platon tarafından yazılmış diyaloglardan biridir. aşkı konu alan ve aşka övgüler içeren konuşmaların yer aldığı diyalog, adını dönemin ünlü tragedya yazarlarından agathon’un bir yarışmada elde ettiği birincilik üzerine düzenlediği symposion’dan alır. platon diğer kitaplarında olduğu gibi bu kitabında da sokrates'in ağzından konuşur. platon bu kitabında, aşk tanrısı eros'u pek çok tanrıdan üstün kılmıştır.
çikolata alan kitlenin yüksek miktarını kadınların oluşturduğunu farkedip doğru bir reklam stratejisi kullanmaktadır. böyle devam ederse hem reklamlarını görürümüyüz acaba diye reklam aralarını kaçırmamaya hemde ürünlerinden sık sık tüketeceğiz.*
Erenköy Ethemefendi caddesinde, müşterilerini söğüşlemeye endeksli olan fiyat politikası ile tüm nefes alan canlıların uzak durması gereken bir kebapçıdır.
oyuncuların ******* sık sık repliklerinde takılmalarından dolayı senkronu bir türlü tutturamadıkları ve argonun maalesef eğreti bir biçimde kullanıldığı tiyatro oyunu olarak dimağlarımıza kazınmıştır. yine de güzeldi s.ktiminin final sahnesi be! *
yalan yok valla sırf zuhal olcay oynuyor diye hiç bakmadan balıklama atladığım tiyatro oyunuydu ama heyhaat! gitmez olaydım demiyorum(sanata her zaman destek olmak gerek) ama yalan söylemeyim, beklentim çok yüksekti efenim.. bir kere şunu söyleyeyim bir döner sahnenin üzerinde bir masa üzerinde gelişen olay ve diyaloglar genel anlamdaki tiyatro seyircisini kaçıracak cinsden ve odaklanmakta sorun yaşamaktadır. oyun ecnebi olduğu için efenim fuck off türü argo cümlelerle bezenmiş ve diyaloglar sürekli siktirici şu,siktirici bu.. türü cümlelerle çeviri pek oturmamakta yapay gözükmekte.oyunu merak edenler ve gidecek olanlar için daha fazla detay vermiyorum.
not:payidar tüfekçioğlu'nun muhteşem sesini canlı duymak nasip oldu.(tanımayanlar için kurtlar vadisinde demedi deme ibrahim olarak karşımıza çıkmakta. yalnız bik bik kurtlar vadisini izleyen bir insan nasıl tiyatro oyunu eleştirir gibi şeyler demeyin rici ederim ayıptır söylemesi kültürel etkinlikler izler,takip ederim hemen yüzeysel eleştiri de bulunmayın haksızlık etmeyin efenim..)
konusu: "Varlıklı bir ev sahibesi olan Paige, yazar kocası Lars’ın yeni kitabını kutlamak amacıyla bir şölen düzenlemiş ve bu gece için özel bir garson tutmuştur. Toptan bir yok oluşa doğru giden dünya için kaygılanan Paige, bu duruşunu hazırladığı özel mönüye yansıtmıştır. Mönü ilkçağ çorbası, dondurulmuş atık, gibi çok özgün yiyeceklerden oluşmaktadır… Oyunun başında kendini gösteren, özellikle Paige ile konuklar arasındaki kaba ve kırıcı söylem ve davranışlar giderek aşağılayıcı, saldırgan tavırlara dönüşmüştür. Ne var ki artık bir tür cehennemi andıran şölen, yine de sürecektir. Gelişmeler, aynı zamanda, art arda gelen sarsıcı sürprizler ortaya koyar. Sürprizlerin doruğu da oyunun olağanüstü finalidir.
Oyun, bir yandan sahnede cehennemsi bir ortam yaratırken, bir yandan da yaşamda gülünç olanı yakalamayı başarmaktadır."
büdüüt: kesinlikle gidilip izlenmesi gereken bir oyun.
çok ilginç bir durumdur bu; firma kürt firmasıdır. ama isminin anlamı şamanlıkta yemekli eğlenceyi de içeren bir dini törendir. bu tören türk olmakla ilgili bir durum olmakla birlikte firma kürttür. bu da gösteriyor ki türk-kürt öyle karışmış ki birbirine ayrılma vs gibi laflar zırvadır.
zira bir zafer dir sözkonusu olan aslında ve bir şölen gerektirir.
gece olmalı, av ı pişiren ateş aydınlatmalı da çevresinde toplananların yüzlerini..
şarap olmalı, esrimeli şölenin katılanları.. erkekler pervasızca dokunduklarında kadınlara, bunun yalın bir cilveleşme olduğunu sorgulamayacak kadar hiç kimse..
gölgesi kendinden uzunlar dans etmeli et leri pişiren ateşin etrafında, bir şeylere vurularak yapılan müzik eşliğinde..
