak eder.
Üçyüz kişinin arkasına almış olduğu % 49'luk güçle ülkenin geri kalanını tahakküm altına almalarını en güzel ifade edebilecek olan atasözlerinden biridir.
* Çok merak ediyorum ! Bu yazılan entry anayasal bir suçmudur? Hükümeti yıkmaya ve düzeni bozmaya çalışmakla suçlanırmıyım? içeri alınırsam kendimi savunmam neticesinde ne kadar zamanda dışarıya çıkabilirim? Eğer çıkabilirsem içeride kaldığım günlere istinaden devletten tazminat talebi hakkım varmıdır?