BU SEFER TROLLÜK DEĞiL GERÇEKTEN CAN YAKAN B, OLAY ANLATIYORUM.
FAKÜLTENiN iLK YILINDA TANIŞTIĞIM ÇOK SEVECEN Bi ARKADAŞIM VARDI. DURMADAN ŞURAYA GiTTiK ŞÖYLE YAPTIK DiYORDU , HEP BiRŞEYLER ANLATIRDI , BiZ BiLMEZDiK AMA ARKADAŞLARINI ANLATIR GEZDiK TOZDUK FALAN DERDi.
HAREKETLi YAŞAYAN Bi TiPTi.
SONRAKi YILLARDA STAJLARDAN KALMAYA BAŞLADI , OKULA UĞRAMAYI BIRAKTI. BEN DE SORMADIM BiLE EŞE DOSTA NERDE BU DiYE. EVDE GECELERi OYUNLAR OYNUYOR, AZ KONUŞUYORMUŞ... KENDi HALiNDE TAKILMAYA BAŞLAMIŞ.
GEÇEN GÜN OKULDA GÖRDÜM. OLM NERDESiN HAYIRDIR DEDiM.
KANKA SANA ANLATTIĞIM HER ŞEYi UNUT ,ONLARI BEN UYDURMUŞUM DEDi. BEN ŞiZOFREN TEDAViSi ALIYORUM iZMiRDEYiM , OKULU DONDURDUM DEDi. HiÇBiR ŞEY DiYEMEDiM.
GiTTi SONRA.
YAŞADIĞINI GÖRDÜĞÜNÜ ZANNETTiĞiN ŞEYLERiN ASLINDA HiÇ OLMADIĞINI ANLIYORSUN. BENCE ÇOK YIKICI VE ÇARPICI BiR OLAY.
Doktorun koyduğu yanlış teşhis sonucu bir sonraki muayene gününe kadar kendimi şizofreni sanmıştım. Evet banada ergenken marjinal gelen bir hastalıktı ama oldum sanarken bile çok boktan bir şeydi. Lan bakıyorsun ama acaba yok mu duyuyorsun ama acaba konuşmuyor mu kalem zannediyorsun acaba başka bir şey mi yemin ederim hayatımın en boktan bir haftasıydı . Allah tüm hastalara şifa versin geçmiyor biliyorum ama en azından ilaçlarla normallik seviyeleri bir nebze aşağı çekebilir.
Bana A beautiful mind (akıl oyunları) filmini hatırlatan başlık. izleyeli epey zaman geçmesine rağmen hâlâ hatırımda olan filmdir.
Edit: hâlâ gözümde mükemmeldir, izlenilesidir.
insanın iç seslerine birer isim vermesi ve bu durumu normal denilen insanlardan daha farklı yaşamasıdır. Çoğu küçük yaşlarda arkadaşlarından farklı olduğunu anlayıp bu durumu kabullenmiştir. Ruh dünyaları karmaşıktır, zihinleri de bununla birlikte güçlenmiştir. Acıya fazlasıyla dayanıklılardır. insanların yıllar içinde düşündüklerini birkaç dakika içinde düşünüp yorumlarlar. Bu yüzden her soruya verecek cevapları vardır. Söylerler ya da söylemezler bu onlara kalmış. insanları kolaylıkla anlayabilirler.
tam olarak şu olabilir: biri sizi sabaha yakın 7 kere arar ve çok yorgun olduğunuz için onu duymazsınız. sonra uyanır bakarsınız bu kadar çok aramışsa mutlaka önemli bir şey var dersiniz. hemen onu ararsınız.
ve o açtığında cevabı şu olur: ne var, neden aradın?
sözlükte yarık beyin anlamına gelmektedir. sol beyinin mantıksal yönüyle sağ beyin lobunun hayalsel yönünün karışmasının ürünüdür. gerçekle hayali karıştırma durumu bundan kaynaklanır.
filmlerde zeka belirtisi olarak gösterilip karizma katsa da gerçek hayatta öyle değildir. bildiğin beynin ölüyor lan. paronoyal şizofreni diye bir alan var mesela, bu öyle bir şey ki korku sonucu bir anda çok büyük ve ters yönde kararlar verebilirsiniz. küs olduğunuz kişilerle barışabilirsiniz. öyle ki bir açıklamanız bile olmaz. herkesin sizi takip ettiğini düşünebilirsiniz. arabaların plakalarından mesaj okuyup koca şehir bana burası üzerinden gönderme yapıyor diyebilirsiniz. bunun ortaya çıkmasının altında genetik bence birinci faktör. ailede şizofreni varsa evlatlarda görünme riski çok fazla.
ayrıca zevkli falan değildir. burada rahat anlatıyorsun ama onla konuşurken bile kendisiyle onun gibi olmak zorundasın. sana der ki; oyuna artık sen de dahilsin, beni çözdüler pes ettim. kanıt olarak da elinin soyulmasını ve çok uyumanı gösterebilir. bir yere gidersin mesela etrafta kimse ona bakmaz ama sus der sana. bizi dinliyorlar der. hatta telefonla konuşurken bile birilerinin sizi dinlediğini düşünür ve sizi susturur. aslında o haliyle bile sizin iyiliğinizi düşünür o. candır falan ama tedavisi de yoktur. mutlu mesut yaşarsınız.
Paranoid şizofreni hastaları zulüm gördükleri ya da birileri tarafından cezalandırıldıkları ile ilgili yanlış inançlara (sanrılar) sahiptirler. Fakat düşünceleri, konuşmaları, duyguları oldukça normaldir.
Hebefrenik şizofreni hastalarının zihni karışık ve tutarsızdırlar, konuşmaları karma karışıktır. Dışarıdan bakıldığında davranışları duygusuz veya yüzeysel veya uygunsuz, hatta şapşalca ve çocuksu görülebilir. Çoğunlukla duş almak veya yemek hazırlamak gibi normal günlük işlerini yapma becerilerini bozan düzensiz davranışları vardır.
Bu türün en çarpıcı semptomları fizikseldir. Katatonik şizofreni hastaları genelde hareketsizdir ve çevrelerindeki dünyaya karşı reaksiyon vermezler. Genellikle çok katı ve sert olurlar ve hareket etmeye isteksizdirler. Ara sıra yüzlerini buruşturmak veya biçimsiz duruşlar yapmak gibi garip hareketler yaparlar. Veya başkasının söylediği bir kelimeyi veya cümleyi tekrar edebilirler. Yetersiz beslenme, bitkinlik ve kendilerini yaralama riskleri çok yüksektir.
Bu türde şizofreni semptomlarının şiddeti azalmıştır. Halüsinasyonlar, delüzyonlar veya diğer semptomlar hala vardır, fakat şizofreni tanısı konduğu zamanki kadar şiddetli değildir.
Freud’a göre psikoz (şizofreni); zayıf bir ego tarafından yönetilemeyen savunma mekanizmalarının nihayetinde iflas ettiği ve
bilinçdışı materyalin olanca çeşitliliğiyle ortaya döküldüğü bir ruhsal rahatsızlıktır.
Bu yüzden hastanın psişesi sanrılar ve halüsinasyonlarla doludur. Bilinçli zihnin egemen düşünce biçimi “mantıklı ve nedensel düşünce süreci (sekonder düşünce süreci) inzivaya çekilmiş, hastanın zihnine tümüyle bilinçdışına özgü mantık,tutarlılık ve ölçüden yoksun- “birincil süreç” düşünce tarzı hakim olmuştur.
Himm sizofreni hakkında gerçekten bilgisi olan biri tabi ki bu duruma ozenmeyecektir. Filmler hep film.
Simdi efenim : sizofrenide soyle bir durum vardir beynin hef 2 yarim kuresi arasinda baglanri saglanamiyor ve bu insanlar " bazi sesler ( insan sesleri ) " duydukladinu dusunuyorlar ( isitsel hezeyan ) keza bu görsel hezeyanda olabilir. Ama sizofrenide isitsel hezeyanlar daha sıklıkta görülür.
Beynin her iki yarim kuresi arasindaki iletisim eksikligi ayni zamanda mezolimbik ( sizofrenin oozitif semptomlarini : isitsel hezeyanlar , düşünce sokulmasi düşünce cekilmesi ) ve mezokortikal yolakla ilgili sorunlar ( ekolali ekoproksi gibi katatonik hareketler ) vardir.
normal olarak tabir edilen insanların yaşadığı gerçekliği yaşayamayan insanların sahip olduğu şey. bu tanım beni her zaman düşündürtmüştür.
nasıl bir şey olduğunu merak edenler elbet vardır. bir ara reddit'te şizofren olduğunu söyleyen erosram nickli bir kullanıcı ama'ya katılıp kendisine sorulan soruları cevaplamıştı. özetle "boşluk", "küçük" ve "şeytan" isimli üç arkadaşı olduğunu söylüyordu. her birinin farklı bir karakteri olduğunu ve bu kişilerin küçüklüğünden beri sürekli onunla konuştuklarını anlatıyordu. kendisi küçük ve boşluğu kız, şeytanı ise erkek ya da cinsiyetsiz olarak tanımlıyordu. bir kullanıcı şeytanın resmini çizmesini istediğinde resmini çizip göstermişti. her şeye rağmen artık bu duruma alıştığını ve onları kontrol altında tutabildiğini söylüyordu. ilginç bir diğer soru ise bu durumun seks hayatına nasıl yansıdığı ile ilgiliydi. verdiği cevap ise küçüğün bir köşeye gizlenip ağladığı, boşluğun bu durumu pek umursamadığı, şeytanın ise durmadan bağırıp çığlık atarak ona cehennemde yanacağını söylediğiydi. böylesine bir durumu kabullenip normal olarak tabir edilen insanların hayatını yaşamaya çalışması ise sanırım büyük bir azim isteyen bir şey olsa gerek.