Şizofreni basit tabiriyle hayalle gerçeği ayıramama hastalığıdır. Aşırı zeki insanlardır şizofreni hastaları bence. Hepimiz beynimizde bazı hayaller kurarız. Onlar bir de şekillendiriyor. Tabi bu da onları olumsuz etkiliyor. Kurduğu hayaller güzelse gülüyorlar; kötüyse korkuyorlar.
Okuduğum bazı makalelerden kendimce vardığım sonuçtur bu..
şizofreni sanılanın aksine hayal ile gerçeği ayıramama hastalığı değildir. olmayan sesler, görüntüler,... duyu organlarınızı olmayan şeylerin uyardığını sanmaktır. ve nörolojik problemlerden dolayı bu olmayanı sürekli olarak yaşayıp anlamlandırarak ortaya çıkan rahatsızlıktır. tam olarak neden kaynaklandığı halen bilinmiyor. alan ile psikologlar ve psikiyatrlar ilgileniyor.
şakaya almayın o karikatürlerden gördüğünüz hikayelerden duyduğunuz tarzda bir şey değil.
Şizofreni hastaları genelde kötü psikolojik durumlarda olan ve nörobiyolojik olumsuzluklar içerisinde bireylerdir
duyuları bazen sanki kontrol dışıdır dolayısıyla tepkileri de.
Bu hastalık grubu psikozlar içerisinde yer alır.
Nevroz hastaları hasta olduklarının bilincindeyken psikoz hastaları genelde bunun bilincinde değildir diye biliyoruz fakat böyle değildir.
Aslında onlar tahmin ettiğimiz gibi bir hayal dünyasında değillerdir. sadece gördüklerini duyduklarını ve hissettiklerini ifade etmek isterler ama yapamazlar.
Yapamayınca sinirlenirler.
Bunlar sanrı mıdır? Yoksa gerçekten var mıdırlar?
Hiçbir psikiyatri ve psikolog doğrudan bunu deneyimleyemez.
Hasta birey ise bu ayrımı kanıtlama ihtiyacıyla kıvranır durur.
Örneğin: bir insandan “kırmızı” adlı rengi hiçbir şekilde “kırmızı” kelimesini kullanmadan ve “kırmızı” bir nesneyi size göstermeden anlatmasını isteyin. Anlatamaz. Anlatamayınca ne olur bir düşünün.
Biz de şizofreni hastalarını saldırgan bireyler olarak tanımlarız genelde. bu yargı yanlıştır.
ilaçlarını alan ve beynindeki elektrokimyasal aktiviteleri bu sayede normale dönen hormonal dengeleri düzenlenen bireyler gayet zihin ve davranış kontrolü yerinde bireylerdir.
Hastalığın etiyolojisine dair çok kesin bulgular yoktur ama nörobiyolojik yönüyle ele alındığında nörotransmitterlerdeki dengesizlikten -özellikle katekolaminlerde- olduğu düşünülür.
Dediğim gibi yine de kesin bir şey söz konusu değildir bunlar hastalığı tetikleyici unsurlar mıdır Yoksa başlı başına hastalığı var eden unsurlar mıdır bilinmez.
Psikolojik yönüyle ele alındığında da çok doyurucu veriler elde edilmez.
Çünkü bu hastalıkların analizi oldukça zordur gözlemler çoğu zaman yanıtlıcı olabilir.
Ayrıca eklemeliyimki Psikolojik faktör hiçbir zaman ekarte edilemez bir baş ağrısı yaşadığınızda bile bunun fizyolojik, nörolojik yanı olduğu kadar psikolojik bir yanı da vardır.
Ve şizofreni denilen hastalığın birden fazla tür ve formu mevcuttur.
ister bozukluk diyin ister hastalık ama sakın dalga geçmeyin. insanın ruhuyla alakalı hiçbir durumu dalga malzemesi yapmayın. şizofreni, depresyon, kişilik bozukluğu vesaire bunların hiçbiri dalga unsuru olabilecek şeyler barındırmaz. hatta bu tip durumların edebiyatta kullanımı bile çoğu kez boş boğazlıktır. çoğunda hastalığın oluşturduğu ilginç durum üzerinden prim yapılır. neyse işte, hoşunuza gitmiyorsa bu insanlarla iletişim kurmayın. haklarında yorum bile yapmayın. insanlar bir şeylerle dalga geçerken bu tip durumları malzeme yaparlar, siz yapmayın. bu tip durumlar bireysel problem olduğu kadar toplumsal bir problemdir de. toplumun hastalıklarını bu insanların yüzlerinde görebilirsiniz hatta kendinizden bir sürü parça da bulabilirsiniz. öfkelerinde, kırgınlıklarında, sevgilerinde. bakmayı bilmek yeterli. hiçbirimiz bu hayatı seçmedik. sen de ben de o da başkası da. başka bir hayat hakkında ahkam kesmeye hakkımız yok. ulaşamadığımız yerlerde yüzen insanlar hakkında sadece sessiz kalabiliriz.
Fight club, machinist vs türevleriyle iyice ayağa düşmüş hastalık diğer psikolojik rahatsızlıklar gibi. Bir insan neden ben bipolarım ben borderlineyim falan derki. Birkaç gün öncede biri ben şizofren olmak istiyorum nasıl bişey acaba diye entry girmişti. Neden kimse gerine gerine kanser oldum tümörüm var falan demiyorda siz böyle şeyleri övünerek söyleyip heves ediyorsunuz ?
Şizofreni bir beyin hastalığıdır ilaç şarttır ama gerçek şizolar hastalıklarını kabul etmedikleri için ilaç kullanmaz çoğunu sonu ne yazıkki akıl hastanesinde biter üzücü çok zor durumdur allah yardım etsin.
bütün ömrümü benimle birlikte geçirmiş olan hastalığım. sanıldığı kadar keyifli bir şey değildir. en çok: duyduğum her ses acaba gerçek mi? gördüğüm her şey acaba gerçek görüntü mü yoksa hayal mi? çilesini çektim. öfkelendiğimde insanlar sebebini anlayamadı. olmayan şeylerden bahsettiğimde şaşırdılar. şimdi ilaç tedavisi ile bir nebze olsun rahatım.
Yakın bir zaman'da gerçekleştirilen bir araştırma'da Anne karnın'da 6 aylıkken D vitamini eksikliğine bağlı olabileceği düşünülüyor. ilginç ve bir o kadar'da heyecan verici bir buluş.
Burada yazmış olan şizofren kişiye sormak sormak istiyorum.
Neden ailene güvenmiyorsun?
Hastalığından dolayı neyin gerçek, neyin gerçek olmadığını ayırd edmiyorsun çünkü algılarını etkileyen bir hastalığın var tamam.
Fakat hasta olduğunu biliyorsun. Ve ailen sana gerçek olmayanın ne olduğunu söyleyebilir yada gördüğün duyduğun şeyleri not alıp bunların gerçek olup olmadığını yakınların teyit edebilir ve sen gerçek olmayanın ne olduğunu anlayabilirsin. Kullandığın ilaçlar da o sanrıların zamanla azalmasını sağlayabilir.
Bu şekilde kendi algılarına güvenmesende sağlıklı yakınlarının algılarını kullanarak hayatını düzeltebilirsin.
Bence hasta olsan da sorumlusun. Ve ailene güvenmediğin için birazcık suçlusun da. O yüzden bireysel olarak şizofrenlere kısmen kızıyorum da.
Ailene ne olursa olsun güvenip onları dinlemelisin.
Yani hasta olmanın ve hastalığının devam etmesi senin aileni yada doktorunu değil kafanın içindeki sanrıları dinlemenin sonucu.
Kolay olanı seçip saçmalıklar peşinden gideceğine ailene güvenerek çok büyük bir ilerleme kaydedebilirdin oysa.
ne bok hayattır ki ben yazım hatasını düzeltirken yada kendime dert ettiğim kumandanın ve herhangi birşeyin çiftli sayılara denk getirme problemi yaşarken, onun sanrılar görüp boktan bir hayat yaşaması. allah ne der ki benim bunları paylaşmama ve bu arkadaşımın durumuna ...
sonra öğreneceğiz herhalde...
bırakalım yaradana dileyelim. ona güzel bir yer ayarlar..
arkadaşım fatih üç kardeşden piyango vuran yüzde 90 ı genetik olan aynı sebeple intihar eden öğretmen mücahit amcanın oğlu.
herşeyi kabullenebilirim bu boktan hayatta, ama karciğer böbrek yada kalp krizi gibi değil ki ağızdan çıkan beyin sanrıları. rüya ile gerçeği karıştırması. bilmediği bir dili rüyasında görüp ben bunun anlamını biliyormuşum demesi , gece uyuyamadığı uyumaya çalışırken koşarak bir gölgenin üzerinden koşarak geçtiğini söylemesi , türkiye nin en önemli kadını ile hayali aşk yaşadığı ve onun sayesinde büyük yerlere geldiği.
- fatihim : dükkana bak şef
- ben : kimse yok
- fatihim : yüzünde yaralar olan biri girdi görmedin mi
herkese renkli günler
10 seanslik bir ekt nin yüzde 70-80 iyileşme sağladığı hastalık. Ayrıca hasta ilaçlarını düzenli kullanmalı ve psikiyatristine ve psikologuna duzenlice gitmelidir hastaya iyi davranılmalı onunla ilgilenilmeli ve üzerinde gidilmemelidir.
Ayrıca genetikmiş anne veya babadan geçiyormuş yoğun kafein ve sigara kullanımı da sizofreniyi körüklüyormuş.
Bana göre en ciddi ruhsal hastalık.biz hastayı içine cin kaçmış hareketlerinden dolayi cinci hocaya götürdük ama girmemiş içine cin kaçmış gibi hareketler yapan birisini gorduyseniz o sizofrenidir .
Tedavisi vardır ama hastanın tedaviye uyumsuzluğu, yanaşmaması, reddetmesine sık rastlanır. Tedavi edilmeye çalişılan kişiye tekrardan içgörü kazandırılır ilaçlar vasitasıyla ve doktorunun yaklaşımı ve anlattıklarıyla birlikte bu daha kolay olabilir. hastanın hastalığını kabul etmesi daha mümkün olur bu şekilde.
şizofreni insanlar görmüşümdür hatta yaşadıklarım da olmuştur. yazacaklarım tamamen gözleme dayalıdır. şizofreni birinde görülen en temel şey gerçekle gerçek olmayanı ayırt edememesidir. bunu en iyi ifade eden ise konuşmalarıdır. bir şizofreni artık dönem dönem mi diyeyim konuşmasında gerçekten aşırı derecede kopar. bu kopuşu sağlayan şey sanrı veya varsanılardır. mesela bir şizofrenle yolda yürüdüğünüzde bir anda, hiç beklemeden araba plakalarına bakarak bu plakalardaki yazılardan bir anlam çıkardığını görebilirsiniz. ancak bu anlam çıkarma birinin saçmalamasından daha ötededir. çünkü hiçbir mantığı temelde yoktur. ayrıca gördüğü sanrıların korku yaratması sonucu bedenlerinde titreme de olabiliyor. mesela birinin kendini öldürmeye geleceğini düşünebiliyor. sizi de korumak için saklamaya çalışıyor. ayrıca onu belki zehirlersiniz diye sizin elinizin değdiği ( o orada yokken, görmüyorken) yemekleri yemiyor. kuşkuculuk görülüyor. tabi bunların hepsini tıbbi bir karşılığı vardır ama ben tamamen gözlemlerimi söyledim. ayrıca şizofrenler zararlıdır algısı tamamen saçmadır, adamlar o muğlak aklıyla bile, titrerken kaçmak yerine sana da zarar vermesinler diye seni saklamaya çalışıyorsa bu insanları zararlı atfetmenin çok acımasız bir bakış olduğu görüşündeyim. ve o kişiler bu gördüklerinin gerçek olduğuna inandığı halde bunu yapıyor. biz gerçeği olduğu gibi algılayan insanlar dışarıdan eli bıçaklı biri geldiğini görsek topuklamak yerine kaçımız sevdiklerimizi saklayıp onla mücadele etmeye girişirdik?
ilaçlarını da içmeyip kandırıkçılık yapanları da vardır.
Tedavisi yoktur. Kaynağı genetik. Paranoid olanlar korku sanrıları görür ve sizi de korkutur.
Üzücü, yıpratıcı hastalıktır. Zeka ile ilgisi de yoktur.