yılın en özel ve farklı ayı. benim gibi kimilerimiz için doğum gününün olduğu, puslu, karlı olduğu yıllar özlenen, her gelişinde kar yağsın diye beklenen, bembeyaz, masum ay.
9 aydır dörtgözle beklediği meleği şuan 6 aylık olan yazar. Tanrının mucizesi, ilahi bir aşk, yaşanılmadan anlaşılmayan bir his, kelimelerin kifayetsiz kalması başka başka bişey bu.
kış bile artık kendinden bıkmıştır. bir gece önceden çok içince insanın günü nasıl geçerse öyle bir hissi vardır. herşey ağır, uyuz bir baş ağrısı... bekleyen, prematüre aydır.
kimi lanetli ruhlar için seçilmiş kara bir katrandır. kurtuldum sanıldıkta bulaşılan, çırpındıkça batılan pis bir çukur... seçtiği kişiyi rahat bırakmaz şubat... gözü kara, sapık bir katil gibi sırasını bekler. vakit tamamlandığında şubat pis niyetini salar seçilmişin üstüne. bir umut bir umut işlersin günlerini. hayal edersin mutlu ve sorunsuz bir yaşam, pek çok insanın sahip olduğu mutluluk seninde hakkındır tabiki, ümit etmek ne doğal ne ulvi ne güzel birşey... sadece bır kaç ay vaktin var istediğin kadar ümtlen, istediğin kadar kurgula... şubat orda, herzamnki karanlık köşesinde seni bekliyor. son anakadar umut dolu olmanı istiyor. nekadar ümit okadar zevk. her ümidini kan içinde boğucak...
şubat...
seçilmişin pes etti. dilediğin kadar eğlenebilirsin.
sen lanetli ruhlar için artık sadece ölmüşlerini barındıran bir tarihsin.
09şubat2010 babanın ölümü
14şubat2009 anneannenin ölümü
02şubat1998 büyükbabanın ölümü