koray sarıdoğan'ın esen kitap etiketiyle 20 mart 2015'te piyasaya çıkan kitabı. kapak tasarımı ise ali can meydan'a aittir.
tanıtım bülteninden;
"Sen fotoğrafları kadrajlara sığdırıyorsun, bense saati kadranlara. ikisi de zamanı yakalamak için. ikisi de gerçekliğe inanmak için." Zaman ve gerçeklik saplantısının buluşturduğu iki insan… Fotoğrafları hafızası yapan Kumru. Kafasında saat sesleriyle yaşayan Kalender. Zamana, bilgiye, yaşama, ölüme, var olmaya ve yok olmaya saplantılı olanlar. Köyler, kasabalar, şehirler, tren yolculukları, fotoğraflar, saatler, zoraki katiller, yanlışlıkla işlenmiş cinayetler, gerçeğe tapanlar, karanlığı yaratanlar, seks bağımlıları, aseksüeller, istihbaratçılar, devrimciler, dervişler, Bektaşiler, Kalenderiler ve çok daha fazlasını birleştiren; geçmiş ile yarın, yeraltı ile gökyüzü, hayal ile hakikat arasında seyreden mistik bir roman.
Celal bir gün, kadrandaki rakamların her birinin yerine küçük küçük "Şimdi" yazmış, Hasan Ali Usta gözlüğünün altından bakarak "Hep şimdiyi yaşıyorum diyorsun, öyle mi?" diye gülümsemişti. "Hayır" diye cevapladı ustasını Celal, "O şimdilerin hiçbiri aynı şimdi değil. Bak…" Saatin pimini çevirerek zembereği sıkıştırıp bıraktı. Zembereğe fazladan bir dişli ile bağladığı kadran, saatin ibrelerine bağlı olarak harekete geçiyor, ibreler soldan sağa dönerken "Şimdi" yazıları da sağdan sola dönüyordu. "Usta" dedi, "Gök gürlemeden önce şimşek çakar. Önce ışık, sonra ses gelir. Zaman da önce olayları, sonra hissiyatını gösterir. Asla ânı, o ânda idrak edemeyiz. Sürekli bir devir daim gibi, ânlar anılaşır. 'Şimdi', aynı zamanda 'az önce' ve 'biraz sonra' demek. Bu üç halkayı birbirinden ayırmak imkansız. Tanpınar bunun için: 'Yekpâre, geniş bir ânın parçalanamaz akışı' demiştir."
inanmayı başaramayanlar için zaman da, tanrı da, gerçeklik de varsayımdır. Fazlaca inanılmış tüm varsayımlar hakikat gömleğini giyer. Belki insanın zamanında, belki tanrının, belki de adı konulmamış başka bir zamanda. Ama muhakkak giyerler. Önemli olan, geri dönememe riskini göze almaktır… Bu yüzden insan, kendine her an şunu sormalıdır: Her şeyin buradan sonra başladığına seni ne ikna edebilir?"
muş il jandarma komutanlığında beraber görev yapıp aynı koğuşta kalmıştık. 1989/2 tertip timin hafif makineli tüfek nişancısıydı. eğlenceli keyifli komikti uzman olmak gibi bir düşüncesi yoktu ama maddi sebepler onu bu işe yöneltmiş olabilir. allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun. çok şehit haberi aldık fakat tanıdığın haberini almak hissiyatı bambaşkaymış.
uyuşturucu kaçakçısı urfi çetinkaya'nın oğlu. istanbul'da bir kaç tane farklı semtlerde örfi çetinkaya ilköğretim okulu, örfi çetinkaya anadolu lisesi, örfi çetinkaya teknik ve endüstri meslek lisesi bulunmaktadır.
istanbul'un her yerinde karşınıza çıkan durum. bir, bir buçuk metre kaldırımın ortasına çirkin bir ağaç. mantığı nedir ne için dikilmiştir bilen biri varsa anlatsın. ağaç olmayan bölümler ise doğal otopark olduğundan kaldırım yaya yoludur tanımını değiştirmek gerekiyor.
26 ocak 2012 olağanüstü tff genel kurulunda sert tonda konuşma yapan altay başkanı ömer hızlıokun konuşmasının yazılı ve görsel medyada görmezden gelinmesi sonucu varlığı kanıtlanmış realite.
7 aydır galatasarayın inatla her platformda söylediği oyun başladıktan sonra kural değişikliği olmamalı söylemiyle bütün rakip taraftarların tepkisini çeken duruşu aşikarken, bir hafta on gündür yönetmelik değişmesin diyen fenerbahçenin zaferi olarak gösteren medya safını belli etmiştir.
uğur meleke'nin yazısında altay başkanı ömer hızlıok'un konuşmasının büyük kısmına ulaşabilirsiniz.
fenerbahçe yöneticili ali koçun galatasaraylı yöneticileri selamlarken kullanıdığı cümle.
adalet bekçiliğini kötü bir durum zanneden zihnin ürünü. galatasaraylı yöneticiler umarım onun seviyesine inmemiştir.
türkiye cumhuriyeti başbakanı recep tayyip erdoğan'ın yeni bir one minute çıkışı. kaçıncı olduğu konusunda bir fikrim yok başbakan sürekli gider yaptığı için. sonucunu bekleyip göreceğiz.
önce herkesi doğalgaz abonesi yapmak için türlü numaralar çek. kömür sobası kullananlara ceza kesilecek dedikodusu yay. mevsim gereği hava soğuyup kullanım artınca biz bu kadar soğuk olacağını tahmin edememiştik, yeterli gazımız yok alternatif kaynaklara geçmenizi öneririz de.
tipik türk kafası, plansız programsız ya allah deyip işe başlamış kurum açıklaması.
bir babanın çocuklarıyla kurmadığı samimiyeti torunlarıyla kurmasıdır.
ablanın oğlu vardır. dedesine (ki baba olarak sert mizaçlıdır), adamım diye hitap eder. omuzlarına biner. pahalı oyuncaklar aldırır. 3d sinemalara gidilir.
arkadaş bizde elalemin oğlu değiliz bizim çocukluğumuzda baba sabah işe gider, gece yarısı yorgun argın gelirdi. bizimle ilgilenecek ne vakti ne de takati vardı.
kısacası cefayı çocuklar çeker, sefayı torunlar sürer. (bkz: kıskanç)
abd kaynaklarına göre, ankarada konu ile ilgili görevlendirilen başsavcı, israil askerlerine açtığı davayı ve hukuki prosedürleri süresiz olarak durdurma kararı aldı.
kendisiyle yakinen tanışırız. bölüm müdürüne karşı gelmişsin tam da arşiv çalışması öncesi. 8000 (yazıyla sekizbin) sayfa önlü arkalı fotokopi çekme göreviyle şereflendirilirsiniz. üç gün boyunca süren işlem sonucunda bir hafta makinesinin sesi beyninizin içinde yankılanır. müdüre cevap vermeden önce üç kere düşünmeye başlarsınız.
anayasa komisyonu kadar önemli bir komisyon.bir an önce kurulmalı ve içerisinde millet vekili temsilcileri dışında işçi temsilcileri, emekliler derneği gibi toplumun önemli kurumları temsil edilmeli.
tbmmden başka dünyanın başka bir ülkesinde kendi maaşını kendi belirleyen başka bir kurum var mıdır bilmiyorum. asgari ücret için günlerce tüccar pazarlığı yap, bir sürü kurumu topla oraya ortalığı karıştır, işveren sendikası mümkün olsa maaşlara indirim yapılmasını önerecek. memur maaşlarına %3 zam yapmamak için kırk takla at.emekliler için intibak yasasını erteledikçe ertele. sonra kendi maaşını kendin belirle.
işçiye zam yaparken çindeki işçinin aldığı aylık 60 doları baz al. vekil maaşına gelince amerika birleşik devletlerini almanyayı hedef göster.
bilinçaltının esrarengiz patlamalarından doku örnekleri alan ve yeniden bilinçaltına gönderen sıradışı yönetmen david lynch'in filmlerinden bilgiler, esintiler, müzikler ve david lynch'in solo müzik çalışmaları, koray sarıdoğan'ın sunumu ile 4k-radyo'da yayında.
bu sabah bilgisayarı açtığımda karşıma çıkan uyarı. utanmadan çocuk profilini seçmişler bir de. an itibariyle bilgisayarın ağ bağlantısını kestim. kendi dizüstü bilgisayarımı da açtım vınn aracılığıyla internete giriyorum buna nasıl bir engel koyacaklar merak etmekteyim.
çalıştığım şirketin ar-ge bölümünde çalışan nev-i şahsına münhasır zatın beyanı. tamam elektronik mühendisi olabilirsin ama adama sorarlar bugüne kadar ne yaptın amfi adaptör, zannedersin bilgisayarı icat etmiş internetin gelişmesinde katkıda bulunmuş, twitter onun eseri. bir de aşağıdaki şiiri feyk hesaptan paylaşmış.
mesleğimi sevmiyorum,
mektuplar yok artık sevgiliye elle yazılan, değeri olan.
değersiz mesajlar var; alıntı, çalıntı
hiç biri bizim olmayan kelimeler,
kelimelerin en biçimsiz, en yalın halidir aşk.
özlemek yok, heyecan asla!
hasret cep telefonu kadar uzak,
görmek internet kadar...
mesleğimi sevmiyorum.
j.s. bach ile break dansı buluşturan etkinlik avrupa turnesi kapsamında istanbul, ankara ve izmir'e uğrayacaktır.
yüksek fiyatlarına rağmen biletler tükenmiş olması ülkemin sanata ve sanatçıya verdiği önemin kanıtı niteliğindedir.