Bu kişilik bozukluğunu net olarak görebileceğiniz bir örnek arıyorsanız John Rambo tam yerinde bir örnek olacaktır. Hele serinin 4. filminde net olarak bir şizoid görürsünüz.
Tek gecelik iliskilerin adami.yanlis anlamayin,oyle iliski kurabilme yetenekleri oldugundan degil.bir cinsel iliski icin emek sarfetmek bunlara gore degildir.eger hic kur yapmadan sadece sonuc odakli bir durum olusursa katilabilirler.yoksa sevismek icin kimseye dil dokecek insanlar değildirler.
Şizoid kişilik bozukluğu sosyal ilişkilere karşı ilgisizlik, soğukluk ve duygusuzluk olarak ifade edilebilir. Bu hastalık ergenliğin başında duygusal ve sosyal olarak kişinin başkaları ile iletişim kuramaması ile kendini göstermeye başlar. Bu kişiler günlük hayatta normal insanlar gibi yaşamlarını sürdürebilirler ama başkaları ile anlamlı ilişkiler kuramazlar. Bütün hayatları boyunca yalnız yaşarlar, sürekli hayal kurarlar ve çoğunlukla hayvanlara aşırı bağlanma gösterirler. Başka insanların tahammül edemediği ve yalnız olmalarını gerektiren işlerde çalışabilirler. Tartışmalı olmakla birlikte bazı araştırmalar Şizoid kişilik bozukluğunun şizofreni başlangıcı olabileceği öne sürülmüştür. Şizoid kişiliği Şizofreniden ayrıran en önemli etken, bu kişilerin gerçek ile bağlantılarının kopmamış olmasıdır.
insanın hayatını alt üst eden bir hastalık.
insana konuşmasını unutturuyor. konuşurken konudan konuya atlatıyor bu bozukluk.
herkesin vereceği basit tepkileri bile unutuyorsun. Mesela nerde ne zaman teşekkür edilir gibisinden.
arkadaş mı? işleri düşünce facede mesaj atanlar işte başka olmuyor. kimse sana durduk yere selam bile demiyor.
ruh gibi geziyorsun. hayatın sözlük, wikipedia, ve değerli bulduğun kitaplar olmuş ve durumdan da şikayetçi değilsin.
kendi kendine cümleleri tamamlıyorsun, kendi kendine gülüyorsun.
en zevkli bulduğun işlerden biri -kimsenin okumayacağını bildiğin halde- sözlükte entry girmek oluyor.
kız arkadaş kelimesini zaten unutuyorsun bi kere. yok öyle bir şey onu unut tamam mı?
kimseyle konuşurken göz kontağı falan yapmıyorsun. kimsenin gözüne bakmak yok.
karşıdaki uzun bir şey anlatıyorsa kesinlikle dinlemiyorsun çünkü kafan zaten uçmuş oluyor başka bir yere.
bir çok insanı katlanmaz buluyorsun.
korkağın önde gideni oluyorsun, öyle şurdan atlayamazsın korkak falan değil bir şeye girişmeye, yeni bir şeyler yapmaya korkarsın.
yaratıcı fikirlerin olabilir, ama o ya yok olur ya da başkasına söylersin ve o sahiplenir.
zaten en fazla 2-3 arkadaşın vardır onlarla bile de pek yakın değilsindir.
ya böyle olursa diye kurduğun hayallerin hiçbiri olmaz ama o hayalleri kurmanın zevkini başka hiçbir şey vermez.
duyguların soğuk olur, konuşmalar kopuk kopuk.
sosyal olamama değil sosyal olmama vardır. ben kendime yeterim tarzı bir kafa ve dış uyarıcılara karşı duygusal tepkisizlik vardır. hakkında bilgim yok ama insanlardan kaçan nevroz tipine benziyor.
--spoiler--
şizoid kişilik bozukluğu teşhisi, yaşam boyunca sosyal çekingenlik gösteren hastalara konur. insan ilişkilerinde donuk, kısıtlı, içe dönük, tuhaf, kapalı, izole ve yalnızdırlar. yakın ilişkilere girmez ve girmekten zevk almazlar. genellikle gün boyu tek bir konuya odaklanır ve o konuya takılarak başka hiçbir etkinliğe katılmaz. sırdaşları ve arkadaşları yoktur. cinsel etkinlikleri ya hiç yok ya da çok azdır. ne övülmekten ne yerilmekten etkilenmez. duygusal tepkisizlik, soğukluk, ilgisizlik, tekdüze duygulanım, yaşamdan kopukluk hakimdir. sessiz, uzak, güncellikten habersiz, kimseyle yarışmayan, pasif kişilerdir. hiç evlenmeyebilirler. kendileriyle ilgili projelerden çok, evren, din, felsefe, açlık, astronomi, zooloji... gibi konularda tuhaf projeler üretirler.
--spoiler--
başkaları ile irtibat gerektirmeyen tek bir uğraş ya da etkinlikle uğraşırlar. (bilgisayar, matematik oyunları, astronomi, bulmacalar,yap-boz oyunları,pul koleksiyonu gibi soyut,mekanik isler) sosyal hayatin gerektirdiği bazı durumlara beklenen uygun karşılıkları veremezler.