sadece ve sadece françoise atlan'dan dinlenilmesi gereken**, sefarad kültürüne âit bir ninnidir. 25 yaşında, eşşek kadar bir insanı bile ağlatabilir, nedense...
durme kerido hijico,
durme sin ansia y dolor.
cerra tus lindos ojicos,
durme durme con savor.
de las fajas tu saliras
y a la skola tu iras.
i'aí! mi kerido hijico,
aleph bet ambezaras.
de la skola tu saliras
y a la plaça tu iras.
l'aí! mi kerido hijico,
mercancia ambezaras
de la plaça tu saliras
y a la estudio tu iras.
bundan yaklaşık iki sene evvel, 011235813213455891442333776109 kişisi sınırsız internete geçiş yapmış ve hâliyle kendini downloada vermiştir. Bu esnada dünya sinemasına kafayı takmış, ve adını sanını duymadığı yönetmenlerin öyle pek bilinmeyen filmleriyle kafayı bozmuştur.
bir akşam "başka ne indirsem" diye gezinirken 2007 yapımı "glass lips" diye bir filmin afişine https://galeri.uludagsozluk.com/r/64324/+ çarpılmış, her zamanki gibi konusuna künyesine falan hiç bakmadan derhal indirmiştir. altyazısını da bulup derhal izlemek istemiş, ama interneti ne kadar deştiyse de altyazı falan bulamamıştır. ama merakına ve heyecanına yenik düşüp öylece izlemeye karar vermiştir. izlemiştir de...
filmin neden altyazısının olmadığını filmin bitişinden takriben bir buçuk saat sonra ancak algılayabilmiştir. evet, filmin altyazısı yoktur, hiçbir zaman da olmamıştır, çünkü filmde diyalog ve hattâ monolog namına hiçbir şey yoktur. 94 dakika boyunca kimse bir kelâm etmemiştir, ama göndermeler o kadar üstüme üstüme gelmiştir ki ben bunu film boyunca fark edememişimdir.
kısacası öyle herkesi pek sarıp sarmalamayabilecek, ağır ve soyut bir lech majewski filmidir, bir şairin çocukluğundan akıl hastanesine yaşadığı dramı yansıtır. zaten "blood of a poet" diye de bilinen bir amerikan-polonya ortak yapımıdır.
buz elde etmeye yarayan, ve buz kalıplarından çok daha işlevsel nesne.
torbayı, daha doğrusu torbadaki minik su haznelerini su ile dolduruyor, torbanın ağzını bir güzel düğümlüyorsunuz. çoğu buz kalıbı gibi ağzı açık olmadığı için buzluk kokusu buzlarınıza sinmiyor, ve bir sürü poşeti üst üste istifleyebiliyorsunuz. sonra da buzlarınızı birleşme yerlerinden kırarak alabiliyorsunuz. gerçi buzları biraz mıncıklamanız gerekebiliyor ama olsun.
donmuş bir poşet ve bu 18 parça buzun sığabildiği vazo kılıklı bir su bardağı... bu günler başka türlü geçmez. koroplastın katkılarıyla...
Baby, take off your coat...real slow
Baby, take off your shoes...here, i'll take your shoes
Baby, take off your dress
Yes, yes, yes
You can leave your hat on
You can leave your hat on
You can leave your hat on
Go on over there and turn on the light...no, all the lights
Now come back here and stand on this chair...that's right
Raise your arms up in to the air...shake 'em
You give me a reason to live
You give me a reason to live
You give me a reason to live
Suspicious minds are talking
Trying to tear us apart
They say that my love is wrong
They don't know what love is
They don't know what love is
They don't know what love is
They don't know what love is i know what love is
şeklinde çok feci sözleri olan şarkıdır. tom jones yorumu da gâyet enfes olsa da bir joe cocker şarkısıdır ve sahibinin yorumuyla nine 1 2 weeks filminin striptiz sahnesine fon müziği olarak efsaneleşmiştir. striptiz şarkıları playlistlerinin değişmez parçasıdır.
yasminden bile daha az -neredeyse hiç- yan etkiye sahip doğum kontrol hapıdır. Hormon dozu daha düşüktür, ve diğerlerinin aksine vücutta su tutulmasını önler.
En önemli artısı ilaca hiç ara verilmemesidir. ilk 24 haptan sonra âdet olunur. Sıra zaten beyaz haplara gelmiştir, onlar da mineral desteğidir. 4 beyaz haptan sonra yine 24 haplık döneme geçilir, 24+4=28 günlük menstruasyon döngüsü tamamlanmış olur.
Yazz 24+4'ün göz korkutan yanı ilk birkaç ay ara kanama yapmasıdır, normaldir. ilk ay âdetiniz 15-20 gün bile sürebilir, normaldir. Ama piyasadaki en iyi doğum kontrol hapı seçeneğidir desem abartmış olmam sanırım.
On bir yıl öncesinden gelip bugün beni örseleyebilmiş bir başyapıt, Asya'nın müzik hayatının doruk noktası gibi bir şey..
bugün de dün gibi yaşanmadan geçti, bitti
gözleri hüzün yeşili
ben varsam, yaşıyorsam dünyada sen gibi, senin gibi
sen yoksan ben olmam ki
gün gibi güneş gibi
sen yoksan ben doğmam ki
yıllar desen seninle geçti
bu yollar desen senle tükendi
her şey her an seninle güzeldi
ama senden sonra
yıllar desen yorgun yetimdi
o kırık dökük evler gibiydi
gözleri hüzün yeşili dinle
ben kimseyi sevmedim senin gibi
bugün de sen vardin sevgilim bu dört duvar arasında
dün gibi, öncesi gibi
yine sen vardın sevgilim
sen yoksan ben olmam ki
yıllar desen seninle geçti
bu yollar desen senle tükendi
her şey her an seninle güzeldi
ama senden sonra
yıllar desen yorgun yetimdi
o kırık dökük evler gibiydi
gözleri hüzün yeşili dinle
ben kimseyi sevmedim senin gibi
"romans" albümünde de bulunan enfes ilhan irem şarkısıdır.
"bir gül yaprağı değil misin sen?" diye bir cümle varken de bir kadına söylenebilecek en güzel şey" konusunun bu kadar cevabı olması ayrı beyhûdedir... ilhan irem son noktayı koymuştur.
Şimdiye kadar dinlediğim en iyi soundtrack albümlerinden biri. yeong-wook jo kesinlikle abartmıştır. Filmde hissettiklerinizi albümü dinlerken de hissedebiliyorsunuz.
Albümün son şarkısı the last waltz'dır, ve fevkâlâdenin fevkindedir.
Ayrıca, bütün şarkılarla aynı isimde birer film vardır, bu da enteresan bir detaydır zannımca.
1. look who's talking (01:41)
2. somewhere in the light (01:29)
3. the count of monte cristo (02:34)
4. jailhouse rock (01:57)
5. in a lonely place (03:29)
6. it's alive (02:36)
7. the searchers (03:29)
8. look back in anger (02:11)
9. four seasons concerto rv.297 (03:07) (filmin en vahşi sahnesinde vivaldi çalar)
10. room at the top (01:36)
11. cries and whispers (03:32)
12. out of sight (01:00)
13. for whom the bell tolls (02:46)
14. out of the past (01:25)
15. breathless (04:22)
16. the old boy (03:44)
17. dressed to kill (02:00)
18. frantic (03:28)
19. cul de sac (01:32)
20. kiss me deadly (03:57)
21. point blank (00:28)
22. farewell my love (02:47)
23. the big sleep (01:34)
24. the last waltz (03:23)