1. basımı Kasım 2002'de yapılmış.
Bende bulunan ise Aralık 2009'da yapılan 44. basım.
iletişim, başarı ve hayat üzerine.
Kitabın 23 bölümü mevcut ve her bölümden sonra da bir hikaye vermiş bize Ahmet Şerif Bey.
Gerek duyduklarından, gerek okuduklarından alıntı yapmış.
Kitabın 11. bölümü olan Kapı "idealler üzerine" yazılmış ve ben sonundaki, gözümden minik bir damla yaş süzülmesine sebep olan, hikayeyi sizinle paylaşmak istiyorum.
''Yıllar önce hastanede çalışırken ağır hasta bir kız getirdiler. Tek yaşam şansı beş yaşındaki kardeşinden acil kan nakli idi. Küçük oğlan aynı hastalıktan mucizevi şekilde kurtulmuş ve kanında o hastalığın mikroplarını yok eden bağışıklık oluşmuştu. Doktor durumu beş yaşındaki oğlana anlattı ve ablasına kan verip veremeyeceğini sordu. Küçük çocuk bir an duraksadı. Sonra derin bir nefes aldı ve '''Eğer kurtulacaksa veririm kanımı." dedi. Kan nakli ilerlerken, ablasının içine bakıyor ve gülümsüyordu. Kızın yanaklarına yeniden renk gelmeye başlamıştı; ama küçük çocuğun yüzü de giderek soluyordu. Gülümsemesi de yok oldu. Titreyen bir sesle doktora sordu: '''Hemen mi öleceğim?''' Küçük, doktoru yanlış anlamış, ablasına vücudundaki bütün kanı verip öleceğini sanmış, buna rağmen kanını vermişti.''
Hayatınızı değiştirmeye yetmeyebilir ancak bu sizi etkilemeyeceği anlamına gelmez. Okuduğumuz her şeyin benliğimizde bir etkisi olduğuna inanıyorum.
Her gün instagramda, twitterda 1-2 saat gezmektense her gün 50 sayfa okusanız 4 günde biter.
insanı sıkmıyor ve çabuk okunuyor. Dili de samimi zaten.
Gülümseteceğine ve düşündüreceğine eminim.
Hayatımda okuduğum en berbat kitaptır. Kitaba hakaret etmek adetim değildir ama, bu ve bunun gibi türk yazarlarının kitapları yüzünden kişisel gelişimden soğudum.
Kitabın isminin ilginç bir hikayesi var. Ahmet Şerif izgören'in öğrencisi orijinali dünyadaki hortumlu tek hayvan fildir olan ingilizce cümleyi bu şekilde komik ama tatlı bir şekilde çevirmiş. Bu da yazarın çok hoşuna gitmiş ve kitabına isim olarak kullanmış.
Kitaba gelirsek gerçekten çok geliştirici ve güzel bir kitap.
amerikan tarzından esinlenmiş eski asker yeni yaşam koçlarından.adam satıyor anlatımıyla al beni yaratıyor ama ben müşterisi olan insanları anlayamıyorum. onu yapma bunu yap şunu yapma şöyle daha iyi gibi gaza getirici söylemlerle hayatı keşfetmeye çalışıyorlar.
anlamadığım diğer nokta ise günümüzde en pahalı şey bilgi, fikir. sizce bu kadar değerli olsa sizi başarıya götürecek bilgileri girişimcilik tüyolarını size 10 liralık kitapta verirler mi? kendinizi kandırmayın abilerim ablalarım.
lisede öğretmenimiz bu cümlenin aslının 'şu dünyada hortumu olan tek hayvan fildir ' olduğunu söylemişti. yani 'elephant is the only animal in this world with a trunk' yanlış çeviri sonucunda 'şu hortumlu dünyada fil yalnız bir hayvandır' olmuştur.
öncelikle benim dikkatimi çeken bir ayrıntı hakkında spoiler vermek istiyorum;*
kitabın ismi gerçekten ilgimi çeken başlıca unsur. ilk okunduğunda yazar burada ne ima etmek istemiş diye anlamaya çalışırken, başlığın öyle bir mesaj verme kaygısı taşımadığını okuduğumda farkettim.
kitabın adının konmasını şöyle dile getirmiş yazarımız; ahmet şerif izgören:
1987 yılı; nejat, oğuz ve bülü okuldan kıkırdayarak geldiler. bir çeviri imtihanı... olay onların okulu dil tarih'te mi yoksa açık öğretim imtihanlarında mı olmuş, orasını hatırlamıyorum. cümle şu: ''elephant is the only animal in the world with a trunk'' , yani ''fil dünyada hortumu olan tek hayvandır.'' öğrencilerden biri bunu ''şu hortumlu dünyada fil yalnız bir hayvandır.'' diye çevirmiş, yıllarca aklıma geldikçe pıh pıh güldüm.
itiraf etmem gerekirse kişisel gelişim kitaplarını her zaman gereksiz bulmuşumdur. çünkü içinde okuduğum her bir ayrıntı ''bunu ben biliyordum'' silsilesi şeklinde devam eder, ve etkisi kitap okuduktan bir beş dakika sonra geçerdi. ancak bu kitap, beni bu konuda yanıltan nadir kitaplardandı.
fillere olan ilgimden dolayı bir arkadaşımın hediye etmesiyle tanıştım bu kitapla. sade, anlaşılır herkesin gayet rahatlıkla okuyabileceği bir kitap olmuş. kitabın üslubu, fiyakalı olmaktan ziyade samimiyet ağırlıklı. ve elinize aldığınızda hemen bitirebileceğiniz şekilde akıcılığı var. çok aman aman diye övebileceğim bir kitap olmasa da okunmaya değer olduğunu düşünüyorum. ayrıca alt başlıkların içinde yer alan, günlük hayattan alınmış olay ve hikayeler ayrıca okunmaya değer.
Şu aralar tekrar okumam gereken kitap. Ahmet Şerif izgören'in üslubu çok samimi yani bir kişisel gelişim kitabı ancak bu kadar samimi yazılabilirdi. Kesinlikle okunmalı.