Samuel Noah Kramer'in 1964 yılında çözdüğü trajikomik sümer efsanesinin başrol kahramanıdır. Sümer'de zamanında Şukallituda adlı çalışkan azimli bir bahçıvan vardı. bahçesine ektiği bitkilerin, güneşin sıcaklığından veya acımasız kuru rüzgarlar tarafından kısa zamanda kuruduklarından şikayetçiydi. Bunun önüne geçmek için ne yapılabileceğini uzun uzun düşünüyor. Göğü, yıldızları inceliyor. 60 tane koca yaprak ağaç diker bahçesinin etrafına. artık bahçesi yeşil yapraklardan oluşan bir mağara gibidir. Sonunda bu bol gölgeler o bölgenin en verimli ve en güzel bahçesini yetiştirmesini sağlar.
Tanrıça inanna ise bir gün göğü yeryüzünü dolaşırkenyorgun düşer ve tam o sırada bu güzel bahçeye denk geliyor. ve bu gölgelik yerde uykuya dalar.
Bu esnada güzel tanrıça, bizim cabbar Şukallituda tarafından gözetlenmektedir, kutsal kahraman tanrıçanın uykuya daldığına emin olduğ zaman gidip tecavüz eder tanrıçaya. bir müddet onun yanında yatar ve daha sonra inana uyanmadan onu terk edip gider.
Güneş doğduğu zaman ilahe başına geleni görür, ve büyük bir hiddetle bahçıvanımızı bulmaya çalışır.
öfeksinden Sümer'in tüm sularını kana çevirir memleketin bütün kuyularını kan ile doldurarak böylece ''Karabaşlılar'' su yerine kan içmek zorunda kalsınlar der .
Şukallituda, iIahe'nin gazabından babasının yanına kaçar, yaptığı işi babasına itiraf eder ve inanna'nın kendisini öfke ile nasıl takip ettiğini anlatır. Babası ona, benzerlerinin, insanların arasına sığınmasını nasihat eder (basit ama kesin bir çözüm).
Gerçekten de ilahe onu bulamaz, bunun üzerine mahvedici fırtınaları başlatır. bahçıvan, tekrar babasının nasihatını ister, fakat tavsiye yine aynen birincisi gibidir: inanna bu defa da faili keşfedemez.
ilahe üçüncü defa, tekrar mahvedici birçok işler yapar (çekirgeler flan), fakat Şukallituda bir kere daha onun gözlerinden, insanların arasına saklanır.
tabletlerin bu kısmının kırılmış olması nedeniyle 200 satırlık hikayenin sonu bilinmez.
Suların kana dönmesi efsanesinin modifiye şeklini hem Tevrat, Çıkış, Bap 7: 14-25, hem de Kur'an, A'Raf Suresi, ayet 132-133'te buluyoruz.
Tevrat'ta şöyle yazar:
''Rab Musa'ya dedi: ... Sabahleyin nehrin kenarına çıkan Firavun'a git, ...ona çölde kavminin bana ibadet etmeleri için kavmimi salıver, diye ibraniler'in Allahı Rab beni sana gönderdi. ... Ben elimdeki değnekle ırmaktaki sulara vuracağım ve kana dönecekler. Musa rabbin dediğini yaptı. Değneğini ırmaktaki sulara vurdu. Bütün sular kana döndü. Mısırlılar içecek su bulamadı.''
Kuran'da ise şöyle yazar:
''Bizi sihirlemek için ne mucize getirirsen getir, biz sana inanacak değiliz. Biz de ayrı ayrı mucizeler olarak onların üzerine tufan, çekirge, haşere, kurbağalar ve kan gönderdik.''
Görüldüğü gibi, inanna'nın suları kana çevirmesi, her iki kitapta değişik şekilde karşımıza çıkar.
not: sümerin tüm kanal ve kuyularına dolan bu kanın bekareti bozulan tanrıçanın kanı olduğu fikri de savunulmuştur...