Siyasal gelişimleri konu edinerek insanların daha iyi yaşamalarını savunan, seyircinin duyusundan çok aklına yönelen tiyatro anlayışı. bu anlayış, Brecht'in epik tiyatro'sundan etkilenen Alman yönetmen Erwin Piscator tarafından ortaya atılan bir tiyatro türüdür..
(bkz: anti tiyatro)
(bkz: bicimci tiyatro)
kentsoylu seyircinin sevdiği, içerik açısından hafif, insanların küçük mutluluklarını acılarını gösteren oyunlar oynayan tiyatro.
(bkz: Dormen Tiyatrosu)
bilinen tiyatro kurallarının her yönden dışına çıkan ve tiyatroya karşı tiyatro yapmayı amaçlayan anlayış.
(bkz: Samuel Beckett)
(bkz: Eugene ionesco)
(bkz: Jean Genet)
Biçimin özerkliğini ve önceliğini öne sürerek bir biçimi ve biçimi var ederek belirli bir sahne, oyun düzeni uygulamasını benimseyen anlayış.
(bkz: Öncü tiyatrolar)
(bkz: dadacı tiyatro)
(bkz: anti tiyatro)
"mehmed uzun" tarafından kaleme alınan ve uzun yıllar birlikte barış içinde yaşamış çeşitli dinlerin ve kültürlerin dönemine götüren "tarihsel" güzel bir kitaptır.
Dicle bir çocugun gözlerinde yansiyor. Bu çocuk, 1870'li yillarda bugünkü Cizre'de yasamis tarihi bir kisilik olan Kürt Beyi "Mir Bedirhan'in on alti yasindayken tahta çikisini da gören Biro'dur. Çocuk Biro, bilgi'ye âsik, sesler'e tutkundur. Yaninda yöresinde duydugu ve duymadigi bütün seslerin ardina düser, onlari ruhunda hissetmek ister. Bu istegi, onu bir sala bindirecek, Dicle'nin deli dalgalariyla bogusturacak, görmedigi diyarlara götürecek...
"Dicle'nin Yakarisi" sesler üzerine kurulmus bir romandir. Unutulmuslarin, unutulmus sesleri üzerine.
Siz istediniz, ben de anlatacagim. O vakit, kandili yakin ve unutulmuslarin sesine kulak verin."
"Dicle'nin Yakarisi"nin kilit cümlesidir belki bu cümle. Bir gece meclisi kurulmustur, divanhane agzina kadar doludur. Biro anlatir; Musul, Ninova, Yezidilerin yurdu Lalis, Bagdat, Istanbul, Girit, şam... Mezopotamya'nin kadim haklari; Süryaniler, Keldaniler, Kürtler, Yakubiler, Yahudiler, Ermeniler, Türkmenler...
Bu romanda olaganüstü bir tarihiçi gezi var; bizden önceki medeniyetlerin, Babil'in, Ninova'nin, Asur'un; Medlerin ülkesinden geçiyoruz. ve kitabi okuyup bitirdigimizde, "Biz nasil da zengin bir kültür yataginda otuyormusuz da haberimiz yokmus" duygusunu yasiyoruz. *
migirdic margosyan'ın en başarılı eserlerinden biridir.
diyarbakır'ın çok kültürlülük örneğini ve insanların birbirleriyle hoşgörüye dayalı yaşamlarını, türk, kürt ve ermenilerin yaşam tarzlarındaki benzerliklerini, birinci ağızdan yaşamanın verdiği doğallık ve özgünlükle çok iyi anlatan başarılı bir baş yapıttır.
diyarbakır doğumlu ermeni yazar.
ana dilini öğrenmek için 1950'li yıllarda diyarbakır'dan ayrılarak istanbul'a "Karagözyan Ermeni Yetimhanesi'ne" gönderilmiştir. "evrensel" ve "agos" gazetelerinde yazmaktadır. eserleri arasında "gavur mahallesi" en bilinenidir.