cok saglam bir sound uzerine kurulmus, sozlerini anlamaniza bile gerek kalmadan insana havaya sokan 50 cent sarkisi. amerikalilar buna ne diyordu yaaa? hahh buldum awesome! su da gider buna bak; rockzz!!
benim.
bendim.
ta ki bir sebeple jazz muzige ve ordan saksafon sesine merak salana kadar. guzel sarkilarin gercekten daha guzel hale nasil geldigini gorene kadar.
yukardaki linke bir sene once oldukca meshur olan beyonceun halo adli sarkisinin amator bir saksafoncuyla* bile ne hale geldigini gorebilirsiniz... inanin cok keyifli!!!
buna ister kotu sans, ister hayata 1-0 yenik baslamak, ister kader deyin kesinlikle bir omur boyu surecek degidir. hemen hemen her alanda cekirdekten gelmis, yokluk icinde okumus buyumus o alanda soz sahibi birey gormek mumkundur. bazi seylerin yokluguna yakinmaktansa dogru birseyler yapmaya calisip sonucu beklemis olmasi onun en buyuk dogrusudur ve bu dogru kisa copu cekmis insanin nasil olurda uzun copu cekenlerin bir adim onunde oldugunun en buyuk aciklamasidir.
gerek sohbet ortaminda gerek birine ciddi birsey izah etmeye calisirken anlamayan tarafta olusan bakistir. yuzdeki tum kaslar aniden felce ugrar, yuzde ne mimik ne anlam kalir. bos bir bakistir. gorelim;
- DNA molekülünün ikileşmesinde, sarmalın kollarını birbirine bağlayan zayıf hidrojen bağları fermuar gibi açılır, bla bla bla
+ hidrojen? fermuar? bag?
ozellikle zenci pop, rnb ve hip-hopcularda gorulen bir hastaliktir. o bununla, bu onunla, su bununla sonra herkes herkesle. lan bunun bi siniri yokmu? hangi sarki kimin sarkisi bilemiyorum serefsizim, feat baba feat, ustune tiesto bi mix atar, ohh mis. *
ustumde bembeyaz bir carsaf var,
az once orttuler.
neden anlamadim.
usumuyorum oysa
hatta eskisidinden bile rahatim
bi rahatlama var. dunyanin yuku uzerimden inmis gibi.
son derece sakinim. uyuyan bir cocuk gibi
birazdan kalkip yaramazliklarima devam edecegim gibi.
sanki biraz yaramazim.
biri yuzumu aciyor
neden boyle uzun uzun bakiyor ki?
uykuda beni izlemeyi seviyor galiba
dudaklari titriyor simdide.
anlamiyorum
biri daha geldi.
kahretsin bu annem mi?
annem neden burdaki?
evde olmasi lazim.
allah allah
giderek soguyor odam.
keske carsaf yerine bir battaniye ortselermis
boyle iyiydi neden yatagimi degistiriyorsunuz?
insan bi sorar degil mi? hic medeni degilsiniz
bakin gerek yok o sedyeye
yuruyebilirim...
yuruyemem mi yoksa?
peki madem goturun istediginiz yere.
heyy heyy
ben usudukce daha soguk oluyor odalar.
burasida neresi?
bak yine degistiriyorlar odami
hay allah
uuu bu yatak sogukmus.
heyy bakma oyle bana
usuyorum diyorum duymuyor musun?
heyyy heyyyy sana diyorum.
gidiklaniyorum dokunma ayagima.
o ayagima bagladigin seyde neyin nesi?
ustunde adim mi yaziyor?
neden ki? bana sorsan soylerdim?
soyliyemem mi yoksa?
bak bana iyi davraniyorsun gibi ama yer artik
kucucuk oda mi olurmus?
cekmece gibi,
hemde soguk.
cok dert yaniyorum biliyorum.
heyy burda isik yok mu?
kahretsin cok karanlik, korkarim karanliktan.
hele sukur o kdafr seslendim.
neden dinlemiyorsun beni?
ukala sey ne olacak.
heyy baglamayin yine her yanimi.
hele sukur evimdeyim.
icerisi neden bu kadar kalabalik?
herkes burda sanirim
sunlar yillardir gormedigim arkadaslarim degil mi?
keratalar haberde vermiyorlar
bilsem bi hazirlik yapardim,
herkes neden uzgun?
bak salona koydular beni.
evim sicakmis, dun gece neydi oyle?
cok usudum. korktum da!
ama iyi boyle, herkes yanimda.
hemde istemeden. kendileri gelmis.
ne cok sevenim varmis. ozlemisim.
ben gidebilirim dedikce onlar tasimaya devam ediyor beni
herkesin omuzlarindayim
herkes onumde toplanmis.
helal olsun diyor.
helal olsun
helal olsun...
bak yine kaldirdilar.
birakin beni allah askina, yuruyebilirim
ne? yuruyemem mi yoksa?
en cok korkulan yer degil mi burasi?
neden hic korkmuyorum?
ama herkes uzgun.
artik omuzlardan indim.
eve iste boyle birakin beni.
bak yine aldilar.
bi dakka bi dakka
bu cukurda neyin nesi?
baba? sen mi koyacaksin beni buraya?
oglunu? beni?
babaaaaa?
baba bu tahtalar neyin nesi?
baba o tahtayida koyarsan hic isik gelmiycek bak
baba koymasana, babaaaa!!
- abi adam tam bir ibne, bana git pazardan ananas al diyor? hadi lan dedim
+ peki sen öyle diyince ne dedi?
- siktir çekti abi. çok zoruma gitti!!!
+ patrona lan denir mi olm?
- pazardan ananas aldırılır mı abi yaa?
hepimiz alisigiz her olum erken olumdur lafini duymaya, hepimiz aliskiniz allah cennette kavustursunlara, mekani cennet olsunlara ama hic birimiz aliskin degiliz en yakinimizin vefatina ya da inanca gore dunyasini degistirmesine.
bir gun once yapilan sayisiz hesap, kitap ve planin birden degerini yitirmesine. gidenin ardindan dalinan dusuncelere ve bu dusuncelerin neticesinde ne kadar uzun yasarsan yasa aslinda hayatin kisaligina ket vururcasina ducunce degistirmelere...
giden gitmis kalan saglar mi bizimdir? yoksa hayati nasil yasamaliyim ki ne zaman gidersem gideyim en iyi gidis olsun mudur? bilinmez ama her olum haberi insanin anlikta olsa bazi seyleri dusunmesine ve yaptigi ya da yapmadigi seylerden pismanlik/memnuniyet duymasina sebebiyet vermektedir.
dogum gununde sevinenlerden coktur olum gununde uzulenler, bu sebeptendir ki hic bir olum gununu yakistiramaz omuzda tabut tasiyanlar. oysa hic konusulmaz her dogumun erkenligi ya da gecligi.
bir daha goremeyecek olmanin verdigi acinin gozlere indirdigi perdedendir bu bugulanan hayat gorusu kiminde kisa kiminda uzundur ama gidenin arkasindan aglanirken seni uzen hicbirsey ama hicbirsey bir anlam ifade etmemektedir, sevinclerin ici bos, kavgalar anlamsizdir artik, o an icin belkide. yuzune soylemek istedigin bir cok sey icinde kalmisdir. hep iyidir soyleyemediklerin, kotu olan hic birsey gelmez aklina. en dolu guldugun o an gelir hep kizdigin bir ani dusunurken. o kizdigin an yok olmustur. di li gecmis zamanda yasamaya baslar artik hatiralar, gelecek zaman yok olmustur. gelecek senin icindir, taki olunceye kadar.
bugun hayatimin geri kalanin ilk gunu felsefesi dolanir akillarda. nedense hep olumlerde hatirlanir birgun olup gidecegin, iste bu dusuncedir bugulanan hayat gorusu.
her dinin en temel kuralidir iyi insan olmak. kotu bile olsan o gun helal edilir tum haklar. o gun yapilir tum konusmalar. dogum gunlerin unutulur, artik olum gunun vardir. nasil bir hayat gecirdigin iste o gun anlasilir. cenazende bulunan yakinlarin coklugu tum hayatinin karnesidir ya da bir taniyan yoktur seni, o gunun o vakti namaza gelenler defneder seni, tanimadiklari halde helal ederler haklarini, iyi bilirdik derler bilmeseler de. iste tum bu dusuncelerin urunudur olum haberi alinca bugulanan hayat gorusu.
ilişkinin hemen öncesinde devreye giren faktördür. ne güzeldir ruhunu sevdiğiniz birinin tutmaya doyamadığınız güzellikte elleri olması. tüm sözlük yazarlarının başına gelsin e mi? *
olumlu, hipertonik, süpersonik her başlıga buyrun benim diyen sahısları, kötümser başlıklarda arayıp bulamayan yazar söylemi. ehh biraz kafa karışıklı var haliyle!!
çok değil kısa bir süre sonra hayatımıza girecek olan 3g teknolojisi hayatımıza büyük değişiklikler getirecek. mobilitenin tavan yapması, teknoloji tutkunlarına büyük keyif verecek elbet. telefonun çektiği hemen heryerden internete girebilmek, bizim gibi genc nufusun cok olduğu bir topluma süphesiz olumlu yansıyacaktır. lakin internet yüzünden asosyalleşmediğimizi kimse savunamaz hali hazırda. görüntülü konuşma, heryerde internet ilk bakışta süper özellikler olsa da artık o pempe yalanları biraz zorlayacak gibi. sosyal paylaşım ağlarının yükü biraz daha artacak... çektiği resmi videoyu hemen paylaşmak, otobüs beklerken tv izlemek, düşüncesi bile güzel durumlar...
umarım bir sürü güzel şeyde olduğu gibi bununda bokunu çıkarmayız. patrona hastayız dediğimizde aç görücem demesin, evdeyim dediğimizde inanmam aç bakıcam diyen sevgilimiz olmasın...
zamanla göreceğiz ultra-mobil yaşam sosyal ilişkilerimizi nasıl etkileyecek. telefon çıktı mektuplar yok oldu, maildi msn di derken telefon konuşmaları azaldı, görüntülü görüşme çıkıncada o çok övündüğümüz misafirperverliğimiz yok olup gitmese bari...
süper demokrat bir tipim, kıymetimi bilmiyorsunuz ben daha size ne yapayım? demenin sansasyonel ve übersonik açılımı.
örnekle açıklayalım; aferim bana süperim!!
hoşlandığın, büyük ihtimal onunda senden hoşlandığı bir durumda eli ayağı sağı solu ayrı oynayan, iki kelime laf edemeyen insan eylemidir...
---------
- hıdır abi o göz ne oyle, tikin mi var?
+ şu kız beni kesiyor olmmm, kafamı karıştırma!
- abi o travesti galiba
+ deme lan? takmayalım dedim gece gece şu güneş gözlüklerini sana. hıhh!!
inanılmaz havalı bir gülüştür. olm senin bu sorduğunda sorumu, tss tsss tadında bi gülüştür. bir videosunu bulursam koycam soz, tanım yetersiz kalıyor çünkü..
hayatın en acımasız taraflarından biridir. ortaokul yıllarıydı,yaz günlerinin en büyük heyecanı atari salonundan kovulana dek salonda boş-beleş takılmak ve büyüklerden kapılan parayı burda harcamaktı. sabahın köründe kahvaltı yapmadan gidilen salonda heyecanla jeton alınır, en yakın arkadaşlar beklenirdi. bir sürü oyun arasında seçim yapılır ve genelde street fighter seçilirdi. tak-tak çekmek için ken seçilir sırayla kan ter içinde rakipler elenir en son bison a gelinirdi. "lan şu oyunun sonunu göremiycem mi lan ben hiç?" feryadındaki genc bünyenin kafası sol arkadan gelen "abi geçiim mi?" sorusuyla karışır, ilk raundu mr bison densizine tek fiske vuramadan bitirir, ikinci raund başlarken kim olduğunu tanımadığı ufaklığa kahramanını "hadi göreyim seni" sözleriyle emanet ederdi. yanar döner hareketlerle gelen bison, ken i çarşamba pazarına ananas almaya gönderir ve bir oyunun ve jetonun daha atari salonuna kar olarak geçmesini sağlardı.
işte böyle acıklı bir olayın iki kahramanıydı abiee geçiim mi diyen çocuk ve bison.
nedendir bilinmez hep bilinç altında oluşan ve yüze kaypak bir gülümseme ile damgalanan düşünceler silsilesidir. ataerkil düşünceyle "yılların hıncını alıyorsun dimi lan hipnaaa" diye bakmaktır. sanki yemeden içmeden sevişiyorlar... hıhh! yoksa öle mi lan?
