spiker kişisinin, kendisinin ekranda görünmediğini bile bile "şöyle" diyerek bakışı tarif etmesidir. ayrıca oyuncunun topu göndermek istediği yere bakması neden ekstra bir hareket gibi sunulur, bunda ısrar edilir anlaşılır gibi değildir.
... kaleci hemen yanına sokulup, beğendin mi abi, diye sordu. eh işte, dedi adam, bildiğin kale... beğenisini belli edip, durduk yere kalecinin yüksek fiyat çekmesine sebebiyet vermek istemiyordu. yüzünü buruşturdu, yıllardır aradığı kaleyle karşı karşı olmasına, ona dokunmak, güzel bir söz söylemek için çıldırmasına rağmen, çok hevesli görünmemek adına, kale yerine boş tribünlere, köşe gönderlerine anlamsızca ve uzun uzun bakmaya, kaleyi hiç mi hiç sallamıyormuş, alsa da olurmuş almasa da gibi görünmeye çalıştı. ardından, kaça veriyosun bunu, diye sordu, sesinin titrememesi, duygularının deşifre olmaması için insan üstü bir çaba harcayarak... ama kaleci çakaldı, anlamıştı, aslında 500 tl ye dünden razı olduğu halde, sana 1000 liraya bırakırım abi, file için de ayrıca para istemem, ama eldivenleri de çıkarıp ver dersen, bir elli liranı daha alırım, hiç darılmaca, gücenmece yok, dedi. zavallı adam, abi valla üzerimde 750 var, bana da bi dolmuş parası anca kalıyo lan dedi, artık tamamen teslim olmuş, ağlamaklı bir ses tonuyla... sonra artık dayanamadı, sağ direğin yanına varıp onu hırsla, şehvetle okşadı, ardından hızlı hızlı ağları kontrol etti. anlaştık mı, diye sordu diğer direğe sırtını yaslamış, sigarasını emer gibi içen, sömüren tecrübeli kaleciye... adamın, kesseler, anasına sövseler, bu kaleyi almadan sahayı terk etmeyeceğini, şurdan şuraya gitmeyeceğini hisseden file bekçisi, valla abi, allah seni inandırsın, bana gelişi o kadar zaten, biz de ekmek yemeyelim mi, zaten önümüz bayram, beş çocuk, avrat, bir kör kaynana, para lazım diye yanıtladı onu. tamam lan, dedi kahramanımız, tamam, ağlama hemen, aldım gitti anasını satayım, aldım gitti!