kişiye şapkasını sormayacağınıza dalalet cümledir.
--spoiler--
bir gün ormanlar kralı aslanın canı inanılmaz sıkılmaktadır, veziri tilkiye sorar:
- lan, tilki sen akıllı adamsındır, bir şeyler uydur da neşemizi bulalım"
- haşmetmahap, çıkalım biraz adam dövelim"
- olu lan öyle koskoca ormanlar kralı bana durup dururken adam dövmek yakışır mı?
- sultanım önce bir şapka kanunu çıkarırız, sonrada karşımıza çıkan ilk hayvanı şapka giymiyor diye döveriz.
ikili ormanda dolaşmaya çıkar. karşılarına ilk çıkan hayvan korkak tavşandır. bu ikisini görünce bela kokusu alan
tavşan kaçmaya yeltenir ki, aslan seslenir:
- gel lan buraya, kimden kaçıyosun sen?
- kem küm, kaçmıyodum sultanım, evde yemek var ocakta, falan filan.
- neyse sittir et onu. nerde lan senin şapkan?
- ne şapkası sultanım, nasıl giyerim ben şapka, kulaklar falan?
- biz annamazuk, ferman çıkardık bütün hayvanlar şapka giyecek.
- aman sultanım nasıl olur...
neyse tavşan aslandan bir güzel dayak yer ve kaçar gider.
birkaç gün sonra aslanın canı sıkılır gene tilkiyi çağırır ve eğlence ister.
- sultanım, gene çıkalım, şapkasız bulduğumuz ilk hayvanı döveriz.
- olmaz öyle bize yakışmaz, sürekli aynı nedenle adam dövülmez.
- hmm, sultanım, o zaman çıkarız gördüğümüz ilk hayvanı bakkala marlboro almaya yollarız.
uzun getirirse neden kısa almadın lan sen diye döveriz, kısa alırsa neden uzun almadın diye döveriz.
- lan tilki, akllı adamsın sen vesselam.
bahtsız tavşan ikilinin karşısına çıkan ilk hayvan olur gene:
- sultanım, şapka, kem küm, kulaklar yüzünden giyemiyorum olmuyo kafama....
- tamam tamam, boş ver sen şapkayı affettik seni, nasıl giyecen bu kulaklarla şapka zaten.
sen git bize şurdan bir malbuş kap gel.
- saolun, sultanım, siz olmasanız biz naaparız.
tavşan zıp zıp zıp hızla gözden kaybolur, ancak iki dakka geçmeden hemen geri gelir
- sultanım, malbuş kısa mı olsun uzun mu?
- şapkan nerde lan senin
--spoiler--