gece gece uzanıp yatağa, perdesi çekilmiş, gökyüzünü sunan pencereden dışarı baka baka, hafif bi sesle dinlenecek şarkı.
zor geçen çocukluğun, gençliğin yarasına merhem olacak biri için söylenecek şarkı.
Bir kereden birşey olmaz şeklinde insanlara dinletilse milyonlarca bağımlısı çıkacak şaheser. Stüdyo kaydı olmaması da ayrı bir doğallık ve güzellik katmıştır. Neden hala klibinin çekilmediğinin şaşkınlığında, mabelin sarhoşluğundayım.
abartmıyorum hayatımda dinlediğim en anlamlı şarkı.daha önce sözleri bu kadar anlamlı olan türkçe bi şarkıya rastlamamıştım.yaramı dağladı desem yeri olur.
bir bahar vaktiydi "hamdım", sen geldin.. piştim mi bilmem, ama yandım.
kül oldum hatta, kül hece oldum, hecelerim heyecan oldu.
kuyuda et kemik oldum, seni ağladım her pazartesi, aynı kahvede..
üşüyerek seviştim sesinle, sonra söz verdim kendime.
bir gün orda, belki ege, belki trakya, belki de akdeniz ya da
edirnekapı, hatta beyoğlu'nda.
orda bi yerlerde,
olacak ruhun, bedenin, sesin aynı yerde.
önce yavaş yavaş ilerledi ruhumda, sonra kaldıramadım bu kadar ağırını. koyup geçen mabel matiz şarkısıdır. günlerce durmadan dinleyip söylediğim tüm sınıfın ağzına doladığım şarkı.
--spoiler--
ben mahremimden bir cam çocuk yontmuşum sana
--spoiler--
ne güzel ne puslu, ne hüzünlü şarkıdır bu şarkı.
seni ağladık aynı kahvenin köşesinde duyulurken, (bkz: sigara paketini sömüren şarkılar) diyesim geliyor.
mabel matizin en güzel şarkısı. insanın gözlerinden geçenler düşten fazlasıdır her zaman. bunun gibi.
çeşmim, çarem, çarmıhım
cümlen
kopkoyu bir bıçak sırtında
yana yana sevişmeye benzer
sihrim, sahim, sarhoşluğum
hücren
kan kırmızı bir güneş batımında
üşüyerek sevişmeye benzer
gel yetimimden
bir kez ısır beni
gel yittiğimden savur tekrar bul beni
ben mahremimden bir cam çocuk yontmuştum sana
bir bahar vaktiydi, hamdım,
titredim dalında duysana
şimdi yürekte kuyu, kuyuda et kemik
ve yaralı, yamalı bir çıkrık sesi
seni ağladık aynı kahvenin köşesinde
günlerden pazartesi