turgut özakman'ın elinden çıkmış bir kitap.
Turgut özakmanın nasıl bir şahsiyet olunduğunu bilindiği için açıklamak herhalde biraz boş olacak. bir ityatrocu, bir yönetmen, bir kitap yazarı...kısacası bir sanatçı!**
fakat nedense halkımız, uuserlerimiz, okurlarımız bu kitabın bir safsata olduğundan bahsediyor,
bende bahseden herkese her türlü sorumluluğumu da bilerekten yuh artık size! diyor ve sevgili metal fırtına gibi kitaplara muhtaç olursunuz inşallahlarımı iletiyorum; sevgili milli mücadele bilincinden yoksun ve hatırlatılmaya çalışan kişisine de cia ajanı diyen insanlarımıza!
sorarım o zaman ben buralardan sevgili saygıdeğer insanlarımıza,
bilginiz var mıydı, o kurtuluş filmi vardı ya, hani öğretmenlerimizin izleyin diye tutturduğu*, işte bu kitap o filmin genişletilmiş hali, izleyin, bi daha izleyin, istediğiniz kadar seyredin fakat hiç bişey filmin başındaki turgut özakman yazısını değiştirmeyecek!
nedense o zamandan bu zamana o kadar çok şey değişmiş ki, turgut bu seferliğine cia ci olmuş!
ve filmi de artık insanların çöpe attığı bir film olmuş!
ya yok artık ya!
kurtuluş savaşının anlatıldığı güzel bir (bkz: turgut özakman) eseridir.
kitapta en çok etkilendiğim bölüm bir subayın izmit'in geri alınması haberi vermesiyle ismet paşa ile yüzbaşı cevdet kerim incedayı nın kurduğu şu diyalogdur:
"paşam!sabah izmit i geri almışız."
ismet paşa neşeyle "haydi kahve içelim" dedi.
yüzbaşı cevdet kerim incedayı boynunu büktü. "affedeesiniz paşam, kahvemiz bitti. çay da daha gelmedi."
ismet paşa güldü:
"bu güzel haberin şerefine bir şey içmeden olmaz. haydi, birer sigara içelim."
ilk sigarayı kendi yaktı...
Kurtuluş savaşı'nı anlatan roman tarzındaki kitap. Bazılarına göre mükemmel bazılarına göre gerçekleri yansıtmıyor. ama ne olursa olsun şu günlerde herkesin nutuk'tan sonra okuması gereken kitap. okullarımızda verilemeyen tarih bilincini bir nebze de olsa çocuklarımıza verebilir. çünkü derslerde çocuklarımıza veya gençlerimize tarih bilincini veremiyoruz. hepsi 4-5 sayfalık ders notlarıyla sınava girip ezberledikleri bilgileri yazarak dersi geçiyorlar. hep böyle devam edemez!
Bence kitabın oldukça mükemmel anlatımı var. öğretici. şu çılgın türkler gibi kitaplar yazılmalıdır. hatta okunması zorunlu tutulmalıdır. Bu tür kitaplarla türklerin mallarına (anadolu'yu yakarak terk ettiler.), namuslarına (kadınların ırzına geçtiler), vatanına gözkoyan yunanlıları ve onları kışkırtıp destekleyen ingilizlerin politikalarını yeni nesle öğretebiliriz. böylece yeni nesil son günlerde yunan askerlerinin youtube'daki görüntülerinin nedenini, bu görüntülerin neden ingiliz kaynaklı çıktığını kolay anlarlar.
kitap çok duygusal bir dille yazılmış, bazı gerçekler kitapta aksettirilmemiş olabilir ama yine de özveriyle yazıldığı belli. Eğer tarih bilincini yeni nesillere aşılamak istersek bu kitaptan başlayabiliriz.
Yazarı Turgut Özakman olan ve Kurtuluş Savaşı'nı başarılı bir dille veren bir romandır. Romanda yazılanların gerçekelr doğrultusunda olduğunu anlamak çok kolaydır. Çünkü kitabın sonunda yararlanılan kaynaklar bulunmaktadır. Roman tarihi mektup ve belgelerin üzarinden kurgulaştırılmıştır.
Ama kimse Şu Çılgın Türklerin bir tsrih kitabı olduğu yanılgısına düşmesin. Çünkü tarihi kitaplarda amaç doğrudan bilgi vermektir. Oysa sevgili yazar bu kitapda bir olay anlatmış ve bize tarihi daha ilginç daha sürükleyici bir yolla anlatmıştır.
Berki bir Tarih Kitabı değil ama kesinlikle okulalrda bulunması gereken bir kitap.
hangi etnik gruptan olursa olsun türkiye cumhuriyeti devleti sınırları içinde yaşayan ve bu devletin bayrağına, tarihine, bütünlüğüne baş koymuş insanların tamamı. ne bir eksik ne bir fazla.
bu kadar çok okunduysa bu kadar az entrysi olması garip değil mi diye sorma ihtiyacı duyuran olaydır, zira çok daha az satılan romanlar, kitaplar var ve saçılıyor entryleri. yoksa kitle mi farklı diye ikinci soruyu sordurandır da hatta.
ilk gözyaşımı yanılmıyorsam şu sayfalara bıraktığım kitaptır. orduya para toplamak için seferber oluyor her kurum. bir çocuk giriyor kuyruğa, daha çocuk yaşında. sıra ona geliyor, çelimsiz fakir bir yavrucak. 5 kuruşluk günlük harçlığını veriyor. bunu ne zaman anlatsam, ne zaman düşünsem ağlarım ki şu anda aynı gözyaşını yeminbillah döküyorum o yavrucak olarak.
edit: bu entry' yi girmemden 2 dakika sonra türk silahlı kuvvetleri başlığına girdiğim entry ile kötülendiğim başlık olmuştur. demek istediğim şu. buraya entry girme özgürlüğüne sahip olan sözde yazarlarda o 5 yaşındaki çocuk hakkında birşey öğrenmişlerdir belki. ya da hala öğrenememişlerdir.