maalesef ki pek fazla kişinin tanımadığı rahmi vidinlioğlu'nun müthiş betimlemelerle dolu ilk kitabıdır. okurken yazarın da şizofren olabileceğini ciddi ciddi düşüneceğiniz kitaptır. bence kitapla birlikte bir de kalem verilmeliydi okurlara zira altını çizmek isteyecekleri birçok cümle bulacaklardır.
" senin her kelimen yeni bir acının hiç dinlenmemiş masalıydı, her gidişin hiç gidilmemiş bir cehennemin boyut kapısı! Yokluğun, sadece benim inanmadığım koca bir gerçek, varlığınsa benden başka hiç kimsenin inanmadığı masalsı bir yalandı ve AŞKTI ikisinin arasındaki derin uçurumun adı!! "
''seni sevmek, kadınlığımı, bedenimi ve hazzı ilk defa seninle keşfetmekti. yıllardır, sanki sadece senin için sakladığım bedenimi, en ufak bir tereddüt duymadan ve beklentisiz bir sarhoşlukla sana sunmaktı. her dokunuşunda, kutsal bir ayinin o sıcak ve tatlı şarabını yudum yudum içer gibi...''
okurken cümlelerin içinde kaybolunan kitap. ince düşünülmüş, yazarken neler hissetmiş bilinmez ama vermek istenen mesajları yerlerine bir güzel ulaştırıp kişiyi mest eden kitaplardan. işte kitaptan değişik bir cümle:
kanımca kesinlikle rahmi vidinlioğlu nun gerçekten yaşadığı olayları konu aldığı kitaptır. böylesine bir kitabı yazdıracak birikime sahip hiç bir insanın akıl sağlığının da yerinde olabileceğini düşünmüyorum. zira yazarla tanışmışığım vardır. fikrimce gerçek hayatındaki ilişkisiyle, hayal dünyasında yetiştirdiği kişilerin, zihninde ve kalbinde çakışmalarını konu alır.
rahmi vidinlioğlu nun yazdığı, şizofren bir erkeğin karısı ve hayali sevgilisi ile başından geçen olayların anlatıldığı, kesinlikle okunması gereken psikolojik türünden bir romandır.
okumamın üzerinden bir yıl geçmesine rağmen, rahmi vidinlioğlu nun şizofren bir karakteri nasıl bu kadar iyi betimlediğine hayret ettiğim kitap.
Bir kerede hepsini hiç okuyamadığım, her okumaya niyetlendiğimde kısım kısım okuyup vazgeçtiğim kitap.. Belki de birinden kalma yükseklik korkusu.. Şizofreniyi yalnız oynamasa da yalnız yazabilen yazar kişinin dili anlamlı ve güzel.. Okunası bir kitap, tabii bulunursa..
istanbul aşığı bünyelere, altın tepside istanbul sunan kitap.. yanına bir tutam saplantılı aşklar, biraz acıya olan bağlılık, leyla ile mecnun'u bile şaşırtacak bir ilişki vesair vesair..
rahmi vidinlioğlu şaheseri.eser ilk başlarda beklenen çıkışı yapamasada elden ele bir efsane gibi dolaşıyor.okuyan insanlar etkisinde kalarak bir çok dostuna tavsiye ediyar kitabı.acının asla var olmamış hikayesi gibi aşkı ilahlaştırdıkça damarlanıza batan günebirlik sevgi sözcüklerini hissediyorsunuz.cenk kibriti çakarken sanki sizin sigaranızı yakıyor.sanki sizin çayınızı koyuyor önünüze.
istanbul betimlemeleriyle o güzel,akıcı anlatımıyla başlar ilk kitabını yazmış olan yazar..6 sene sonunda çıkardığı kitabıyla büyük ilgi alaka görmüştür..gerçekten çok başarılı herkesin okuması gereken psikoloji kitabıdır..
yeni nesil edebiyatçılardan rahmi vidinlioğlu'nun türlü maddi sıkıntılara rağmen atlantis yayınlarından çıkartabildiği oldukça güzel ve derin betimlemelerle bezeli kitabı.
yazarının dipnotlar vasıtasıyla, kitabın olu$turulması esnasında önüne ı$ık olmu$ küçük iskender'e, yine onun lakoniklerini zikrederek minnet borcunu sunduğunu da eklemeden geçemeyeceğim.
meraklılarına : öncelikle ağır bir kitap. " vay efendim nedir bu kadar acı, nedir bu kadar hasret, nedir bu kadar ke$ke'ler salatası?? " diyecekseniz bu kitabı almayınız, okumayınız. ( sıkılma ihtimalinizin %100'ü a$acağına dair garanti veriyorum. )