ülkenin öğrencisine verdiği değeri gösteren durum, hatırlarsınız üniversite sınavları da turizm sekteye uğramasın diye erkene alınmıştı, yetkililer öğrencilerin sesine kulak tıkamıştı.
şimdi efendim ev sahipleri kümesten bozma evlerini 2-3 katına öğrencilere veremiyor diye, lokantalar öğrenci kazıklayamıyor diye, bakkalı çakkalı öğrenciye yüksek fiyattan mal veremiyor diye isyan etmişlerdi ana haber bültenlerinde.
yapmayın beyler, öğrenciler ülkenin geleceğidir, planlarını bozmayın.
evet 2. el düşecek düşecek diye bekleyen tayfanın yapmamızı beklediği eylem. nasıl düşsün ulan ikinci el fiyatları? kendimi piyasa koşullarına feda edip zararına mı satayım arabayı?
otomobil ve ev almak için en doğru zaman bugundür, almadığınız her gün aleyhinize işlemektedir. siz piyasa şaklabanlarını dinlemeyin.
Kaç saattir Twitter'da ilk sırada bu hashtag, arkadaşlar ayıptır, öğretmenler; daha ne istiyorsunuz acaba bu devletten, bu milletten?
Hala bir şeylerden şikayet edebilecek yüzü nereden buluyorsunuz? Yani aranızda "ulan abartmiyor muyuz acaba?" diyecek bir irfan sahibi meslek büyüğü yok mu? insan gerçekten hayret ediyor artık.
evet doğru duydunuz, halinden memnun çoğu öğretmen. bir çoğu başka işlerle uğraşıyor, bazısı yazlıkta keyif çatıyor, bir diğeri özel eğitim kurumlarında ek kazanç sağlıyor.
neden istesin ki işe dönmeyi? forumlarda nelerle karşılaşıyor insan aklınız durur.
islam dininin özelinde diğer tüm dinler için geçerli bu dediğimi tamam inanmıyorsun, deist, ateist, her neye inanırsan inan. bir başkasının inandığı, kutsal bildiği şeye hakaret etmek sana ne kazandırır?
kendin inanmadığın gibi inanan insanların hassasiyetleriyle oynamak sana ne kazandırıyor? dikkat çekmek, marjinal görünmek için yüzlerce başka yol varken dine saldırmak neden? ben ineğe tapan adamla dalga geçmiyorum mesela, o onun için kutsal. inandığı şeyler hakkında alaycı ifadeler görmek eminim onun hoşuna gitmiyordur, ateşe tapan insanlar var, ne güzel işte.
hoşgörü arkadaşlar, biraz hoşgörü. başka bir şey değil.
derhal uygulanması gereken önlem, ne bileyim çarpı işareti olur veya başka bir şey önemli değil orası. halkımız henüz tehlikenin tam farkında değil, pozitif olmasına rağmen evinden çıkıp alışverişe giden mi dersin, dükkanını açan mı dersin onlarcası var.
pozitif olan ve evinde karantinada olması gereken birini site bahçesinde görünce arayıp ihbar ettim, sitenin güvenliklerine de durumu bildirdim, gerekli müeyyide uygulandı. yeter bitsin bu illet.
evet son zamanlarda böyle bir moda türedi, ne istiyorsunuz diyarbakır'dan? nasıl bir önem atfediliyor bu kadim şehre? neden batman veya şanlıurfa değil de illa diyarbakır? neyin peşindesizin olm?
sosyal medya fenomenleri ekemğini diyarbakır'dan çıkarır oldu. aklıma gelen bir kaç çalışmanın linkini atıyorum.
Öğretmenlerin ağlaması bitmiyor arkadaş, aylardır evde oturup maaş alan bu insanlar yine ağlayacak bir konu bulmuş.
Neymiş efendim yıl öncesi semineri uzaktan yapılsın, online olsun. Evde oturmayı biz mi istedik, hastalık var okulları devlet kapattı diyen öğretmenler bir haftalık seminer için kıyameti koparıyor Sosyal medyada. Sizden başka herkes görevinin başında be.
Bitmiyor ağlamaları, her akşam Twitter'da ilk sıradalar.
ilk bakışta torbacı arabası izlenimi vermesinden olabilir. hepsi modifiyeli, hepsi yüksek ses müzik dinlemeyi seven toplum zararlısı tipler tarafından kullanılmaktadır.
trafikte hiç bir çevirmeden pas geçmez ve illa bir şeyler çıkar bu arabadan, çünkü kullanıcı kitlesi malum.
sağlık bakanı'nın açıklamaları sırasında söylediği' en çok dikkat etmemiz gereken şey tedbir' cümlesinden sonra alllaaah-u ekber diyen müslüman kardeşimdir, gaza gelmiştir.
etraftaki gülüşmelerden yanlış bir şey yaptığını çok geçmeden anlayacaktır.
bugün sosyal medyada dolaşan sosyal deney videosunu eminim çoğunuz izlemişsinizdir. işte orda aferin dediğiniz çocuklardır, belki de ülkenin herhangi bir ilinde aynı deneyi yapsan aynı sonucu alırsın ama ön yargıları kırmak için bile olsa güzel çalışmadır.
diyarbakır insanı merttir, dürüsttür. insaflıdır, örf adet bilir, misafirperverdir.
faşistler bu konuda ne yazarlarsa yazsınlar, doğusuyla batısıyla ülke hepimizin, ötekileştirmeden herkesi kucaklayalım.
akademik hayalleri uğruna asistan hocasına ömrünü adamış, 30 yaşına geldiği halde yuva kuramamış, tezler, dil sınavları, akademisyen kaprisleri arasında yıpranmıştır.
bazen oturup 'neden zengin bir koca bulup evlenmedim?' diye düşünüyor mudur acaba?
ekonomi bakanının dolara müdahalesi karşısında gözüne far tutulmuş tavşan gibi kalan yazarlardır, hani ülke batıyordu ha? adam çıkarıp vurdu masaya resmen ( dolarları) piyasaya 30 milyar dolar şaaak bi pompaladı, dolar bi afalladı, sonra bi 30 milyar dolar daha baktı baş edemeyecek hemen düştü
7 liraya.
sosyal medyada, ana haber bültenlerinde böyle şeyler görünce deli oluyorum resmen, ulan hiç bir vasfın yok, mesleğin yok, hadi evlendin es kaza, 10 tane çocuk yapmak nedir ha? günübirlik işlerle nasıl bakacaksın bu çocuklara?
sonra da vay efendim kiramı ödeyemiyorum, çocuklarım aç, bez yok, mama yok duygusallığı. neden ulan neden?
düzgün geliri olan, sosyal güvencesi sağlam insanlar bile ikinci çocuğu planlarken kırk takla atıyor, senin bu öz güvenin nereden geliyor? adama zerre acımam da, çocuklar masum, dönüp gidemiyorsun emenike.
ben böyle bir hakkım olduğunu düşünüyorum şahsen, ve acımıyorum kimseye. çok şükür ortalamanın üstünde bir gelirim var ve bir şekilde hayatımı idame ettiriyorum.
ama siyasi tercihleri ile ülkenin gidişatında rol oynayan dar gelirli, siyasi tercihini dini saiklerle yapan, ülkenin geleceğini düşünmeden karar veren ailelere acımıyorum. bu durum sizin eseriniz, hiç kızmayın. şimdi çekin cezasını, gidin pazar arabasını dolduramadan dönün evinize.
yıllarca sizi ' bakın bu dünyada sıkıntı çekiyorsunuz ama öbür dünyada işiniz iş, bolluk içinde yaşayacaksınız' yalanlarıyla kandırdılar, siz de bu rüyaya kanmak istediniz. adamlar ne yaptıysa eyvallah deyip bir sonraki seçim daha çok oy verdiniz.
acımıyorum kimseye, bu saatten sonra gemisini kurtaran kaptan.
düzenli gelir, planlı hayat sonucu olması çok kolay şeyler.
çok şükür okuduk, çalışıyoruz düzenli maaşımız var, gayet düzgün bir aracım da var, ev alabilecek kadar yatırım sahibiyim ( bu durumu bi başlık ile anlattım) (bkz: 5 ocak 2020 de aldığım 1 kilo altın), yani ev olayı da tamam.