şirket mirket anlamam anlasam da anlamam bana saldırıyorsa gözünün yaşına bakamam diye bir şarkıları vardı ne anlatmak istediler anlamadım hiçbir zaman ama hep çok sevdim.
kesinlikle doğrudur. bununla alakalı bir anımı paylaşmak istiyorum.
ben daha 8 yaşında falandım işte, mahallemizde hayri amca vardı bakkalcı, rahmetli beni de çok severdi neyse. bir gün biz mahallede kavgaya tuttuştuk, nedeni de saçma sapan bir top kavgası işte ne olabilir. neyse ben hızımı alamadım o gazla çocuğun birinin kafasına taşı fırlattım. nasıl kan akıyor ama o ağlıyor ben ağlıyorum derken hayri amca geldi,hemen bizi hastaneye götürdü, çocuğa dikiş atıldı tabii. ama ben içsel anlamda çökmüştüm. anamdan babamdan yiyeceğim dayağama mı yanayım, çocuğun abileri beni gebertir ona mı üzeleyim, en önemlisi ya ölürse diye düşünmekten kendimi alıkoymaya mı çalışayım... hastanenin koridorunda oturdum, mal gibi beklemeye başladım. hayri amca usulca yanıma yaklaşıp saçımı okşadı ve bana "sende böyle olsun istemezdin evladım kendini suçlama siz kardeşsiniz cansınız aynı mahallenin çocuklarısınız ileride hep birbirinizi hatırlayacaksınız hadi git özür dile hem bak mühim bir şeyi de yok çok şükür" diyip cebinden 2 tane çikolata çıkartmıştı. o an anladım ki evet biz aynı mahallenin çocuklarıyız, aynı havayı soluyoruz, insanız, çocuğuz...
Bir insanın en fazla ne kadar bataklığa batacağını canlı canlı görmenizi sağlayan durumdur. Hergün dahada derine batarsınız. Hayatınızda iyi birşey olmaz. Yaşamayan bilemez.
Adam gibi adamdır, ben boşuna demiyorum abi kızlara iyilik etmeyeceksin diye.
Sen insan gibi rahatsız ediyorsam yazmayayım dersin ama sonra gelir sözlüğe başlık açar yavşak kız.
Hayat acımasız beyler.