taraf gaztesinin; yandaşlıktan kaçması, doğru haberlere imza atması, araştırmacı gazeteciliği türkiye cumhuriyetine göstermesi, objektif olması, doğrudan taraf olması bu gazetenin türkiye'nin en istikrarlı ve doğru gazetesi olduğunu gözler önüne seriyor.
ezilen bir halkın milliyetçisinin olması mümkün değildir. çünkü milliyetçiliğin oluşabilmesi tamamen ulusal burjuvaziye bağlıdır. ulusal bir burjuvaziye sahip olan milletler de devletleşmişlerdir. yani milliyetçilik yapılabilmesi için bir devlete sahip olmak gereklidir. ezilen bir halkın, devletsiz ve milli burjuvazisiz bir halkın milliyetçilik yapması olanaksızdır. ezilen bir halkın milliyetçisi olmaz devrimcisi olur...
yersiz bir korkudur. zira kürtlerin bir devlet kurma, ülkeyi bölme gibi bir dertleri yoktur. tek dertleri eşitliğin sağlanmasıdır. eşitiz diyenlere de etraflarına bakmalarını öneriyorum. bunu gerçekleştirdiklerinde, at gözlüklerini fırlatıp attıklarında bazı gerçeklerin farkına varacaklardır. varmayadabilirler. ama ortada bir eşitsizlik var. bu eşitsizliği dile getirmek, tepki göstermek bölücülük olamaz. kürtler bu vatanı en az türkler kadar sevmektedir. ama ne yazıkki bizim türkler nedense bu gerçeği kabul etmekten kaçınıyorlar ve nerede bir kürt lafı görürlerse direk saldırıya geçiyorlar. bölücü, provakatör, terörist, kıro, vahşi diye ötekileştiriyorlar. ortaya somut doğrular ve gerçeklikleri koyamıyorlar. hep küfürle, hep hakaretle yanıt veriyorlar...
türkiye'de bulunan 30 milyon nüfuslu kürt halkına azınlık denmesidir. tamamen şovence bir söylemdir. zira böyle söyleyerek türkiye'deki kürtleri, türkiye'deki ermenilerle ve diğer etnik yapılarla bir tutmaya çalışıyorlar. durum öyle değildir. türkiye'de başlı başına bir sorun vardır. bu sorunu yok sayarak, faşizan tarvırlar ve söylemlerde bulunarak hiçbir yere varılamaz...
genlerinde dolanan ırkçı düşüncenin bir üretimidir. sol düşünce sanki sadece kendilerine özelmiş, sanki bu düşünceyi vareden kendileriymiş gibi saçma sapan söylemlerde bulunurlar. sol evrenseldir. bir ırka ve ulusa bağlı bir düşünce değildir.
bir paketin içine boku koyduktan sonra komuşunun kapısının önüne bırakılır. komuşunun ziline basılır. komşu paketin içinde ne olduğunu merak edip elini içine sokar ya da koklar. böylesi daha faydalı bir eylem olurdu. daha stratejik...
kimliği cüzdanına sığmayan birinin gerçekleştirdiği hadisedir. kimlik 4'e katlanır ve cüzdanın bozuk para bölümüne yerleştirilir.
bunu yapanlardan biri de benim. önceleri pek sorun çukarmazdı. ancak bugün bir polisin kimlik sorması üzerine kimliğimi gösterdiğimde bana '' bu ne lan'' diye bir yanıt verdi. ve bana senin kimliğini bir daha böyle görürsem kimliğin olmamasından dolayı sana ceza yazarım dedi.***polisin yanından hemen ayrıldıktan sonra kimliğimi nereye koyayım diye düşündüm. ancak cüzdanın bozuk para bölümünden daha uygun bir yer bulamadım ve tekrar aynı yere yerleştirdim.*
devrimci gibi geçinenler kendilerini devrimci zannedip ortalarda ellerinde pankartlarla egoist benliklerini tatmin etme çabasında bulunmasın. devrimci için birinci öncelik bulunduğu yapının refahı değil, halkın refahıdır. günümüzdeki devrimci görünümlü egoistler,**kendi bulundukları siyasi görüşün borusunu öttürmekten başka bir halt yemezler. gerçekleştirdikleri sıradan eylemlerde de bunu gözlemlemek mümkündür. eylemlerde dikkati çeken; aynı amaca sahip, aynı hareket tarzına sahip, sıradan eylemlilikler gerçekleştirmekten başka birşey yapmadıklarıdır. ama sorarsan aralarında dağlar kadar fark vardır ve neredeyse birbirlerine düşmandırlar. onun bayrağı ona itici gelir, diğerininki başkasına itici gelir. biri orak çekiç, diğeri yıldız içinde orak çekiç, diğeri orak çekiç üstünde bilmem ne...bırakın bu devrimciyim ayaklarını! ya gerçekten devrimcilik yapın ya da gidip bir çocuk parkında benim babam senin babanı döver tartışması yapın!..