Şizofrenisi olan her 10 kişiden birinin yakın akrabaları arasında bu hastalık görülür.
Şizofreni hastalarının ailelerinde bu hastalığın toplum ortalamasına göre daha sık görülmesi şizofrenide ailesel geçişin rolüne işaret eder. Örneğin, anne ya da babasından biri şizofreni hastası olan çocukta hastalığın görülme olasılığı % 12’dir. Kardeşlerden biri şizofreni hastası ise diğer kardeşlerde hastalık görülme olasılığı %8 dir. Toplumda her 100 kişiden birinde şizofreni görülme riski bulunduğu düşünülürse bu oranların yüksekliği hakkında bir fikir edinilebilir.
Ailesel yatkınlığın nedeni anne babanın yetiştirme tarzı değildir.
Hastalığın geni tam olarak bilinmiyor. Bir başka deyişle, elde edilen veriler şizofreniden tek bir geni sorumlu tutmak yerine birden fazla genin rolü olduğuna işaret ediyor.
- Şizofreni epilepsi, Multipl Skleroz gibi bir beyin hastalığıdır.
- Bütün kronik hastalıklar (Şeker hastalığı, astım, romatizma..) gibi alevlenme ve yatışma dönemleri gösterir.
- Tedavi edilebilir bir hastalık olmakla beraber zaman zaman alevlenme dönemleri olabilir, hastaların önemli bir kısmında hastalık tamamen ortadan kalkmayabilir. Bu durum da kişinin çalışmasını, çevresindekilerle iletişim kurmasını, bağımsız bir yaşam sürmesini çok güçleştirir.
- Bu ciddi hastalık yeryüzündeki her yüz kişiden birini etkilemektedir. Dünyada 60 milyon, Türkiye'de de 600.000 şizofreni hastası yaşamaktadır.
- Hastalık genellikle 15-25 yaş aralarında başlamakla beraber orta yaşlarda başlaması da mümkündür. Hastalık ne kadar erken başlarsa kişilik üzerindeki harabiyet o kadar fazla olmakta, normal bir yaşam sürme şansı azalmaktadır.
uzatmak
istemiyorum
illa
altında
aranacaksa
bir
şey
biraz
ironi
aransın
yoksa
şizofreni
ile
ilgili
tüm
göndermelerin
hastalığa
olmadığını
anlatmak
zorunda
kalıyor
kimimiz
içi
acıyarak
.
.
.
gerçi ironi olduğu anlaşılmayan ironinin ironi olmadığını okumuştum bir yerde ama neyse kendime ayar verip; şizofrenim diyen şizofren olamaz sandalında kürek çekmek istemiyorum. taşı kaldırdım isteyen altına baksın. *
bir şizofrenin ağzından dökülenler hastalığı çok iyi anlatmaktadır.
20 yaşında bir erkek hasta ile görüşmeden alıntılar:
"...kenan evren ile düşüncelerde konuşmuştuk. acaba içimi mi dinliyorlar diyorum? benim hakkımda konuştukları zaman içime doğar. boğa burcundanız, boğazı çok severiz. küfür etmem, git lan karı, hassiktir derim sadece. geceleri düşünmek neye yarar. bir gün yaptığını düşünüyorsun... başkalarının düşüncelerini okuyabiliyorum, zihin okunmaz, yüzden okunur düşünceler. yeter allah belanızı versin derim. vücudumu halsiz bırakıyorlar. insanoğlu, insanlar yapıyor, kim olacak?üşüyorum, donuyorum, kime ne? o ilaçlarda da var. aslında gülmüyorum, burnum tıkalı. gülmeden nasıl nefes alabilirim? büyüyle neşelendirdiler beni. insanoğlu yapıyor bunu. domuuz yağı, bok, sidikten yapılan bir büyü bu. o insana geçiyor. üzerine sürüyorlar. taun hastalığı büyüyle geçti bana. hiç allah kuluna zarar verir mi? bizim dergahımız herkese açık. okulda gülme, evde gülme, biz insan değiliz de hayvan mıyız? mafyaları adam etmek için, alnımız karasını silmek için mafyalıktan kurtulmak için dua ederdim... zorla oynattılar, zorla güldürdüler beni. dinimizde büyünün yeri var mı? çocukluğumuzda doğarken yemişim ben o darbeyi.
babamın dediğine göre 3 kız 1 oğlanız. babama göre ise ben oğlanım. kız olan insanlığı öğretir. erkeklerle gezip tozmaca yok. kelimeler yetersiz. (ağlamaklı) gökteki melekler dahi ağlıyor halime. yağan karlar ağlıyor. aslan yanağımdan öpüyor. kuşlar alkışlıyor. doğayı sevdiğim nasıl belli oluyor değil mi? 20 yıldır hastayım. aids hastalığı. hazreti addem-hazreti havvadan beri var. cennetten neden kovulmuşlar sanıyorsunuz? dağdan dağa atılmışlardır."
lsd, ecstasy, akineton gibi ilaçlar ilk önce piyasaya şizofreni ilacı olarak çıkmışlardır. normal bir insan beyin kimyasını etkileyen bu tür maddeleri ya da esrarı, alkolü sık sık ve uzun süre kullanırsa şizofreniyi andıran psikotik durumlar yaşanılılabilir. her psikoz şizofreniyle karıştırılmamalıdır. sık sık yanlış tanı olarak konulan, bipolar bozuklukla karıştırılan, sanılanın aksine tedavi edilebilen yada kontrol altına alınabilen bir tür psikozdur.
herkesin olmak isteyip de olamadığı bir psikolojik rahatsızlıktır. oldukça da ciddi bir bozukluktur ve tamamen bilinç dışı gelişir. ancak etrafınıza baktığınızda sürüyle çakma şizofren görme olasılığınız fazlasıyla yüksektir. herkeste bir travma, herkeste bir melankoli, biraz paranoyak ayakları hafif hayal gücü ve bir bakmışsınız hepsi şizofren.
işte bu deli gibi özenilen hastalık şizofreninin zeki insanlarda görüldüğü sanrısından kaynaklanmaktadır. evet zeki insanlarda görülebilir, tıpkı aptalarda görülebildiği gibi.
nerede bir çakma şizofren var şiir ya da deneme türü şeyler yazmaya başlar. ben gördüğüm yerde kusarım.
Aşkımın şiddetinden koptu gönlün freni!..
Doktor beni sanıyor hâlâ şizofreni!..
Üsküdar taburculuk hasretiyle derinden
Kalbimi hoplatıyor Bakırköy'ün treni!..
Ta uzaktan Marmara aşkla çekiyor beni
Hayretle karşılarım beni deli göreni
Taburcu olmak için kullanmalı dümeni
Aşkımın şiddetinden koptu gönlün freni
Doktor beni sanıyor hâlâ şizofreni.
bu hastalıgın en kotu ve cozumu zor hale sokan tarafı da,hasta olan kişinin asla şizofreni olduğuna inanmaması ve diğer butun insanlara kendi dogrularını ısrarla kabul ettirmeye calısmasıdır.
akıl oyunları ve dövüş klübünden sonra baya karizma yapmış hastalık.
sinsidir sinsi olduğu kadar tehlikelidir, sonuçta kendi zihnine karşı verdiği mücadelede nasıl muvaffak olabilir insan?
bilinç yarılması anlamına da gelen beyin hastalığı.20 yaşın altında yakalanırsanız sizin hayatınız çoktan dönülmeyen yollara girmiştir bütün hayat kalitenizi etkiler etkileri ve yıkımı daha fazla olur. 25 yaş ve daha üstünda yakalnırsanız yine yıkım büyüktür ama 20 yaşın altına göre daha azdır tedaviye daha hızlı cevap verebilir .şizofreni katatoik ve paranoid olmak üzere sınıflara da ayrılır. katatoik şizofrenin son safhasında hasta hiçbir şey hissetmez duvar gibidir bir yeri kesici bir aletle delinse ya da çizilse buna cevap vermez. paranoid iyileşme belirtisi ve intihar riskinin diğer türlerine göre daha az olduğu çeşididir. hasta herşeyden şüphelenir.şizofreni hastalarının beyin kimyası farklı çalıştığı için sesleri aynı anda algılarlar yani aynı anda hem tv den hem de dışardan gelen sesi duyma merkezi ayırt edemez bu yüzden yalnız kalmak onlar için bir ihtiyaçtır.bu yüzden kalabalık içinde fazla durmak istemezler
usyarılımı-schizophrenie gerçeklikle ilişkinin büyük ölçüde zayıflaması. düşünce, duygu ve davranış alanlarında önemli bozuklukların belirmesi, kişiliğin parçalanması, içe kapanma.
Şizofreni hastaları dünyayı değişik algılar. Normalde çevrede varolan uyaranlar dışında olmayan sesler, hayaller, garip kokularla dış dünya karışık ve anlaşılmazdır. Bu ortamda hastalarda anksiyete artışı, heyecan ve korku sıktır. Bu duygular genelde normal olmayan davranışlar sergilerler. Şizofreninin ortaya çıkışı değişik şekillerde olabilir. Bazı hastalarda aniden ortaya çıkabileceği gibi çoğu hastada sinsice yavaş yavaş gelişir. Yavaş seyir gösteren şizofrenide başlangıçta dikkat toplama güçlüğü, toplumsal ilgiyi kaybetme, içine kapanma, kendine bakımda azalma, dini uğraşılarda artma veya kara sevdaya tutulma gibi belirgin olmayan ve ilk bakışta şizofreniyi düşündürmeyen belirtiler görülebilir ve sıklıkla başka psikiyatrik hastalıklarla karıştırılır. Bu başlangıç belirtilerinin ardından birkaç ay veya yıl içinde de tüm belirtileri ile hastalık ortaya çıkar. Hastalar sıklıkla garip davranışlar ve konuşmalar sergilerler.Gerçekte olmayan sesler işitmeye ve hayaller görmeye başlarlar. Bazı hastalarda garip pozisyonlarda uzun süre durma, bazılarında hiç hareket etmeksizin uzun süre sessiz kalma veya aşırı hareketlilik görülebilir. Yavaş seyir gösteren şizofreninin yanında hızlı seyir gösteren şizofreni de olabilir. Bu hastalarda ise belirtilerin çoğu bir arada aniden ortaya çıkar.Bazı hastalarda belirtiler hafif seyrederken bazılarında şiddetli semptomlar olabilir ve bu durumda hastaları kontrol etmek güçleşebilir. Şizofrenide görülen belirtiler iki başlık altında toplanır: pozitif belirtiler ve negatif belirtiler. Her hastada bu belirtilerin tümü bir arada görülmez. Şizofreninin tipine göre belirti kümeleri de değişir. Örneğin paranoid şizofrenide şüphecilikle ilgili belirtiler baskındır. Paranoid şizofrenlerde sık görülen temalardan bazıları şunlardır: kendisine kötülük yapmak isteyen kişiler veya güçler vardır, bununla ilgili sesler işitmektedir, bu nedenle evde perdeleri kapatıp oturmakta, yemek yerken zehirlenme riski olduğunu düşünerek yemeği kendi önünde hazırlatmakta veya kendi yaptığı yemeği yemektedir. Odasına dinleme cihazları yerleştirilmiştir, bu nedenle odasında temkinli konuşmaktadır, eşi kendisini aldatmaktadır, v.b. Basit şizofrenide ise toplumsal çekilme, içine kapanma, sosyal aktivitelerde azalma, kendine bakımın düşmesi gibi belirtiler dışında fazla bulgu olmayabilir. Pozitif belirtilerde; şüphecilik, işitme varsanılar ve garip davranışlar sıktır.Hastalarda düşünce ve konuşmada kopukluk görülebilir. Konuşurken konudan konuya atlama, içerik olarak bir anlam ifade etmeyen sözcükleri birbiri ardına sıralama sonucu dinleyenler tarafından bir anlam ifade etmeyen sözcük salatası dediğimiz içeriği boş, anlamsız ve karmaşık konuşma biçimi görülebilir. Bazen de hastalar kendileri kelime uydururlar, bu kelimeler kendilerince bir anlam ifade etmektedir.Aslında anlamsız gibi görülen konuşmaya dikkat edilirse çokta anlamsız olmadığı içeriğinin olduğu görülebilir. Bu konuşma biçimi kişinin çağrışımlarının hızlanması ile ilgilidir. Düşüncede bu hızlanmanın yanında duraklamalar da görülebilir. Hastalar konuşurken ani duraklamalar, bloklar genelde buna bağlıdır. Düşünceler genelde çocuksu ve büyüseldir. Hastalarda gerçekle bağlantısı olmayan inanışlar görülebilir. Bu hastalarda görülen bazı düşüncelere şu örnekler verilebilir; telefonları dinlemekte, insanlar kendisini takip etmekte, herkes düşüncelerini bilmektedir, kötülük yapmak isteyen kişiler vardır, hatta ev içindeki yakınları bile kötülüğünü istemekte ve kendisine zarar vermek için planlar yapmaktadır,televizyondan mesajlar almakta, herkes kendisine manalı manalı bakmaktadır, iç organları parçalanmış ve yok olmuştur, telepatik güçleri vardır, uzaylılar kendisi ile bağlantı kurmaktadır v.b. Gerçekle bağlantısı olmayan sesler işitilebilir. Bazen bu sesler bazı komutlar vermekte, alay etmekte veya kötü sözler söylemektedir. Yine gerçekte olmayan hayaller görülür. Garip şekiller, korkunç yaratıklar olabilir. Hastalar bu ses ve görüntülerin gerçekte olup olmadığını ayırt edemez. Çoğu zaman bunlardan rahatsız olurlar ve korkarlar. Bunları kendi beyinlerinin bir ürünü olarak kabul etmez ve genelde dışarıdan birileri tarafından yapıldığını düşünürler. Bazen bu seslere yanıt verir, konuşmaya başlarlar veya görüntüleri takip ederler.Hastaların bu hareketleri dışarıdan gözlendiğinde kendi kendine konuşuyormuş veya sabit bir noktaya bakıyormuş gibi gelir.
Negatif belirtilerde; toplumsal çekilme, içine kapanma, ilgi ve istek azlığı,kendine bakımda azalma, konuşma ve hareketlerde azalma gibi belirtiler görülür. Duygulanımda azalma görülür. Hastaların jest ve mimiklerinin azaldığı görülür.Olaylara uygun tepkiler veremezler. Çoğu zaman yüzlerine maske giymiş gibi tepkisiz bir görünüm sergilerler. Bazen de uygunsuz tepkiler verdikleri görülür, ağlanacak yerde güler veya gülünecek yerde ağlayabilirler. Genelde hareketler azalmıştır. Harekete başlama güçlüğü görülür. ileri evrelerde hareketsiz uzun süre durdukları görülebilir. Bu hareketsizliğin nedeni sıklıkla ileri derecede kararsız kalmakla ilgilidir. Bazen bu uzun süreli hareketsizliğin ardından ani beklenmeyen bir hareketlilik olabilir, hasta yaydan fırlamış ok gibi eyleme geçebilir. Hastalar toplumsal olaylara ilgi ve isteklerini genelde kaybederler. Toplumsal çekilme, okul ve işe devam edememe, arkadaşlardan uzaklaşma, yalnız kalmayı tercih etme sık görülür. Dikkat toplama güçlüğü vardır, hastalar bir konuya odaklanamazlar. Şizofreni hastalarında saldırganlık sık görülen belirti değildir. Ancak şizofreni belirtileri ortaya çıkmadan önce saldırgan kişiliği olanlarda hastalık ortaya çıktıktan sonra saldırganlık görülebilmektedir. Bunun dışındaki hastalar genelde içine kapanıktır. Şüpheciliği olan hastalar ilaç kullanmıyorlarsa saldırgan olabilirler. Genelde aile içinde veya arkadaş ortamında saldırgan davranışlar gösterirler. Yine alkol ve madde bağımlılığı olan şizofrenlerde saldırganlık görülebilir. Şizofrenide intihar riski normal topluma göre fazladır. Hastaların %10unda intihar girişimi görülebilmektedir. Hangi hastanın intihar edeceğini önceden kestirmek genelde güçtür.