vefat etmiş yeşilçam emektarı, üçyüzden fazla filmde rol almışken sonu huzurevi oradan da samsun ondokuz mayıs üniversitesi tıp fakültesi hastanesi olmuştur. liseli ergenler kendisini "vurucam kırbacı" repliğiyle bilirler.
sezercik filminde binicem üstüne vuracam kırbacı vurucam kırbacı deyip sezeri deli eden sonrada oohya babam zengin benim deyip,sezerciğin ablasının insafa gelmesiyle göt olan usta oyuncu.
eşeklerin üstüne binip kırbacını vurmak istemesiyle tanınır. en sevdiği eşek sezercikin eşeği fıstıktır. fıstık o kadar hoşuna gitmiştir ki kırbaç hayallerini anlatırken sezercike ağzının suları akmaktadır.
ulan son 3 haftadır gün aşırı bir kez izliyorum meşhur açık artırma videosunu. düşünüyorum. her şeyi denedim,masamın üstüne çıkıp bacak bacak üstüne bile attım,şu çocuktaki olağanüstü boyutlardaki iticiliği,o dayak yeme potansiyelini bir türlü normal değerlere indirgeyemedim. anlayamıyorum bir insan nasıl bu kadar korkunç derece antipatik olabilir,bunda çocuğun ses tonunun ve * oyunculuğunun da etkisi olabilir tabi. yine de araştırmaya değer bence. hiçbir sinema filminde yada herhangi bir dijital ortamda görmediğim kadar itici bir çocuk,nasıl becermişler anlam veremiyorum böylesi melun bir yaratık oluşturmayı. "vuycam kıybacı" derken ki surat ifadesi,elleri,ardından babası "25 bin!" diyince "ohh yaaa,alacak babaam!" derken ki titreyen,tiz sesi... ileride ne olur bilemiyorum ama herhalde hiçbir video,resim,ses kaydı beni bu kadar olumsuz yönde etkilememiştir. resmen psikolojimi bozdu orospu oğlu.neyse ki 15-20 saniye sonra bir hanımefendi çıkıp 50 bin diyor ve bu hilkat garibesinin suratının aldığı biçime bakıp tarif edilemez bir haz ve mutluluk duyuyorum. resmen çocuğun şaşkın suratına bakıp otsbir çekecektim adeta.öyle bir keyif bu.. allah'ım sen aklıma mukayet ol...
90'lı yılların başında sirk maymunu gibi ilkokulları gezdiriyorlardı ve bizim okulada gelmişti. spor salonuna sıralar dizildi herkes şişko nuri bir dümen çevirecek diye beklerken sahneye çıkar çıkmaz gülüşmeler başladı ve şişko nuri ağladı. tüm numarası buydu..
herkese renkli günler
(bkz: nuri tosun)
2006 yılında erzurum ekspresi'nin yemekli vagonunda tanıştığım sevimli tombiş amca. kayseri'den binmişti trene, ankara'ya gidiyordu. epey muhabbet etmiştik o zaman. kayseri'de bir arkadaşının yanında kaldığını, çocuklara yönelik tiyatro oyunlarında rol aldığını, kimsesizliğini, klasik yeşilçam vefasızlığını falan uzun uzun anlatmış, bir süre sonra üzgün bir halde yataklı vagondaki kompartmanına dönmüştü.
en çok da Ankara garında vagonun kapısından 3 kişinin yardımıyla inerkenki haline üzülmüştüm.