bölüm itibariyle kanser olma riskimi arttıran dizidir. resmen çıldırdım. senaryonun boktanlaşmasıyla devam eden, mihrimah'ın kaşarlıklarının haddi hesabı olmayan, mustafa'nın ise anlam veremediğin tuhaf baba düşkünlüğü bölüm itibariyle tavan yapmış bulunmakta. hayır bu kaçıncı? daha kaç tane yeniçeri kellesi alabilirsin acaba? her seferinde yedi iklimin sultanıyım diyosun da, o yedi iklimin sultanının gücü anca yeniçeriye mi yetiyo? kaldı ki bir baba oğlunu bu kadar mı kıskanır, bu kadar mı hazmedemez? mustafa'yı destekleyen herkesi mi yok ediceksin? o halde devletin içinde devlet olan diğer beylerin, paşaların da tek tek kellesini alsana.
bu mustafa' ya yaptığı kaçıncı hakaret ayrıca. ilkinde yeniçeri ağası ali'nin kellesini mustafa'yı desteklediği için herkesin gözü önünde mustafa' nın emriyle aldı. şimdi de mustafa'nın kılıcıyla kendisinin başa getirdiği ferhat ağa'nın canına aldı. mustafa önümüzdeki bölüm ölmeseydi bir dahakine bütün ocağı mı kılıcından geçircektin? ne yani senin olayın bre gafil.
ayrıca hayatımda süleyman'ın bilinçaltı gibi bi bilinçaltı görmedim.fantastik rüyaların gerçek olsaydı keşke. en azından bu bölümdeki. sen mustafa'ya kıymadan babanın ruhu gelip alsaydı canını senin.
"kimileri var ki çok hayın oluyo
yoluna çiçekten çok mayın koyuyo
beni kandırma ayıp oluyo
kaşım gözüm derken yaşın geçiyo" sözlerini içinde barındıran bir oğuzhan koç şarkısıdır.
buyursunlar...
"Aşkım sende pek vaziyet yok
Önden buldum başka bilet yok"
demek ki arkadan bulunan bilet makbul.
"Yıpratmış ayrılık bünyemi yalan
Taciz ediyorlar...
Koynumda besledim bir sürü yılan
Aşktan ölüyorlar..."
bu yıpranmanın yalan olduğunu öğrendiklerinde "ooo... bunun bünyesi yıpranmamış mis gibi oh taciz edelim" mi diyorlar yani? Yılanların aşktan ölmesineyse değinmeyeceğim.
rakıyı fazla kaçırıp kustuktan sonra bir o kadar da itici olan kadındır.
bahanemiz hazır : "çok karıştırdım yahu mezeler falan ondan kustum yani" he he.