yarim saattir sarhosken yazicak yer ariyorum bence buraya yazilir. o zaman kusalim zihnimizdekileri rahatlayalim. arka fonda Sevdiğim Allah Belanı Versin - Beşiktaş Galatasaray Maç Öncesi tarzi sarkilar esliginde. bayadir bi insana sana tutuldugum kadar tutulmamistim. en uzun iliskim de sen oldun zaten. acisiyla tatlisiyla 1 seneyi gorduk. kaybedenler kulubunde vardi, beni ben yapan ozelliklere sahip olup sonra onlari degistirmeye calisiyo kadinlar diye, sanirim bu sefer bunu ben yaptim, seni sen yapan ozelliklere asik olup sonra onlari degistirmeye calistim zaten o yuzden bu ayrilik bu kadar canimi yakti ya. iliskiyle beraber bazi umitlerim de bitti gitti. sevip asik olabilecegim kadinlar, iliski yurutmemin imkansiz oldugu kadinlarmis, tekrar hatirlattin bana. yalnizlik bir omur boyuysa bir omur boyu napalim. soyle boyle seviyorum ben kendimi. bazen yarak gibi adamim bazen guzel sairane. herkes kadar bazi seyler. hic kimse gibi bazi seyler. beni ben yapan seyler iste. yine de absurd, yasamasi da sevmesi de, bi amaca tutunmasi da, intihar etmesi de, hepsi absurd. albert camusun dedigi gbi yani. yillardir sisifos gibi hissediyorum. belki biraz daha neseli bir sisifos. gulmek guzel, saka uretmek guzel, guldurmek guzel. cevremde de cok az arkadasim kaldi gerci, bir sey de yapmadim ha
ilk defa 2-3 sene once falan yasamistim. ilk defa yasadiginizda ne oldugunu bilmediginiz icin hayatiniz gercekten cehenneme donuyor. ne oldugunu ogrendikten sonra iyilesmeseniz bile, asla ne oldugunu bilmeden yasadiginiz ataklar kadar kotu olmuyor. internette baya entry okudum ama iyilestigini yazan insan sayisi gercekten az. zaten genel olarak internete insanlar biseyden sikayeti varsa yaziyor, memnun oldugu icin cok nadir yazar.
neyse, 2-3 sene once 2-3 ay gibi bi surecte meditasyon, spor ve bazi kitaplari okuyarak atlatmistim.(beyhan budak'in kitaplari ve iyi hissetmek kitabi).
1 ay once falan tekrar yasamaya basladim. nedeni baya komik. en azindan gorunen nedeni. uyuz olmustum ve 3-4 ay boyunca gecti mi gecmedi mi diye stres yapmaktan, en son tekrar anksiyete,panik sahibi oldum. artik olumlu yanindan bakiyorum ama. sanki bu hayatimi duzeltmek, bi ceki duzen vermem icin bi uyariymis gibi. tabi atagin geldigi en yogun anlarda bunlarin hicbiri fayda etmiyor, ama bir kere atlatmis olmanin, ve sonrasinda o gunlerin aklima bile gelmedigi bir 2 sene oldugu icin elimde, gececegini biliyorum. sizinki de gecicek merak etmeyin.
oyle yazmak istedim, icimi dokmek istedim. yoruyor mu yoruyor ama hayat iste. oluyor boyle seyler ne kadar zor da olsa...
ha tedavi icin bende en cok ise yarayan bir diger sey de, korktugunuz seyle ilgili en kotu senaryoyu kabullenmekti. biliyorum bu baya zor bir sey ama ya olursa diye kendinize surekli izdirap cektireceginize, olursa olsun, napalim caresine olduktan sonra bakariz, caresi olmayan bir korkunuz varsa da malesef bunu da kabullenmek lazim. kabullenmeniz o seyin olacagi anlamina gelmiyor, merak etmeyin, korkmayin.
iki senedir ciddi ilişkim yok. hatta ciddiyet seviyesini arttirirsak 6 senedir falan yok. yillar sonra yine ciddi olabilecek bi iliski icerisine giriyor gibiyim ve cogu zaman korkutucu geliyor. cekiniyorum. hep kotu ihtimalleri düşünüyorum yine olmayacak. basaramicam vs. biliyorum bu yeni bir sey yasadigim iki uc tecrubeye dayanarak bu kadar korkmak anlamsiz. bilmiyorum. cocukken annem babam ayrilmisti. belki de o yuzdendir iliskilerdeki basarisizligim. Bir yanım gerçekten başarılı bir ilişkim olsun istiyor, öbür yanım eski kötü anılarımı hatırlayıp, ne hallere düştüğünü hatırlamıyor musun ya yine öyle olursa? bu izdirabi tekrar çekmek mi istiyorsun gerçekten, yol yakinken Vazgeç diyor. daha tecrubeliyim artık. işler sarpa sararsa o kadar acı çekmeden asabilirim bunları. hem de ilişkilere aynı gözle bakmıyorum sanırım artık. biraz daha olgun bakıyor gibi hissediyorum. umarım oyledir. buyumus ve bir şeyler öğrenmişimdir. bir yanim bunları asamazsan yalnız öleceksin diyor, bir yanım yalniz ölmek o kadar da büyük bir problem değil diyor. bu anksiyete nin sebebi ne bilmiyorum. hayat.
bir miktar para mutluluk seviyenizi kesinlikle arttirir ama bir yerden sonra bu soyledigim seyler milyar dolarlariniz da olsa satin alinamaz. sagligi bir olcuye kadar satin alabilirsiniz mesela bu baya farkettirir ama yine de arkadaslik sevgi mutluluk ki bence huzurun en buyuk temel 3 bileseni falan, parayla bunlari satin alamazsiniz, olsa olsa illuzyonunu yaratabilirsiniz. birazcik kafaniz da calisiyorsa bu ilizyon sizi tatmin etmeye yetmez.
çok sıkılıyorum.
öyle belli bi sebebi, belli bi derdim de yok. hayat işte ama bi yere bi şeyler yazmak istedim. içimdekileri dökmek istedim. içimde ne var onu da bilmiyorum ama düşünüp durmaktansa aklıma gelenleri klavye aracılığıyla yazıya döküp onları yavaşlatıp ne olduklarını anlamaya çalışmak çekici geldi.
birini sevmek istiyorum. aşık olmak istiyorum. yalnızlıkla tanışıyorum. kendimle tanışıyorum her gün yeniden. çünkü farklı biriyim her an. bi yandan güzel bir şey değişiyor olmak, bir yandan yorucu. takip etmek efor istiyor.
aşık olsam sanki yine her şey daha kolay olacak gibi. çok somut bir dert kötü bir aşk bile olsa. çabalarsın uğruna olmazsa 2-3 ağlarsın vs vs.
çok sıkılıyorum işte. öyle. uzaktan bakıp, şöyledir, böyledir dediğin şeyleri gerçekten içine girip yaşayınca hiç de öyle olmadığını farkedıyorsun. bu da yine hem iyi hem kötü bir şey.
özetle;
yetişmek için menzile, gidiyorum gündüz gece.
Ankara bir kara delik. savrulup çekiliyoruz içine hepimiz, birbirimize çarpa çarpa.
Ankara bir umut, her sabah güneş bugün doğdu mu diye kontrol ediyoruz.
Ankara bir pişmanlık, aştiden son araba için yer var mı bakıyoruz.
Ankara bir ayrılık, aştide, kurtulusta, tunalida, ODTÜ'de, buram buram ayrılık.
Ankara bir sevinç, şargozumuzu tokusturup yudumluyoruz.
sonra yine çekiliyoruz içine, günbegün, anbean
cok zaman gecti, cok yol yurudum, cok sey degisti, cok insan geldi gecti, kimisi kaldi, kimisi gitti, kimisini ben kovaladim. hep yolun bitmesini bekledim istemsizce ama bitmiyor. yol hep var. ama geriye donup bakinca da, cok uzaklastigimi sandigim yerden bir iki adim anca ilerlemisim. onca sey ruya miydi? hic biri yasanmadi mi? yoksa cok cabuk mu unuttum? degisime mi direndim? basladigim yere neden hala bu kadar yakinim? uzaklasmaya calistigim sey, degismesi mumkun olmayan benligim mi? gecmiste ne olmus olsaydi, yol bitmis gibi hissederdim? ya da yolda oldugumu unuturdum? beni su an bulundugum noktaya getiren seyler, neleri kacirmama sebep oldu? ne soylemek istedigimi bilmiyorum ama icimi kusmak icin yaziyorum bunlari. kustugum icin cok anlamli seyler degil, anlamli olsa zaten kusmama gerek kalmaz icimde cozerdim belki de. farazi kayra'nin tortu sarkisindan bir alintiyla bitirmek istiyorum satirlarimi.
senden isterim çok basit bir tahmin,
sence ben bu hale nasıl geldim?
söyle ama öyle bir defayla almaz aklım,
az biraz kafam kalın ve az biraz da yalnızım
4 yil once sunu yazmisim buraya; https://www.uludagsozluk.com/e/37957069/
Ulaşabildiğim her şeyin pezevengi, ulaşamadığım her şeyin köpeğiyim.
kendimle ilgili yaptigim en iyi tespitlerden heralde. 4 yil gecti bu degismedi.
basrolu oynayan kadin (bkz: Fiona O'Shaughnessy) bir tek beni mi tilt etti merak ettigim dizi. delik desik etseler gram uzulmem. bence berbat bir oyunculuk. en son ezeldeki eren karakterine bu kadar tilt olmustum.
panik atak esnasında daha hafif atlatmak için bir yol buldum. flappy bird tarzı oyunlar oynamak. ben vertical adventure oynuyorum mesela su aralar. denemenizi tavsiye ederim.
anksiyete ve panik atak icin birkac farkli hap aldim iki doktordan. biri uykusuzluk da cektigimi duyunca yanina bunu verdi. diger haplarin hepsi bana daha kotu panik ataklar gecirdi ben de kullanmayi biraktim ama desyrel hem uyku sorunumu cozdu hem de bir haftada anksiyete ve panik ataklarimi neredeyse 0a cekti. bir yandan da david burnsun iyi hissetmek kitabini okuyorum psikanaliz hesabina. bence cok guzel tedavi uyguladim kendime. kalici olmasi icin 6 ay falan kullanmayi dusunuyorum. ama hapi 25 mg aliyorum cunku 50 alirsaniz arkadaslarin da dedigi gibi kopek gibi uyutur sizi. 25 benim icin en azindan tam kararinda. isbu entry ilac tavsiyesi degil, tedavi surecimdeki gozlemlerimdir sadece