ah türk telekom bi tek sen ilgileniyorsun benimle. canımsın. yalnızım, kimsem yok bi internetim var. ufacık bir sorun yaşadım hemen geldin hallettin çok iyisin gerçekten.
suyunu günlük ihtiyaç bildiğim erikli'nin yeni sloganı. bakkal gibi halk adamlarının kendini toplumdan biri olarak görmesini sağlayacak bir kampanya olmuş. ellerinizden öperim.
Piyasada sayısızca anatomi çevirisi olan, hacettepe'den çıkma, halen yakın doğu üniversitesi bünyesinde anatomi profesörlüğü yapan diş hekimi. Diş hekimliği mezunu olmasına rağmen ömrünü tıp fakültelerinde geçirmiş bir akademisyendir.
Galatasaray taraftarının takımını sahiplendiğini gösterir. Galatasaray kulübü kampanyayı "1 Mayıs'a kadar 2 milyon bileklik" olarak güncellemiştir. En kısa zamanda ben de alacağım.
Kendisi ile çelişen kadındır. zira türban takmanın altında yatan mantık şudur; "ben dış görünüşüm ile dikkat çekmeyeceğim". Lakin makyaj yapmanın anafikri de dikkat çekmektir. Diyeceğim o ki dostlar:
öncelikle bu ss'i almadan önce ss alınacak bir snap geleceğini bilmeniz lazım. örnek vermek gerekirse merve'den göğüslerini snap atmasını istersiniz. merve de size "atarim ama ss almak yok hee" der. siz de el mahkûm kabul edersiniz. fakat bir yanınız da ss almak ister. bu sırada hemen yapmanız gereken şu. snap'i yüklüyoruz lakin açmıyoruz. hemen wifi'ı ve hücresel veriyi kapatıyoruz. snap yüklü olacağı için açmamızda bir problem yok. snap'i açıp gönül rahatlığı ile sslerimizi alıyoruz. yalnız !! burada bitmedi. işlemler tamamlandıktan sonra snapchat'ten tamamen çıkıyoruz. apple için home tuşuna double tap yapıyoruz, android için açık uygulamalar tuşuna basıyoruz ve snapchat'i oradan tamamı ile kapatıyoruz. daha sonra internete tekrar bağlanıyoruz. ayni snap'leri izlememiş göründüğümüz için tekrardan izliyoruz. eğer uygulama arka planda açık kalır ise internete bağlandığımızda bildirim gider.
antalya fen lisesinden daha iyi olan, mezunu olduğum lisem. çok sosyal olarak gelişmiş öğrenci profili çizmez. 180 kişilik dönemin 20-25'i anca sosyaldir. geri kalanı ise muazzam çalışkandır. antalya 1.si sık sık bu okuldan çıkar. dönemin %80'i tıp fakültesi ve başarılı mühendisliklere gider. yoğun olarak mühendislikte tercih istanbul teknik'tir. öğrencilerine başarılı olmaları için her türlü kolaylığı sağlar. benim dönemimde sık sık öğleden sonra tatil edilip dershaneye yollanırdık. çocuğunuzu göndermek istiyorsanız gözü kapalı yollayabilirsiniz. en kötü itü'de metalurji okur.
bugün yine düşünmeye başladığım eylem. lise çağlarımda da düşünürdüm bunu. sonra etrafımdakilerin "lan oglum sanki amerika'dır ingiltere'dir farklı amk" sözleriyle fikrimden caydım. geçen yazlarda amerika'ya gitmemle hayata bakışım değişti. bu düzen, bu saygı, bu anlayış... o kadar farklıydı ki. metroda kamera ve güvenlik olmamasına rağmen kimse turnikelerden atlamıyordu. herkes metroda önce insanların inmesini bekliyordu. oruç tuttuğum için evde ve okulda kimse yanımda yemek yemiyordu. saygılıydılar işte. ama halk polisten çok korkuyordu... ben de dedim ki kendi kendime "lan halk iyi hoş da, kesin bunların polisi de bizimki gibidir. yok yok daha da kötü ve gaddardır. elin gavuru amk" dedim. ta ki o güne kadar... israil, filistin saldırılarını yoğunlaştırmıştı. müslüman ülkelerde bile ses getirmiyordu neredeyse. öğlen yine okula gitmek için metroya bindim. times square da inmemle o mükemmel görüntüyle karşılaştım. binlerce insan ellerinde filistin bayrağıyla israil'i protesto ediyordu. hem de yahudiler yönetiyor denilen ülkede. yaklaştıkça içlerinde saçlarından yahudi oldukları belli tipler belirmeye başladı. polisler gelip şimdi coplar bunları diye düşünürken kenarda duran 3-5 polisi gördüm. yanlarına iliştim. meğer onlar da insanlari "dikkat edin eşyanız çalınmasın" diye uyarıyormuş. derken yanıma bi polis gelip "sir, this section is almost full. it is better to go that section" dedi ve beni daha az yoğun olan yere yönlendirdi. inanamamıştım. resmen polisler insanları rahat ettirmek için çabalıyordu. üstelik bu insanların bir çoğu kendi vatandaşı değil. daha da çoğu benimsemedikleri bir dine inanıyordur. bir de bugün istanbul'da olanlara bakın. işçilerin önem verdiği bir yerde toplanmaları yasaklanıyor. yetmezmiş gibi bir de oraya girmemeleri için 25 bin polis görevlendiriliyor. lütfen yurt dışında nasıl tıp okunacağını bilenler yeşillendirsin. artık umudum kalmadı bu ülkeden yana...
çarpım tablosunda 9'ları ezberlemenin çok kolay olması. nasıl mı ?
şimdi sol serçe parmağımıza 1, sağ serçe parmağımıza 10 demek üzere parmakları numaralandırıyoruz. bu aşamadan sonra kapatacağımız parmağın solunda kalanlar on'luk sağında kalanlar ise 1'lik olacak şekilde hesaplıyoruz. mesela 4x9=?. 4. parmak olan sol işaret parmağımızı kapatıyoruz. kapalı parmağımızın solunda kaç tane parmak kaldı ? 3 . kapalı parmağımızın sağında kaç parmak kaldı ? 6. cevap 36. 1. sınıfta zorlanan yavrularımıza da faydalı olur umarım.
babamın mesleğinden dolayı * 1. ve 2. sınıfı okuduğum eğitim kurumu. üstelik nusaybin'de. eğitim ne yazık ki alt seviyelerde. yatakhanelerde ise durum içler acısı. fakat o yaşlarda onlarca çocuk olarak bir arada olmanın sağladığı eğlence paha biçilemez.
bir süre yaşadığım, new york city'de bulunan bölge. gerçekten lüks ve eğlenceli bir yerdir lakin inanın istanbul'un yerini tutmaz. centralpark'ı saymaz isek resmen ağaç yoktur bu bölgede. her yer uzun uzun binadır. üstelik güneşinizi de engeller bu binalar. anlayacağınız bülbülü altın kafese koymak gibi bir şey.