yaklaşık 1.45 sonra iniş yapacağım havalimanıdır kendileri. senede 3-5 defa görüşürüz bu mimarisi kötü alanla. hakkında bir cümleden fazla yazmak bile gereksiz görülebilir ama hayatımda önemli dönemeçlerde yer etmesi münasebetiyle biraz daha fazlasını hak etmiştir.
zeki insan bu amaçla birşeyler yapmaz. ama yaptıkları ve konuştuklarıyla zekasının kabul göreceğini ve kanıtlanacağını gayet iyi bilir. ne demiş aristo:
akıllı insan düşündüğü herşeyi söylemez. lakin; söylediği herşeyi ďüşünür.
gerçekdışı yaşamlara ayak uydurmakta zorlanan insanlardır. birçok klasik soru var aklımda instagrama dair. nasıl oluyorda bu platformda ki neredeyse herkes mutlu? insanlar, az sonra önce azı dişleri sonra mide asidiyle paramparça olacak o yemeğe neden bu kadar önem atfeder? babam bu kadar iyi "fotoşop" yapmayı nereden ögrendi?
kült nitelemesini hak etmeyen vasat oyunculuklarla dolu, kubrick'in ismi sayesinde dillere pelesenk olmuş bir film. kitabı için aynı şeyleri tabi ki söyleyemeyiz.
süper ligde galibiyet primi 2.6 milyon, beraberlik primi ise 1.3 milyon lira. galatasaray şampiyon olursa kasımpaşa 20 milyon civarı ( 8-9 galibiyete eşdeğer ) kazanacak.
galatasaraylıyım ve genellikle kasımpaşaya karşı kazanırız ama tespit şahane .
edit : ayrıca kasımpaşa vakıf, dernek falan değil, ciner grubuna ait bir şirket. şirket dediğin kâr için vardır.
Herhangi bir devletin, vatandaşlarının dini inancının ne olduğu fark etmeksizin, ülkesini ve sınırlarını koruma haķkı vardır tabi ki.
Lakin; fikirlerini özgürce paylaşması hasebiyle saygıdeğer ama olayları kavrayış biçimiyle cühela olan arkadaşım. Birkaç maddede yazalım okuman kolaylaşsın.
1-israil topraklarını korumaktan ziyade topraklarını genişletme idealiyle yaşayan bir devlettir. ( vaad edilmiş topraklar)
2- Filistin'liler Israil tarafına roketleri can sıkıntısından değil, hergün evlerinden silah zoruyla, sürüklenerek çıkarılmalarından dolayı atıyor.
3- Filistin mücadelesi Akp öncesinde vardı, şimdi de var, Akp yok olunca da devam edecek gibi görünüyor.
4- Bence katil birini sebepsizce öldürene denir. Aç bak bakalım israil onyıllardır kaç çocuğu, anneyi, babayı kaç masumu öldürmüş.
iletişim denen şey karşılıklı anlaşılabilmektir aynı zamanda. tanrıya inanıyorsan, zaten onun seni anladığına da inanıyorsundur. senin onu anlaman için ise çesitli argümanları bir şekilde ulaştırmış demektir.
Özetle; tanrıyla iletişime geçebilmek mümkün eğer ki inanıyorsan.
Kadın vücudunda estetik olmayan nadir yerlerden biri benim için. Kemikli olsa çok erkeksi, tombul yada düz olsa çok sıradan. El, ayak, kulak, burun fetişisti olmamakla beraber, ne güzel elleri var dediğim bir kadınla karşılaşmadım olduğunu da sanmıyorum .
Starbucks'da barlarda yemeseydiniz şeklinde entryni giren yazarların, aylık 17291 TL ( vekil maaşı!) zannettikleri ama üç kuruş olan paradır.
Örneğin en çok öğrencinin bulunduğu istanbul'da ortalama ev kiraları 1250 lira, hadi kalsın 5 kişi bu evde kişi başı elektrik, su, gaz, internet hariç 250 lira düşer. Bre insafsız 15 kişi mi kalsınlar yoksa ahırda saman üstünde yatıp ot mu yesinler?? Kaldı ki Starbucks mış. Ülkenin iktisadi durumundan bihaber ortalama yaşam giderlerinden bihaber, iş olanaklarından bihaber kalkmış bar diyor hala.
Silinmesin biz ödedik diyenlerede iki çift laf. insan kendi ülkesinin gencinin biraz olsun rahatlamasını neden istemez? Devlet bütçesinden siktiriboktan yerlere milyarlar akıtılırken gece kafasında geleceğe dair milyon tane soru olan 23-24 yaşındaki insanların yüzlerine küçük bir gülümseme gelse he trible yol yerine kötü mü olur ?
insanoğlu tarih boyunca fikirsel anlamda sürekli gelişim halinde olmuş. Lakin; 21. Yy'da insanlar maddi dünya düzenine o kadar alışmış vaziyetteki, sanırım bununda etkisiyle düşünsel devrimler gerçekleştirmekten çok uzağız artık. Ortak bilim aklının sürekli dillendirdiği gibi kaynaklar tükeniyor ve sonunda tarih boyunca olduğu gibi sosyo-ekonomik bir çöküş çok uzak görünmüyor .
Derler ya bir insanın 2 yüzü 100 maskesi vardır. Her bir maskeyi yüzüne geçirdiğinde, geriye bakıp onu tanımadığını düşünürsün. Haklısın da ama çok düşünme, o iki yüzü kabullen maskelerle yaşamaya çabala.
Kısa vadeli düşünülmüş yanlış bir hareket olduğu kanısındayım. Eğer ki güvenilirliğini kaybetmiş YSK iyi Parti'yi seçime sokmasa idi, bu önümüzde ki dönemlerde demokrasi adına, hükümet üzerinde iç ve dış baskıların hiç olmadığı kadar çoğalmasını ve bunun sonucunda toplum nezdinde de akp'nin ısınan suyunun artık kaynama noktasına gelmesini sağlayabilirdi. Kısa vadeli hareket ederek bugüne kadar ellerine hiçbirşey geçmemesine rağmen neden ısrarla bu tip hamlelerle politika yapmaya çalışıyorlar anlamıyorum. Az biraz düşünseler Meral Akşener'den ( ki hiç hazzetmiyorum) güzel bir mağdur siyasetçi yaratabilirlerdi.
Ayrılık sonrası ilk hafta kendimi alkole vermem gerekirken, bir ay sonra verdim. Sanırım daha yeni idrak edebiliyorum bittiğini. Abarttım durmam gerek.
Sokakta, cafede, barda orda burda tanıştığın insanlara güvenmek için gereken ölçütler nelerse onları sağlayabildiğin sürece olması imkan dahilinde olandır.
Aslında şöyle derinlemesine düşünürseniz; insanları, insanların ikinci yüzlerini tanımak kolay değildir. Hislerini hayata bakışlarını anlamak için çok zaman ve enerji harcıyor insan. Büyük çoğunluk için, sözlüğün gerçek yüzleriyle hayata karıştıkları bir yer olduğunu düşünüyorum . O yüzden bir adım avantajlı başlayan bir ilişki bile olabilir.
Az biraz okuyunca yazdıklarını, inancı ve görüşleri doğrultusunda gayet oturaklı ve kendi haddince makul cümleler kurarak sözlüğü amacına uygun ve hür bir şekilde kullandığını düşündüğüm, devam et böyle denilesi yazar arkadaş.
inanmamak değil ama bu adam her maç, her puan kaybı sonrası suçlayacak birilerini arıyor ve saçma sapan, felsefi olduğunu zannettiği cümleler kurarak kendini çok çok önemli bir insan zannediyor ya he işte o yüzden sevilmiyor ve inandırıcılığı ortadan kalkıyor. Milletin dilinde tüy bitti, bu adamın Türk futboluna kattığı hiçbirşey yok. Neymiş dünya kupası üçüncülüğü! Çoluk çocuk ezberledi artık o başarının nereden geldiğini. Ama hala ekranlarda bu adamın muhteşem taktisyen, inanılmaz birikimli, zatı şahane biriymiş gibi gösterilmesi de bu nefreti ve sevimsizliği körüklüyor.
Şunu da eklemek isterim. Terim'i de bu ülkenin çoğunluğu sevmez ama egosuna, bilmiş sevimsiz tiplemelerine kaynak başarıları olduğu için kabul görmüştür.
Eger,
Eğer birgün son defasında tüketeceksen bu gelmeleri,
-Gamzesiz olursa işe yaramaz-
Gülüşlerini isterim.
Ve ben içimde boğazlanan bir beyaz güvercinin çırpınışlarıyla
Buraya kadarmış derim.
Et ve tırnak olurum acılarımla
Yokluğuna direnirim.
Basit bir hayat yaşamanın, o imrendiğimiz gezginlerin, zenginlerin, mutluluk maskesiyle içimizde kıskançlık duygusu oluşturan insanların yaşadığı hayatı yaşamaktan daha zor olması.