1983
114 (çevresinde sevilen sayılan)
beşinci nesil yazar 1 takipçi 2.80 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    burcu esmersoy

    168.
  1. azerî kızı günel'in klibinde löpür löpür yarım ekmek arası köfte falan yediğini hatırlarım bu burcuceğizin. hâlâ o sahne gelir aklıma her izleyişimde. rezalet..
    4 ...
  2. sosyalizm bitti abi ya

    9.
  3. postmodernizm nedir bu yaşa değin anlayamayan biri kaldıysa eğer arz etmek elzemdir; ahan da bu cümle, "ergen feveranı" kılığına bürünmüş postmodern yaygaranın kendicağzıdır tam.
    0 ...
  4. sekter

    5.
  5. sol cemiyette sekter küfrünü yemek her vakit yeğdir. duyarsanız üzülmeyiniz zira kötünün kötüsü vardır. aşağılama kudreti bakımından, sekteri sırasıyla "troçkist", "reformist-revizyonist" ve "burjuva uşağı" takip eder.
    2 ...
  6. bahar ve kelebekler

    2.
  7. tekila

    85.
  8. bunu içen kişi ilginç şekilde sarhoş olmaz, böğüre böğüre ağlamaz, alkol üzerine birkaç beden büyük gelmiş gibi ele güne kepaze olmaz. ondan kelli tekila öforisi dünyanın en güzel üç bilemedin beş şeyinden biridir.
    1 ...
  9. gülgün feyman la imana gel

    18.
  10. dün gece itibariyle tonight show'da conan o'brien'a malzeme olmuştur. maymunluğumuz ulusal sınırlara sığmıyor lan negzel.
    1 ...
  11. her türk asker doğar

    48.
  12. doğrudur. her türk aynı zamanda erkek, yiğit, gözüpek, müslüman, tercihen sünni, heteroseksist, üçgen vücutlu ve ille de şahan bakışlı da doğar. aferindir ona.
    3 ...
  13. vücudunu teşhir eden kız

    5.
  14. halbuki önce kendi bedenine ne yapması gerektiğini bizlere danışıp ellerimizi öpüp hayır duamızı alması falan gerekir. kesinkes yanlışlardadır.
    0 ...
  15. on the road

    16.
  16. bu kitabı okumak, ardından da 'yarın işte giyilecek giysileri ütülemeye koyulmak' eyleminin verdiği his, yasal işkence yöntemlerinden biri olsa gerek.
    4 ...
  17. michael jackson un ölümüne üzülen insanlar

    24.
  18. geçip gittiği kafaya dank eden yıllar, çocukluğun verdiği o pür salaklıkla smooth criminal'i hatasız söyleyebilme yarışları, ergenlik ve billie jean, ain't no sunshine dinleyerek uyumamaya kasılan geceler, çocukluk, ilk gençlik, mutlu zamanlar, kapanan efsanevi bir devir, popun en gösterişli dönemlerine tanıkılık etmiş olmak... michael jackson'ın yediği hiçbir bok, kendisi bile hafızamızdaki yerini değiştiremez sanırım.
    kısaca benim bu insan.
    2 ...
  19. komünizm

    277.
  20. orta son argümanlarından yakasını sıyıramayandır. "hangi adaletsizlik, ne bakımdan, nasıl, hatta kim?" oralar komple buğulu, tümden meçhul, ahah. tek cümlelik yargı klişeleriyle bacağına yapışmaktan kurtulamadık vallaha yaşlı, yorgun ve kendi hâlinde komünizmin ki yıl oldu 2009, yazıktır. en iyisi işsizlik, fukaralık, diz boyu hırsızlık, gasp, fuhuş, açlık falan hakkaten zaten.
    1 ...
  21. çocuk işçileri

    1.
  22. çocuk işçiler kapitalizmin gözümüzün göresi gelmediği, en iğrenç boyutlarından biridir. düşük maliyet ve yüksek performansla çalıştıkları doğrudur ve bu sebepten kâr birikiminde sermayedarlar nezdinde ilk tercih sebebidir. sigorta iste(ye)mez, iş güvenliği sıfırdır, sömürüsü azamidir. bir gıdımlık vücutlarıyla sabahın sekizinden akşamın sekizine kadar canhıraş çalışırlar. istanbul'un arka sokaklarını dolduran irili ufaklı binlerce atölyeden tutun üçüncü dünya ülkelerine iş sipariş eden uluslararası üne sahip sözüm ona prestijli firmaların bile iliğini kurutmayı sevdiği bir işçi profilidir. onlara acımak dünyanın en tabii şeyidir de tersini havsalam almıyor.
    0 ...
  23. türkiye de sanatçı olmak için gerekli hususlar

    3.
  24. sanat icra etmekten gayri her boku yemek yeter şarttır.
    beren saat'i oyuncu, pelin batu'yu ressam, ismet özel'i şair, pi'yi de üç alınız.
    2 ...
  25. mutsuzluğu sevmek

    14.
  26. ruanda soykırımı

    14.
  27. bütün dünya medeniyetlerinin çekirdek çitleye çitleye oturup seyrettiği insan yapımı katliam. işin içinde israil'in parmağı olsa ne yazar, içine bacağı girse ne yazar? o sürece müdahale etme gereği duyan herhangi bir ulus devleti çıktı sanki de ortaya, şimdi antisemitik, überokültist mitleri yaymaya hakkımız oldu. ne ilginçsiniz bazen.
    3 ...
  28. saba tümer

    169.
  29. ilk başlarda gayet sıradan, düz bir tipti bu hanım teyzemiz; sarışın, yüzü düzgün zilyon tane spikerden sadece bir (1) tanesiydi. baktı gördü ki o frapan, iğrenç kahkahayla anılır, akılda kalır oldu hepten suyunu çıkardı işin. daha dikkat çekici bir yönünü keşfetse keşke bir an önce de kurtulsak.
    0 ...
  30. ideefixe

    25.
  31. edgar allan poe'nun bütün öykülerinin toplandığı meşhur zebellah kitabını şimdilerde 28 tl'ye indirerek zamanında aynı kitaba 70 tl bayınan fanileri ağlatmış hatta inletmiş ilim irfan yuvası.
    2 ...
  32. fatma ceren necipoğlu

    5.
  33. kendisinin başına gelen kadar sapık medyanın hâli de o derece üzücüdür. ana haber bülteninde hocanın özel odasına, dersliğine vs. girip, tüm özel eşyalarını, askıdaki elbisesine varana kadar kurcalamayı habercilik başarısı falan zanneden leş kargaları var bu ülkede hâlâ, en çok ona yanarım. Anası, babası, kardeşi, arkadaşı falan olsam irkilirdim sanırım densiz muhabirin ellerini, kollarını hatta burnunu kayıp yahut merhumun ardında bıraktığı saatine, notlarına, masasına pervasızca sokuşunu izlerken.
    iki dakka insan olmayı beceremiyoruz sanırım.
    6 ...
  34. the old man and the sea

    11.
  35. bu eserin aleksandr petrov elinden çıkmış 1999 yapımlı ve bol ödüllü bir de nefis uyarlaması vardır ki yağlı boya tablo mudur yoksa film midir anlaşılmaz; öyle büyüleyici, öyle dehşetengiz bir animasyondur.
    1 ...
  36. beat generation

    8.
  37. elde edemediğimiz ne kadar dünyevî deneyim varsa tümünü heybesine doldurmuş, tadamadığımız bilumum hayatî zevkin dibini bulmuş, vazgeçemediğimiz ne kadar konforlu boyunduruk varsa hepsini elinin tersiyle ittirmiş; çok yürümüş, çok yorulmuş, çok kirlenmiş, çok esrimiş ammavelâkin çok yaşamış insan kuşağı. ayda yılda üç beş konser haftada birkaç bira ile yaşadığını zanneden akça pakça çocuklar olarak, kendilerine ölesiye özenmekle kendilerinden öldüresiye nefret etmek hisleri arasında gidip geliyor olmamız çok normal.
    6 ...
  38. lisa simpson

    9.
  39. feminist, çevreci, hayvansever, ifade özgürlüğü savunucusu, hümanist, vejetaryen, cazsever, kürk karşıtı, medya karşıtı, anti-faşist, anti-militarist, anti-seksist minik bir ideolojik duştur neredeyse. dünyada lisa simpson tutarlılığında 100 adam bulsak bugün bambaşka bir gezegen hâline gelebilirdik; o derece "eve al besle" tıynetli, duruş sahibi bir aktivisttir kendisi.
    2 ...
  40. sen to chihiro no kamikakushi

    22.
  41. çok yetenekli bir besteciden dinlenen iyi bir senfoni gibi, hayranlık verici bir tablo gibi, okuyunca tadı damakta kalan bir şiir gibi etki gücü yüksek miyazaki filmidir ruhların kaçışı; ince ince nakışlarla işlenmiş bir masaldır adeta. görselliğin bu kadar yoğun hâkimiyetine karşın verdiği mesajlar da bir o kadar doyumluktur. büyüyüp de küçülmüş gibi duran, sabır küpü, ailesinden çok daha olgun, insaniyetli ve pek hakkaniyetli chihiro ile haku'nun tertemiz aşkı, sophie ile howl'un fedakâr aşklarına da fazlaca benzer bir yandan.
    öyledir ki, her izlendiğinde yeni baştan içini temizler insanın.
    5 ...
  42. tek gecelik ilişki

    65.
  43. hakkında böyle değişik bir izlenimci/kurdanımcı hâlet-i ruhiyeye bürünülmüş baya ilginç. kimisi kızmış "sağlıksız, karaktersiz hoy hoy!" demiş, kimisi "aman allah, pek yanlış.." buyurmuş falan, garip geliyor olaya dışarıdan müdâhil olan üçüncü gözlerin densiz hışımları. "bizi ne ilgilendirir?" yahut daha kısaca "bana ne yahu?" demek zor mu olmuş bu kadar görmeyeli? daha tek gecelik ilişki eşiğinde hiç durmadık şükür de, korkar oldum bu yeni nesil özel hayat polislerinden vallahi. yaşlandık mı nedir?
    0 ...
  44. mum

    39.
  45. izlanda mahsulü elektronik müzik icracıları. sigur rós sevenler, allah'ın emri peygamberin kavliyle kendilerini de sevecektir; kaçar yok. böyle yer yer korku filmi müziği tadında karanlık ezgiler, yer yer anime neşesinde canlı melodiler falan, tarzlarını oturtmuş mülâyim ve kendi hâlinde bi' gruptur işte. çok sever sayarız. şöyle bir şey var mesela, şüphesiz alâkalıdır:
    (bkz: the ghosts you draw on my back)
    0 ...
  46. radikal cumartesi

    1.
  47. bu ülkede radikal'in bir vakitler "radikal solcusu" gibi bir okuyucu profili yarattığını düşünürsek nur çintay aköz'ün dümeninde suyu iyice çıkmakta olan cumartesi ekinin hâline sevinebiliriz bile, hakkımız var.
    mrs. aköz'ün gastronomik zevklerinin peşinde gollum oluşundan yeterince bıkmayan var ise moda adı altında lüks marka seviciliği yapan ferhan istanbullu, kendini hâlâ lisede falan zannettiğinden korktuğum ayça şen, "bu ülkenin en güzel köşe yazarı" etiketinden ötesini elde etmesine gerek olmayan, şirin toplumsal tepkiselcilik oyununu o şirin şapkasıyla yapmaya gayret gösteren, şirin eray aytimurgibi sabun köpükleri cumartesi ekinde bu misyonu fevkâlade sürdürüyor.

    yine bu ülkede bir burjuva olmaktan daha kötü bir şey varsa o da burjuvazinin emrinde kalem oynatan bir medya mensubu olmak sanırım.
    1 ...
  48. hümanizm

    37.
  49. gittikçe 'pasifizm'le karıştırılmaya başlanan düşünce sistemi. hümanizma, canına kast eden, etmiş olan, edecek olan katilleri, hırsızları, kan emicileri bağrına basmak, onları iflâh olmaz bir sevgi deryasında boğmak falan demek değildir. hümanizma, insanlık ailesinin tümünün birden iyiliğini istemek, insanın taşıdığı insanlık onurundan kaynaklı değerlerini yüceltmektir. hümanizma, dayak yediğinin adama gül uzatmak değilken aynı zamanda bir makyaj, giysi, aksesuvar çeşidi de sayılmaz; "hümanist takılmak" gibi imajinatif eleştiri biçimleri (külliyen) içi boş gevezeliklerden başka şey değildir.
    2 ...
  50. 25 mart 2009 muhsin yazıcıoğlu helikopter kazası

    85.
  51. yazık olmuştur. zira adına yazıcıoğlu denen dava adamı, eğer öldüyse, "halkın adaleti" ile müşerref olmadan organik bozunmaya uğrayacaktır zaman içinde. sadece bu yönden acı vericidir.
    2 ...
  52. barack obama

    319.
  53. şirin suratlı, çikolata aromalı dünya başkanımız, yeni pop-ikon'umuz, ideo kültürel makyajımız, solaryumlu siyasetimiz, amerikan kültürü ve edebiyatı hâkimiyetindeki dünya medyasının arayıp da bulamadığı (veli)nimetimiz adeta. amerikalıların yıllarca hollywood klişelerinde yaşattığı zenci/kadın prezidınt hayallerini tatmin etti; yetmedi jay leno'da güldürdü ellen'da kıvırttı falan da.. daha ne olsun?
    amerikanya cehenneminde ikâmet eden 47 milyonluk sigortasız insana ne güzellik düşündüğünü görücez tabii zamanla.
    2 ...
  54. minute waltz

    1.
  55. frédéric chopin'in 1847 yılında, piyano için bestelediği ünlü valslerinden biri. "waltz in d flat major, op.64 no:1" adıyla da bilinen minute waltz, aynı zamanda bestecinin en bilinen ve en sevilen eserleri arasındadır. bir vals bestesi için oldukça kısa sayılabilecek olan minute waltz, hem gerilimli bir tempoya sahiptir hem çok eğlenceli bir parçadır.
    0 ...
  56. © 2025 uludağ sözlük