istiyordum ve yaptım.
binamız eğitim bakımından çok yüksek bir seviyede değil. eski ve şimdi tekrar (kimse yöneticiliği almadığı için) yönetici olan fakat sürekli aidatları ordan burdan tırtıklayan yöneticimiz var. onun da destekçisi (çünkü babamın yöneticiliğinden bize gıcık ) bir sakin var, bu sakin diş hekimi olmasından ötürü diğer bina sakinlerini ezmeye çalışan bir kadın. babam yönetimin parayı nereye harcadığını (genel kurul kararı her ay asması gerekiyor) gösteren kağıdı ilan panosuna asmasını isteyen bir yazı asmış. bunun üzerine destekçisi ego kasan kadın diş hekimi (yaklaşık 60 yaşlarında) ilan panosuna bizi hedef alan saçma sapan şeyler yazıp altına uzman diş hekimi bla bla yazmış. babam yöneticiyle bir denetçi olarak konuşurken kapıyı açıp bir de çemkirdi taaa en üst kattan. kan beynime sıçradı. küçük bir bloknota “günde 1 defa talcid tablet hazımsızlığa iyi gelir. eczacınızdan tavsiye. uzman eczacı bla bla.” yazıp yazdığı şeyin altına yapıştırdım. her ne kadar uzman olmama 1 yıl kalsa da kimse bunu bilmiyor. ağzının payını vermesem bu gece uyuyamazdım. etki alanı toplamada sıfır, çarpmada birden hallice bir uzman diş hekimine alması gereken cevabı verdim. istedim ve yaptım.
Baklava tepsisi. Hayır yanlış okumadınız yaklaşık 2000 gr’lık baklava tepsisi.
iş yerine geçen haftalarda teşekkür babında gelen baklavanın tepsisi iki haftada ortadan kaybolmuş varlığını bile unutturmuşken bu nazik kişinin “bir ara tepsiyi almaya gelelim baklavacı bekler.” Telefonuyla bende müthiş bir farkındalık yarattı ve kahrolası problem mideme ağrılar soktu yemin ederim. Böyle dert mi olur ya allah aşkına?
Az evvel birsen tezerin diyarbakırda konser verecegi ilanını gordum.
Su hayatta en cok istedigim sey onun konserine gidebilmek.
Dogunun ucra sehirlerinde yasayınca ne yazık ki geri planda kalınıyor bu tur aktiviteler icin ve buyuk bir luks gibi geliyor sevdigin sanatcının konserine gidebilmek.
Benim sehrime gelmesi imkansız diyarbakır cok yakın eger bir gun oraya gelirse giderim demistim ama sınavlarım baslıyor ve gidersem donus benim icin cok zor olur.
Ayagıma kadar gelen fırsatı tepmis gibi olmak cok dokunuyor hele de bu kadar istedigim bir sey iken.
Su an bir mucize olmasını ve haftasonu orada olabilmeyi isterdim.
Şu an Herhangi bir şehire giden otobüste olup seyahat etmek istiyorum.
Işıklar kapanır.
Kimisi uykuda başının sürekli yana düşüyor olmasından irkilip bölük pörçük uyumaya çalışıyor, kimisi gecenin ahengine uygun müzik dinliyor, ben ise genellikle dışarıya bakmakla yetinip göz hapsine aldığım binalardaki ışığı açık pencereleri, mekanları avlıyordum; belki balkona asılmış çamaşırlar, yahut perdeler, kapının önü... Net görünmeseler de
Bir anlık geçişleri yakalamak yetiyordu düşünmeye,
hiç tanımadığım insanlara, hiç okumadığım hikayelerin kabına uzaktan göz kırpıyor olmanın heyecanını yaşamaya yetiyordu.
insanlar...
Varlığınıza bir anlığına, uzaktan şahit olmakla bile bir şeyler kazandığımı hissediyordum bu yolculuklarda.
Evet,
küçük bir dünyam var.
Küçük ama kalabalık.