1- bilim adamı da olsa türkiye'deki aile kavramının saçmasapan olması nedeniyle illa ki ailevi problemlere ömrünün bir beş yılını harcayacak, geri kalan kısmında da beynini meşgul edecektir.
2- bürokrasinin kördüğüm olmuş olmasıdır.
3- ilerlerken karşısına statü olarak daha yüksek konumda olanların, kendisine yardım etmesinden çok konumlarını ve isimlerini korumak için arkalarından gelenlere çelme çakmaya çalışmalarıdır.
4- eğer üzerinde çalışılan şey özellikle ekosistem için olumlu, büyük işletmeler için olumsuz sonuçlar doğuracaksa amcalar tarafından engellenmesidir.
5- karşımıza günlük çıkan öküzlerin vaktini ve enerjisini çalmasıdır.
(bkz: park halinde duran araca bindirmek)
(bkz: bozuk gıda satışı)
(bkz: hastane)
(bkz: soru sorunca sana ne diyen hoca)
savaş uçağını sebepsiz yere suriye üzerinden gönderip vurdurtan müslüman hükümet acaba buraya sebepli bir savaş uçağı gönderir mi? yoksa menfaati olmayan bir işe burnunu karıştırmam mı der? her sene bok gibi para çeken hac-umre ortamlarının sahipleri neredeler? ezan sesi sadece onlar için mi? din ne amk? insanlık ne?
şu anda tek paylaşabileceğim haber linki http://www.ntvmsnbc.com/id/25368164/
internette gördüğüm fotoğrafları paylaşmaya yanaşamıyorum. ne geçiyor ellerine katledince?
muhtemelen boyu yüzünden "deve", bekareti yüzünden "kezban", güzelliği yüzünden "kaşar", zekası yüzünden "kendisi ispat etmeye çalışıyor" laflarını işitmiş bu yüzden yurtdışına kaçmış kızdır.
not: kaçamadıysa kaçsın. ailesi bekaret muhabbeti yüzünden özgürlüğünü kısıtlıyorsa kaybederek gidebilir. hello turkey, this is kezban on air.
boyu 160 cm.den uzun olunca herkesin kendisine bayılması gerektiğini düşünen bir sözlük yazarının beklediği bayılmaları görememesi sonucu ortaya çıkmış şey. ne ben de anlamadım. şey.
tam aklımdan geçen buydu sözlük. hani ne bileyim davul da bari güzel çalınsa yeminle savaş mı çıktı diyerek sıçrıyorum uykumdan. davulcu kardeş sokağın başından çala çala gelse hani ürkmeyeceğim de tam apartmanın dibine gelince vuruyor, iki sokak arasında boşa atıyor vitesi çakal.
yolda yürürken normal, sakin sakin yürüyememektir. içinizden hep "bir şey olmayacak, laf atmayacaklar, üstüne yürümeyecekler, bakmazsan görmezsin, görmezsen korkmazsın!" cümlelerini geçirirsiniz, motivasyon için. ama kafanıza halı düşebilir -düştü-, deli saldırabilir -saldırdı-, göğüslerinize abanan bir adam olabilir -oldu-. bu mikro şeylerle kalsa keşke.
asosyalliğin karakterle bağlantılı olduğunu unutan, parasızlığa lanet etmiş kendisini derinden anladığım bir öğrenci sözlük yazarı arkadaşımın gerçek olduğunu sandığı şey.
laf atılacak kapasitede bir sevgiliye pratikte sahip olduğunuz için gurur duyup, sevgilinizi iyice kendinize yapıştırarak yolunuza devam ediniz. he eğer iki metre mesafeyle yürümek durumdaysanız o zaman duymamazlıktan geliniz. yoldan geçen vatandaş gibi.