Evsizpire
147 (şirin baba)
altıncı nesil yazar 4 takipçi 4.80 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    türkiye de meraklı yaşamak

    1.
  1. türkiye'de meraklı yaşamanın bir özeti :

    eğer nefes alıyorsan, konuşursun.
    konuşursan, sorarsın.
    sorarsan, cevap bulamazsın.
    cevap bulamazsan,düşünürsün.
    düşünürsen, suç işlersin.
    suç işlersen, içeri girersin.
    i̇çeri girersen, sorgularsın.
    sorgularsan, yazarsın.
    yazarsan, yasaklanırsın.
    yasaklanırsan, araştırırsın.
    araştırırsan, bulursun.
    bulursan, anlarsın.
    anlarsan, bilirsin.
    bilirsen, daha fazla bilmek istersin.
    daha fazla bilmek istersen,
    ... öldürüleceksin demektir
    1 ...
  2. ramazan muhabbetleri

    1.
  3. sadece ramazan zamanı yaşanabilecek derecedeki,sınırdaki ve ilgideki konular üzerinde dönen konuşmalardır.

    örneğin, bugün bendeniz yaz okulu finallerinin bitmesinin rahatlığını kutlamak üzere bakkala girip bir bira kaptım... Parasını verirken 'Carlsberg gelmiyor artık galiba ' deyiverdim. Bakkal amcamızın açıklamasından sonra yanlışlıkla şu cümleyi kurdum : ' bence iman içmemekle olmaz ' her ne kadar normal hayatta arkadaşlarımıza rahatlıkla söyleyebileceğimiz bu cümle ramazan vakti yanlış anlaşılır... maksadım 'sadece' içmemekle iman olmaz.
    1 ...
  4. çek bakalım

    37.
  5. yeteneklerin ortaya çıkmasını sağlayan güzel bir program ama söylemeden geçemeyeceğim katılımlar arasındaki kopyacı zihniyet dikkat çekiyor. 'yaratıcılık' söz konusuysa kopyalanmış işlerin bize gösterilmesinde bir mana göremedim. kısacası program güzel fakat kısa filmlerin elemesini her kim yapıyorsa ya ciddi anlamda bir mizah kırılması yaşıyor ya da katılım çok çok az... (yüzüklerin battalı deselermiş daha iyi olurmuş... * )
    0 ...
  6. kafamdaki makina

    4.
  7. neden küfür etmek istediğimizde ingilizceye sığınıyoruz? '' this fucking machine in my head '' örneğindki gibi. ''kahretsin'' olarak çevrildiği için mi acaba bu bilinç altı. dikkatimi çekti, tehlikeli bile olabilir...
    0 ...
  8. bir öğretmen istiyorum

    1.
  9. anlatmayayım, söylemeyeyim diyordum ama ...

    geleceğimizi emanet edeceğimiz öğretmenlerimizin yetişmesine birinci gözden tanık olduğum şu zamanlarda ne yetişmiş olanlardan ne de yetişmekte olanlardan pek bir beklentim kalmamış olmasına karşın, gözlemlediğim hal ve hareketleri beni derinlemesine etkiledi.

    öncelikle bir öğretmen adayımızın yapmış olduğu, ve yapmakta olduğu bir olayı paylaşayım... üniversitemizin akademik öğretileri bize eğitimde ve gelişimde neyin eksik veya neyin yanlış olduğunu öğretmektedir ( yanlış , yalnış değil çocuğum... ) . fakat üniversitenin bize öğretmediği, (veya öğretemediği diyelim) bu bilginin nasıl kullanılması gerektiğidir. öğretmen adayı arkadaşım, adayların ve hatta öğrenci çocukların eksikliklerini bir bir su yüzüne çıkarmaya başladığında tüylerim diken diken oldu... sanki akademik amaçlar üzerine yapılmış, sistemin yeni geliştirdiği bir tarz robot gibi davranıyordu. eksikliğin keşfi her ne kadar önemli olursa olsun, öğretmenlik denilen şey bu eksikliğin giderilmesinde yardımcı olmaktır. ama gel gelelim, aşırı çalışkan yüksek notlu bu tarz son model robotların çocuklarımıza pek de iyi bakabileceğini düşünmüyorum.

    bir an için bu arkadaşımızın öğretmen olduğunu düşünelim. Her şeyin doğrusunu bilmesiyle bakışları bir kartal gibi sert ve çenesi bir o kadar havada duran bu bilgi yığını çocuklar ile bilgilerini paylaşırken hatalara karşı tutumu ile hem kendi dalını çocukların gözü önünde düşürecektir hem de ismini taşıdığı öğretmenliği tam anlamıyla yapabilecektir. Öğretmenlerin , çocukların hayatlarında en az bir ebeveyn veya bir arkadaş statüsü üstlendiği eğitimde , öğretmenin bu kadar moda mod, doğru/yanlış kıyaslaması yapması ne kadar doğrudur? Onun görevi öğrenciye bilgiye giden yolda destek çıkması ve bilgilerini paylaşması değil midir? Bir soru daha sorayım. Bir öğretmenin görevi, sadece ders ve bilgiler ile mi kısıtlıdır?

    Bir çocuk hayal edin, lisede. Kolunda dümdüz bir yara görüyorsunuz [faça(?). Bu çocuk sorduğunuz her soruyu doğru cevaplıyor. Hadi diyelim ki bilgi terminatörümüz bu çocuğun sınıfın önünde olduğunu gördü ve onun gelişimi için ayrı çalışmalar yürüttü, onu bir adım bir adım bir adım daha öne taşıdı.. (Fakat genelde yapılan bu çocuğu sınıftan soyutlamaktır... Ne yazık ki sınıfın en parlak öğrencisi sınıftan çok ileride olduğu için genellikle göz ardı edilir.) Bu öğretmen için görevini %100 yapmış diyebilir miyiz? Yetiştirdiğimiz öğrenciler, yetişmekte olduğumuz sistemimizin bir kurbanı ise ''aydın'' olarak nitelendirebileceğimiz üniversite öğretmenlerimizi de bir düşünelim derim.

    yetişmekte olan bilgi terminatörlerinin yanı sıra onları yetiştiren ayrı bir tür daha vardır ki bu onlardan çok daha tehlikelidir. Onlar üniversitede geniş odalarda, kitap kokusu içerisindeki bilgili abilerimiz, ablalarımızdır. onlar düşünmenizden haz almazlar. düşüncelerinizi açıkça beyan etmenizi, bir şeyler keşfetmenizi hiç ama hiç sevmezler. onlar yazılı olmayan hiç bir cümlenin doğruluğunu kabul etmeyenlerdir. Halbuki bir alandaki ilerleyişi bu düşünceler sağlamayacak mı? onların yetiştirmekte olduğu genç dimağlar bu alana yeni bilgiler katacak kişiler değiller mi? Tam tersine bu abilerimiz ve ablalarımız öyle bir düşünce yapısındadırlar ki herhangi bir kitapta yazılı bulamayacakları bir düşünce beyan ettiğinizde adınızın başında DOÇ veya PROF yazmaması dolayısı ile sizi göz ardı ederler. bir kaç yıl sonra savunduğunuz düşünce bir PROF tarafından yayımlandığında ise bu bilgiyi o ''aydın'' mizaçlarına bir makyaj gibi sürmek için bir an dahi tereddüt etmezler.

    ben bir öğretmen istiyorum. dersindeki çocukların aksanlarıyla dalga geçip onları kameraya kaydetmesin, onları dövmesin. ben bir öğretmen istiyorum ki onun tek hazinesi bilgisi olmasın, kişiliği ve düşünceleri olsun. öğrencilerini düşündükleri için cezalandırmasın, aksine onları düşünmeye sevk etsin. Adaletli olsun, üretken dimağları yereceğine ödüllendirsin. Yeniliklere açık olsun. Sadece kitaplardaki bilgileri bilmenin yetersiz olacağını, hayatın kitaplardan çok daha büyük olduğunu öğretebilsin. idealleri olsun. Esnek olsun. Tabulerın arkasına saklanmasın. Kendisini geliştirsin.

    Biliyorum, çok şey istiyorum. Sonuçta eğitim sistemimiz düşünceyi değil de düşünülmesini istediklerine değer veriyor. Düşünmenizi istedikleri her bilgiyi siz düşündükçe rahatlıkla geçer gidersiniz bu sistemin içinden. o halde neden canımı sıkayım, bir de düşünüp düşünüp kendimi yorayım diyebilirsiniz, haklısınız.

    ben yine de düşünmekten vazgeçmeyeceğim.

    ama vazgeçtiğim bir şey var... isteklerimin hepsini artık bir kenara bırakıyorum. Ben bir öğretmen istiyorum, ''sadece'' , en azından öğretmenliğin adını kirletmesin! çocuklarımız lekelemesin, robotlaştırmasın. onlar sussun biz onları adam sanalım...

    içimde bir his var ya, galiba ben bunu isteyerek bile çok şey istiyorum!
    1 ...
  10. gürer aykal

    8.
  11. 1988'den beri cumhurbaşkanlığı senfoni orkestrası’nın şefliğini yapmaktadır. ayrıca çok kibar, milliyetçi ve centilmen bir zattır.
    0 ...
  12. sol frame i siyah bantla kapatmak

    1.
  13. sayfayı veya sekmeyi kapatmak daha akıl karıdır.
    1 ...
  14. bas gitarın son derece gereksiz bir alet olması

    1.
  15. bas gitar ve sesi için bir müziğin bel kemiği diyebiliriz. bazı kulaklar bas gitarın düşük frekanstaki seslerini duyamasa da onun sesi olmadan müzik kulağa tırmalayıcı gelir. piyano çalınırken dahi, bas ve tiz sesler bir ahenk içinde çalınır ki müzik daha bütün bir şekilde çıksın. tabii bir başka çeşit insan vardır ki o da bas gitarı duyar ama onun elektro olduğunu sanar o ayrı bir konu.

    (bkz: flea - red hot chili peppers)
    1 ...
  16. şarap içerken dinlenilecek müzikler

    16.
  17. türklerin tahamülsüz ve ırkçı bir millet olması

    14.
  18. türkiye cumhuriyeti nüfus cüzdanlarını cebinde taşırken türklüğü reddeden, karalayan ve kötüleyen toplulukların kısıtlandıklarını söyleyerek havlamalarının yarattığı bir sanrıdır. kimin üzerine o kadar giderseniz sert bir tepki alırsınız.

    'türkler' , 'onlar' , 'türk olarak tanımlanan güruh' vb... söylemlerle kendini yabancılaştıran vatandaşlar birer maşa olduklarını, başkalarının çıkarlarına çalıştıklarını anlasalar böyle bir polemik olmaz. anlamazlarsa da ne yazık ki bu eğitim sisteminin bir eksiğidir. bu gibi insanların hayatlarını bir sanrı içerisinde geçirmelerine gerçekten üzülüyorum... yazık oluyor gençlere.

    ayrıca türkiye sınırları içerisinde yaşayan tek azınlık olmamalarına rağmen, maşallah ağızlarından gam, tasa eksik olmayan biricik azınlık ah bir çark etse de anlasa kimler için anırıp kimler için öldüklerini sanırım o zaman pişmanlıklarından bırakın türk olmayı insan olurlar evvela.

    (bkz: tahammül)
    (bkz: türkçe)
    (bkz: ne mutlu türküm diyene)
    2 ...
  19. ingiltere isteseydi çanakkale boğazını geçerdi

    91.
  20. ancak kojiro hyuga türündeki bir troll söylemi olabilecek nitelikteki yanlış bilgidir.

    (bkz: beyinsiz kafalar)
    (bkz: harcanmış gençlik)
    (bkz: troll)
    1 ...
  21. uludağ üniversitesi

    406.
  22. bireysel düşüncelerin büyük ölçüde cezalandırıldığı, güzel türkiyem için koyun sürüsü yetiştirmeyi amaç edinmiş takıntılı ve misyonu dar kadrosuyla kurunun yanında yaşı da yakan üniversitedir. nice hocalar bu markanın altında harcanmaktadır, başka bir ismin altında çalışıyor olsalar türkiyede ismi duyulabilecek öğretmenler de öğrenciler gibi burda kurban edilir, kötülenir, karalanır. otomasyonu ayrı bir oluşumdur. genellikle anarşik, başına buyruk bir yapısı vardır, yıl kaybettirir, sinir krizi sebebidir bir elin parmaklarını geçmeyen bazı çalışanlar bu otomasyonun boynunu dik tutmak için cebelleşir.
    1 ...
  23. üniversite

    144.
  24. türkiye'de 'istisnalar' hariç, yüksek lisedir. liseden tek farkı artık hayatınızın 4-6 yılı bazı öğretmenlere yalakalık çekmedikçe kahrolan yıllardır. emeğin karşılığı genellikle alınamaz. bireysel düşünce ise sanki suçmuş gibi susturulur ve cezalandırılır. *
    2 ...
  25. hüseyin üzmez

    512.
  26. 102. maddeden yararlanıp tahliye olan cinsel istismarcıdır.
    0 ...
  27. dünyanın ekseninin 10 cm kayması

    17.
  28. Yapılan açıklamalara göre dünyanın ekseninde ' 17 cm'lik ' bir kayma söz konusu. ayrıca bu değişiklik bir günün ~1.8 microsecond (saniyenin milyonda biri) kadar kısalmasına neden olmuştur, anlayacağınız dünya biraz daha hızlı dönüyor artık.

    daha detaylı bilgi için *:

    http://www.nasa.gov/topics/earth/features/japanquake/earth20110314.html
    0 ...
  29. gecenin tek şarkılık özeti

    1285.
  30. dünyanın ekseninin 10 cm kayması

    10.
  31. http://www.sabah.com.tr/Dunya/2011/03/12/dunyanin_ekseni_de_kaydi
    eksen kaymasının bir tehlike teşkil edip etmediği henüz basında yer almıyor. belki de maya uygarlığı haklıydı, göreceğiz.
    1 ...
  32. fatih erbakan

    31.
  33. babadan aldığı yetki (!) ile, babasının tabutu başında “türkiye’deki ve tüm dünyadaki müslümanlara islam’ın sadece namaz kılmak, oruç tutmak değil, allah yolunda cihat etmek olduğunu ve tüm insanlığın saadeti için çalışmak olduğunu öğretti. '' , şeklindeki konuşmayı yapan şahıstır. müslümanlığın dünya medyasındaki, insanların gözündeki itibarını onaylarcasına her fırsatta dini bir savaşı zikreden insanlardan biri olma yolundadır. ayrıca açıklamasında yer alan '' cihat '' , '' insanlığın saadeti için çalışmak '' terimleri arasındaki tezatlık da çok dikkat çekmemiş olsa gerek ki medya tarafından bu açıklama sadece '' ben varım '' şeklinde yorumlanmaktadır.
    0 ...
  34. sözlük yazarlarının en son okuduğu kitaplar

    2306.
  35. Birthright / scales of the serpent / the veiled prophet , Richard A. knaak. ve* Chuck Palahniuk, Günce.
    0 ...
  36. yaşanılamamışlıklara bir ağıt

    1.
  37. bugün bir dostumun sözü tetikledi her şeyi : ''yarın diye bir şey yok!'' . düşündükçe, düşündükçe, ve düşünmeye devam ettikçe bir çıkar yol bulamıyor insan. evet, ölüm geri dönüşü olmayan bir yol ve - hani derler ya ateş düştüğü yeri yakar diye - ateşin düşmediği yerdekiler maalesef ölüme bir bebeğin dünyaya olan yabancılığı kadar uzak.

    size yakın birini kaybettiğinizde, sanki onu görünmez bir el hayatınızdan söküp almış, yaşadıklarınızı ve yaşayacaklarınızı çalmış gibi hissedersiniz. nihayetinde hepimiz bir gün ölmek için yaşarız. bahsi geçen büyük test bu değil miydi? Lakin hayatın kendisinin eksikliği ve yaşanılamamışlıkların baskısı altında, kifayetsiz bir döngüye girer arda kalanlar. attığı her adımın, konuştuklarının, yaşadıklarının, kahkahalarının ve hatta acılarının bile eksik olması sızlatır kalbi.

    '' bir kemin yitişini zikretti, yüce savaşçı.
    bir kederli şarkı söyledi, meduseld'in ozanı:
    ''o artık yitti en sevgili efendi,
    hısmımızın yüce yarı'' diye... bir kem... ''

    hiç bir zaman unutulmaz o acı, yalnız üstünü örter insan. anılar ile örtmeye çabalar yaşanılamamış anların. hayatın onsuz devam etmesine baş kaldırır, boş ama yersiz olmayan isyanlar haykırır ruh... ama dünya üzerindeki hiçbir şey bu yaraya merhem olamaz. Sonuçta hiç birimizin yarını yoktur. adilliği sorgulanabilecek, ve hiç bir zaman değiştirilemeyecek bir kanunun altında parçalarına bölünür can. Büyük bir bencillikten, belki elinden çalınanın yerinin asla doldurulamayacağından, belki de eksik kalmış bir gelecekten... Dünyanın kendisi alevler içerisinde yanarken, gökyüzü yırtılırken, sessiz haykırışlarınız arzı titretirken, '' nasıl?! '' dersiniz, nasıl devam ediyor hayat hiç bir şey olmamışcasına? şair bunun cevabını bulmuşa benziyor:

    ''ölüm acılarını gördü tatlı can,
    koyuldu işte böyle ağlamaya.
    olanlar oldu, gitti dostum benim.
    şu dünya bir altüst olsa, ağlasa yeri var.
    öylesine topraklar altında kalmışım..''
    1 ...
  38. ölüm

    988.
  39. Yarın'ın hiç bir zaman olmadığının somut ve soyut ispatıdır.
    3 ...
  40. hastası olunan sözler

    4275.
  41. '' insanların %90'ı yaşamazlar, onlar sadece vardır. '' Oscar wilde
    6 ...
  42. inci sözlüğü ergen yuvası sanan embesil

    12.
  43. örnek olarak gösterilen entry ve buradaki önerme seviye yükselmeyse, bu laflar seviyesi yüksek birisinden çıkıyorsa, zaten yükselmek istemem oraya. böyle iyi... biz de düşük zevkler ve aptalca düşüncelerde savrulup gidiyoruz efendim. felsefedir, tarihtir, kitaplardır, satrançtır bir yola girmişiz, haklısın. 31 örneğine gelince her 31 çeken sizler gibi küfre azmaya başlasalardı sonumuz nasıl olurdu bilmiyorum. Bunun seviyeden çok, '' bir sözlüğe gireyim de, hayatımdaki ezikliğimi bir kaç klavye cümlesiyle küfre vurayım'' ya da '' hayatımdan ettiğim küfürleri çıkarsan zaten 1 anlamlı cümle etmem ben, sözlükte de böyle takılayım madem'' alakası vardır. ama haklısın kardeş ya, biz senin seviyeye ulaşmayalım hiç.
    0 ...
  44. okan bayülgen

    2945.
  45. her ne kadar taktir etsem de , son zamanlardaki tepkileri ve davranışları oldukça garip olan şahıstır. erkeklere karşı olan tiksinme güdüsü de cabası. akıllı olan her insan gibi başkalarına tepeden bakma hatasını daha da sıklıkla yapmaya başladığından gözümden hafifçe düşmeye başlamıştır. tolga çevikle olan tartışması da tam anlamıyla bir saçmalık ( tek taraflı laf fırlatma mı desem? ) . Ne diyelim onun da güzel zamanları oldu.
    1 ...
  46. beşiktaşlıların beraberliğe galip gibi sevinmeleri

    4.
  47. her fenerliden duyulabilecek sözdür. zira fenerlilerin asenayla bir bağlantısı vardır zannımca.
    3 ...
  48. 19 eylül 2010 fenerbahçe beşiktaş maçı

    316.
  49. beşiktaşın haylice hak ettiği fakat fb taraftarının uzman olduğu, çirkeflik yeteneği ile hala hak idda edilen maçtır. bjk özgüveniyle tokatlamıştır feneri ki bu dönem sürekli görebileceğimiz bir görüntü gibi görünüyor. keşke sakatlıklar olmasaydı, ve değişiklikleri ona göre yapabilseydik de maçı alabilseydik dedirten derbi.
    3 ...
  50. bir kadının en güzel yeri

    30.
  51. kalça kemiğidir. kemikleridir aslında.
    1 ...
  52. üniversiteye giden kızın orospulaşma süreci

    79.
  53. üniversiteye giden, sadece seks yapmak düşüncesi ile kızlara yanaşan erkeklerin büyük bir payı olan süreçtir, eğer ki varsa. bakire gelin arayan erkeğin onlarca kızın bakireliğine önem vermeden çiğnemesine benzer, onun da bir suçu vardır bütün bu yanlışlıkta ama penisiyle düşündüğünden, suçlamanın rahatlığının sefasını çeker ve yaşamaya devam eder (!).
    0 ...
  54. kız sanılıp mesajlaşılan kişinin ibne çıkması

    1.
  55. sözlüğün nasıl kullanıldığını (!) da gösterebilecek olan olaydır.
    2 ...
  56. recep tayyip erdoğan

    3904.
  57. bir camiide 'peygamberin dünya üzerindeki gölgesi' olarak nitelendirilen, siyasi kökleri saadet partisine dayanan, ve din ile siyaseti birleştirmek gibi bir arzusu olan mevcut başbakanımız. 90lı yıllarda yaptığı bir konuşmada '' türkiye ilahiyat mezunu bir cumhurbaşkanına kavuşacak'' demesi, laikliği ne kadar kafasına taktığını göstermektedir. ayrıca dikkatli bakıldığında atatürk'e yaptığı veya yapılmasına izin verdiği saygısızlıklar onun gerçek kişiliğini göstermektedir.
    1 ...
  58. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük