böyle düşünen insanlar vardı. o zaman, kimsenin babası, annesini sevmiyor. yada sevilen kişiyle yapılmayacaksa bu eylem, kiminle yapılacak? insanlar nasıl üreyecek? yada arada sevgi olmazsa, dişi kişi orospu damgası yemeyecek mi?
futbolun; insanların beynini uyuşturan, halkı düşünmemeye iten, birilerinin zengin olmasını sağlayan, aşırı fanatiklik uğruna masum insanların canından olmasına vesile olan, şikeden ötürü, aslında kazananın takım değilde kodamanlar olduğunu düşünen adamdır.
Bu olumsuzlukların dışında, kendisi futbol oynadığı zaman büyük keyif alan adamdır. başkasının yediği yemekten tat alamayan adam gibi de düşünebiliriz.
pinti insanlar tarafından yapılmasına alışık olduğumuz durumdur.
oo hoşgeldin necat, buyur otur. ne içersin? cevap beklenmeden telefon ahizesi kaldırılıp, niyazi iki çay getir denir.
hatta halk arasında bu durum, psikolojik olarak ahlak kurallarının arasında yerini almıştır. mesela gidilen bir mekanda ne içiyorsun diye sorulduğunda, abi ben kola içerim diyenine rastlamadım henüz.
isviçre'de Alp dağlarının altında kazılan 57 kilometre uzunluğundaki tüneldir. 2500 işçinin 20 yıl boyunca gece gündüz çalışması neticesinde tamamlanabilmiştir.
Tünel, yıllardır Japonya'nın elinde tuttuğu 53 kilometrelik rekoru da kırmış oldu.
Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği süreci, 1963 yılında Türkiye'nin Avrupa Ekonomik Topluluğu ile ortaklık anlaşması imzalamasıyla başlayan ve 1987 yılında tam üyeliğe başvurmasıyla ivme kazanan süreçtir. 1999 yılında AB üyeleri tarafından aday olarak kabul edilen Türkiye, 2005 yılında tam üyelik müzakerelerine başladı.
bu durumla birçok kez karşılaştım. daha dün, onsuz yaşayamam, onun için ölürüm, onu çok seviyorum diyen ve evlilik hayali kuran adamlar, sevgili kıçına tekmeyi bastıktan sonra yada onun yerine daha taş bir hatun bulduklarında, eski sevgiliyle yaptıkları tüm cinsel faaliyetleri fantazi tadında arkadaşlarıyla paylaşır. lan olm sen daha dün bu kız için hayatımın aşkı diyordun. şimdi ne oldu? bunun adına yanımdayken severim, yanımda değilse çokta zikimde denir. buda açıkça gösteriyor ki, insan aslında kendisinden başkasını sevemez. bir insanı sadece seni mutlu etsin diye seversin. en azından ben böyle düşünüyorum.
kulak misafiri olduktan kısa bir süre sonra gözlerimi açtığımda, kendimi odanın ortasında pervasızca dans ediyor olarak buldum. apaçilerin neden böyle garip davranışlarda bulunduğunu şimdi daha iyi anlıyorum. kendinize hesap veremeyeceğiniz davranışlardan uzak durun arkadaşlar.
Justin BiEBER'ın istanbul'a geldiği sırada, abazanlıktan aklını peynir ekmekle yemiş bir ergen kızımızın sarfettiği cümledir. kızım ne demek aynı gökyüzüne baktık? mesela justin bieber'ın Amerika'dan aya baktığında gördüğü manzarayla, senin Türkiye'den aya baktığında gördüğün manzara farklı mı? En azından, aynı anda, aynı yerden gökyüzüne baktık gibi bir cümle kurmuş olsaydın keşke.
tuvalete girip ihtiyacınızı giderirsiniz, daha sonra yıkama yağlama işlemlerini tamamladıktan sonra birde bakarsınız ki, bir insanın tuvaletteyken başına gelebilecek en vahim durumlardan biriyle karşı karşıya kalmışsınızdır. tuvalet kağıdı olmadığı gerçeğiyle yüzleştikten kısa bir süre sonra, kıçınızdaki su damlacıklarını popo yanaklarını sağa sola sallamak suretiyle bertaraf etmeye çalışırsınız ama nafile. ıslak poponun üzerine çekilen don, suyun ancak bir kısmını emebilir. sizde günün bir bölümünü yürürken poponuzun yanaklarının birbirine sürtünmesinden ötürü, poponuzun arasına yağ sürülmüş hissiyle geçirmek zorunda kalırsınız.
tarafıma baygınlık geçirten bir olaydır. ilk kez dinlenilen hoş bir hikaye veya anının, daha önce anlatıldığının unutulması akabinde, defalarca yeni baskı yapılması sonucu, ilk başta dinlemekten keyif veren hikayeden nefret edilmesine sebebiyet verebilecek hadisedir.
yılların getirmiş olduğu yıpranmanın sonucu, yerçekimine yenik düşmüş ve vücuttan aşağı doğru kendini salıvermiş yaşlı bir organdır kendileri. üstünde beyaz tüycükleri olan sevimlimi sevimli bir yapısı vardır.
izleyin ve görün. http://www.komedimerkezi....ede-testisleri-video.html
çok değil, bundan birkaç ay önce sayın başbakanımız rte, bunlar hakkında ağzına geleni söylüyor ve dokunulmazlıklarının kaldırılacağı vaatlerinde bulunuyordu. hatta teröristle görüşme yapan şerefsizdir gibi birtakım ithamlarda bulunmuştu. ne kadar gariptir ki, şu anda yedikleri içtikleri ayrı gitmiyor. uyu Türkiye uyu. umarım bir gün uyandırılmak zorunda kaldığında, gerçekler canını yakmaz. çünkü bunu sen hak ettin. nede olsa her halk hak ettiği gibi yönetilir.
mümkün olduğunca uzak durulması gereken şahıstır. belediye otobüsünde arkadaşıyla konuşurken, önde oturan bayanlara sesini duyurmaya çalışarak, bi manitamız yok ki Kızılay' a çıkalım gibi ilginç serzenişlerde bulunabilir. hatta lunaparkta çarpışan arabalara binip, bayanlara çarpmaktan büyük haz alabilir.