içini dökmenin, haykırmanın bir belirtisi bazen. Günümüzde sadece karşı cins için çekilen acıyla ilişkilendirilen bizim için de kutsal bir yeri olan hüzün belirtisidir sadece...
dünyaya gereken değeri vermek bizi hep mutlu hissettirir. Çünkü dünyadan beklentileri azaltmak insanı içine yani özüne döndürür. Kendi mutluluğunu içinde en doğal biçimde yaşar.
bir heves olabilir belki, belki bazıları gerçekten yapabilir, ama aslında oralara gidince asıl almamız gereken bilgiyi bilmiyoruz. oranın kültürüne, değerlerine, insanlarının insanlığına, teknolojik ilerlemelerine bakmamız gerekirken maalesef karısına kızına veya güzel manzaralarına bakıyoruz.
şimdi OH OLSUN, GEBERSiNLER diyemiyorsun. sonuçta onlar da insan.
Onlar kendi pisliklerinden bu hastalığa mübtela oldular. orta yere büyük küçük çekinmeden sıçarsan elbette hastalanırsın. adamlar banyo yapmadan yaşıyor. medeniyet sıfır.
gece ve gündüz... Bunlar iki büyük sevdalı. birbirlerine sırılsıklam aşıklar. ama ne varki güneş aralarını hep bozar ve asla birbirlerine ulaşamazlar. sonra adamın biri gelir. bu büyük aşkı araştırır, öğrenir ve ertesi günkü sınav için geceyi gündüze katar. Bu şekilde Gece Gündüz'e Gündüz'de Gece'ye kavuşmuş olur.
biz genellikle zekayı zorlayan, yani yaratıcılığı geliştiren, yani bize sıkıcı gelen herşeyi geri tepiyoruz. Bunun sebebi tenbellik tabiki. Karakter sınırı aslında bizim için çok önemli
bir fatör. Yaratıcılığı tetikliyor.
tabi bu durum dindar kişiler için üzücü bir şey, fakat başı açık bayanlar için çekici olma yarışında önlere geçmek için büyük bir sebep. Ve onlara bu çok normal geliyor. 'Ne de olsa erkek milletininkini kendimize kaldırtmak bizim en doğal hakkımız' diye düşünüyorlar. Bu ayrı bir konu.
Bir de başı açık kadın sayısı artmıyor, azalıyor.
Gözlemlemelerde hataya meydan vermeyelim.
evet bu doğru bir tespit. Şu an dizilerde ve filmlerde görüyorum ki, illaki birisi bir başkasından bir şey saklıyor. Ve neredeyse senaryonun tamamı bunun üzerine oluyor.
insanımız bundan maalesef yoksun.
halbuki bilgi bilgidir. Önemini hep koruyacaktır.
Türkiyede sadece işini bilip, başka hiç bir yönde gelişmeyen, öğrenmeyen bir çok kişi var.
Allah bize akıl fikir versin.
hayatla iç içe olanlar genellikle erkeklerdir. Kadınlardan da ancak gözü açıklar şiir yazabilme cesaretine sahiptir. Bu nedenle sayıları az olsa gerek. Olsun nesilleri tükenmez ya!
insanlığın daimi menfaatler üzerine bina edilmeye çalışıldığını resmeden bir konu bu. Ve gerçekten bu tür yaklaşımlar bizim kültürümüze yerleştiriliyor