Medine de beş vakit namazında olan allah allah diyen hakiki müminlerini bile korumaktan aciz bir tanrının puttan ne farkı olur ki? Put bile daha somut. Hiç olmazsa elle tutulur. Ya islam?
insano kendinden başka kimse koruyamaz.
Ne anan ne baban ne olduğuna inandığın allah.
Bugün neden hukuk okuduğumu bir kez daha anladım ve kendime iyiki hukuk okuyorum, iyiki beni terkedecek bir kızın aşkı uğruna gastronomiyi secmedim dedim
Vergi adı altında haraç işte. Herşeyden vergi al bir bok üretme boyuna vergi al. Malımız var diye gelir vergisi al, işverimiz var diye stopaj al sonra bu vergisini verdiğim seylere sahibim diye ve bu kaynaklarımla yeni birşeyler almak istediğimde alacağım şeyden de vergi al. Ulan sanki gavur devletinde yaşıyorum ya. Adam işyerim var diye benden vergi alıyor. E calısmayayım da bak bana o zaman. Benim zenginliğimde senin ne faydan olmuş bana?
Boyuna fakirleştirmeye calışıyorsun halkını. Halkın refahını düşüneceklerini halkın cebindeki paradan daha faLa ne kadar tırtıklayabiliriz kafasındalar. Allah belanızı versin vergi almadığınız bir hava kaldı. Yakında şehirlerde oksijen bile bırakmayacaksınız sonra yeşil şehirler, yeşil siteler yapıp bunlarda oturanlardan aylık vergi alacaksınız. Sizden bu beklenir.
Kâr amacı güden bir şirketten farkı kalmadı bu devletin? insan az halkımı düşüneyim der, devlet millet içindir sözünü bu devlet millet devket içine dönüştürdü.
Şuan dünyadaki tek devlet modeli ulus devletlerdir. Bu gidişle görünen o ki şirketleşmiş devletler meydana gelecek. Bir şirket cıkıp sizin için daha iyi bir yaşam alanı diyecek bilmem ne kadar para ödeyen o şirkette yaşayacak... Olacak bu vallahi billahi olacak.. Olacak, halkımızı başka nerden sömürebiliriz vergisi bu başka biley değil. Hayatımda radyo dinlemedim adam gelip benden trt vergisi kesiyor şaka gibi ya.
Doğum günümde rüyama giren eski sevgiliye sahip olmak iyi bir şey mi yoksa kötü mü bilmiyorum ama mutlu hissettim ama bir o kadar da hüzünlü..
Onun benden gittiğinin farkındaymış bilinçaltım ama vazgecemiyorda. Yoksa doğum günü hediyesi miydi bu bana zihnimin?
Bilemiyorum ama orda olması güzeldi..
Rüyaydı ama gerçek gibiydi.
Dostum, arkadaşım olarak yanımdaydı doğum günümde, yeni ilişkisini de hala sürdürüyordu..
Ne tuhaf bir insanım ben. Sıkıldım bu karmaşadan. offf.
artık daha fazla bu kadar rezaletin döndüğü yerde duramam. Üstelik daha zall denen adam kendi hesabını koruyamazken bizimkini nasıl koruyacak? Yahu anlamıyorum bu ne biçim bir açık ki herşeye ulaşmış bu herif. Neyse iyi yaptı yine de hem bize sözlüğün ne kadar güvensiz olduğunu hem de sözlükteki beş kuruş etmeyen insanları gösterdi.
Oh olsun bu sözlüğe, hacker a da helal olsun.
Bir zamanlar bir kızı sevmiştim, nasıl sevmişim bilmiyorum ama hehalde bir daha yapamayacağım kadar çok sevmişim. Bir gün göremesem içimin huzursuz olduğu, günün onsuz gecen 10 12 saatini daha rahat gecirebileyim diye, özlem duygumu bir an olsun bastırsın diye upuzun saç tellerinden onları kalbimin üzerinde taşıyabileceğim kolyeler yaptığım birini sevmişim. Ondan çook uzun süre uzak kaldığım zamanlarda ise benden ondan bir parça isterdim.. Kimi zaman giydiği bir bluz ya da her bir yanı parfümünün kokusuyla dolu bir atkı... En son görüşmemizden sonra yine özlediğim zaman kokusunu içime çekebileceğim, huzursuz gönlümü bir parça rahatlatacak olan bluz ve fularını almıştım...
Şimdi ise sonun tahmin edilebilir..
Her şeyi kafamda bitirdiğimi sandığım gün ondan kalan herşeyi hasret gözyaşlarımla ıslanmış pecetelere yazdığım özlemimin eserlerini, sinan yağmurun Aşkın gözyaşlarını, dökülen saçlarının yere düşüp ayaklar altına alınmasına kıyamadığım ve her birini canım kadar çok sevdiğim için bir sürü saç telini kalbime taş basıp bir belediyenin çöp konteynırına atmıştım... Atamadığım tek şey vardı..
Onun kokusu... Bir daha onu koklayamacağımı, anılarda kalan aslımı korumak istedim kendimce, onu o kokuyla hatırlayacaktım, çünkü ondan geriye bir bu kalmıştı.. Vakumlu posete koyup sakladım bir daha açmamak üzere...
Sonra taşındım, istanbula geldim olaylar olaylar derken aklımdan çıkmış bu vakumlu poşet..şimdiyse Annemler bulmuşlar açmışlar bakmışlar..
6 haziran akşamı annem bir dolaptan taa bir sene önce o gün havluya sardığım şekilde dolaptan düşürünce gelip bana sordu at artık o kızın şeyini, niye hala saklıyorsun dedi. Tabi ben görünce ağzım kulaklarda.. Unutmuşum çünkü... Yavaşça açıp kokladım.. Sevdiğim kız hala ordaymış gibi geldi. Sonra buruk bir ifadeyle tekrar kaldırdım...
Ben zayıfım sözlük. Bana yapılanları unutup yoluma bakamıyorum. Bana ihanet edeni hala seviyor bir parçam.. Ne kadar küçük de olsa hala seviyor. Ama tüm benliğimde ondan nefret ediyor. Ne yapacağım bilmiyorum.
Canım çok sıkıldı.
Sadece adanada görebilecek hadise.
Yolun ortasında bir elde teker diğer elde kara yılanla birlikte lastik değiştirmeye giden yurdum insanıdır.
(bkz: başka ülkede yaşayamam) dedirtir.
Bir sorudur, Cevabı belli değildir.
Kişiden kişiye göre değişir.
Bence öldürmesinler, bazıları işe girip çalışmaya başlamış ülkeye ayak uydurmuş durumdalar.
Tek canımı sıkan nokta sokaklara yüz binlerce yeni dilenci gelmesi ve kabataş bağcılar tramwayını rezil etmeleridir. Çiş kokanı mı dersin başka kötü şekilde kokanı dersin, tramwayın metrobüsten daha sıkışık hale gelmesi falan cidden hayattan bezdirmişlerdir.
1400 yıl öncesinin hukuk kurallarının 21 yy da yürümeyecegini bilen zeki müslümandır.
Hukuk yerinde durmaz. Sürekli değişir çünkü hukuk millet için değildir halk içindir. Halk ise sürekli değişir.
Her yüzyılın gerekleri farklıdır. Bir yüzyıl için iyi ve gerekli olan diğer yüzyıl için faydasız ve gereksiz olabilir. bu yüzden hukuk kuralları çağa ayak uydurmak zorundadır.
Halbuki bu şeriatçı çomarlar 1400 yıl önce şeriat nasılsa aynısını istemektedir ve bu insanların eğitim seviyesi ciddi anlamda düşüktür.
Mantıklı bir insan, fikirleri ve değerlerini kendi belirlemiş, dışardan müdahalelerle fikirleri değişmemiş, başka fikirler empoze edilmemiş insanlar benim dediklerimi az çok anlar, objektif şekilde değerlendirebilir.
Eski türk devletlerinde bile kağanın başlıca, en önemli görevi töreyi yani bugünkü ismiyle "anayasayı" çağın gereklerine göre düzenlemektir.
Hatta bununla ilgili ata sözümüz bile vardır;
"il gider töre kalır"
töre herşeyden üstündür.
Keşke şu islamcı kafa devlet yönetimi anlayışından kurtulup en kısa zamanda eski türk devletlerindeki gibi bir yönetim usulü benimsesek. Çünkü hala bu devlet için en iyi yönetim modeli odur ve Mhplileri desteklediğim tek yön de budur.
Gelmiş millet şeriat aşkıyla yanıp tutulur olmuş...
Ah ah sizin hakkınızdan elbet birgün gelecek bu has türk soyu, ya kimliğinizi hayırlayacaksınız ya da defolup gideceksiniz arabistana. yoksa Adamı oyarlar.
Biter gider. Elde etmek için girişimlerde bulunulduysa amaca ulaşıldığı an cazibe biter.
Bu aşık olduğun kişiyi keşfettiğini artık daha fazlasını keşfedemeyeceğini düşünmen ve ilişkinin o noktada bitmesi gibi bişey.