kürtlerin en büyük sesi. bazen ağıt yakan yaşlı bir kadın, bazen küçük bir çocuk, bazen de yirmilik delikanlının soluğunu taşır sesinde. geleneksel müzikten yanadır, gençlerdense eskiler daha çok rağbet eder. kardeş türküler'le yaptığı roj u heyv albümü gayet iyi olsa da kendisi pek beğenmemiştir; yörenin dokusunu benimser, dengbej geleneğinden kılamlara dek otantik yanını muhafaza eder.
kürtlerin gelmiş geçmiş en iyi sanatçısı. isviçre'de, yedi yılda bir verilen müzik ödülünün de sahibi olmuş. darısı şarkılarını türkçeleştirip kendilerine aitmiş gibi gösteren sanaçılara.
(bkz: izzet altınmeşe)
bir gün inrahim tatlıses e sormuşlar. sizin sesinizden daha güzel bir sesi olan bir sanatçı varmı? Sesim ondan güzel olsaydı işte budur derdim dediğiniz biri varmı? diye soru ile karşılaşan ibrahim tatlıses, aynen şunları söylemiştir:
biri var. şivan perwer. onun sesi gibi ses ben daha dünya da dinlemedim. buna pavaroti de dahildir." ayrıca bir halepçe şarkısı vardır ki insanın tüylerini diken diken eder.
devlet bahçeli'ye hitaben, "Bırakın bu halklar barış içinde kardeşçe yaşasın. Sayın Bahçeli hala Orta Asya'dan gelip kılıçla yaşanılan günlerde sanıyor kendini. Aman Türklüğe zarar gelmesin diyor. Bizim kıyafetlerimizi yadırgıyor. Benim üzerimde bu kıyafet var ama, 10 dil konuşuyorum. Barzani 5-6 dil konuşuyor, Bahçeli ise sadece Türkçe konuşabiliyor. Ayrıca Bahçeli'nin kıyafeti Türk malı mı, takım elbisesi, ceketi. Avrupa'dan değil mi takım elbise. O zaman Bahçeli de Avrupa'nın dilini konuşsun, ingilizce konuşsun, Hristiyan olsun" demiş recep tayyip erdoğan'ın kürt oylarına oynarken kullandığı kürt türkücü.
10 dil konuşuyormuş, devlet bahçeli'yi tek dil konuştuğu için cahil olmakla suçlamış. cahil olmakla suçladığı devlet bahçeli'nin doktor unvanına sahip olduğunu ve 22 kitap yazdığını bilmiyor tabii barzo. ayrıca cehaletin ölçüsü madem dil bilmek, sormazlar mı adama; el ele pozlar verdiği recep tayyip erdoğan kaç dil biliyormuş acaba!
ayrıca, yabancı markalı takım elbise giydiği ve türk malı kıyafet kullanmadığını iddia ederek devlet bahçeli'ye "o zaman hristiyan olsun" demek de bu barzonun kalitesini gösteriyor. recep tayyip erdoğan sanki türk malı takım elbiseler mi giyiyor sürekli? diyecek çok şey var da hakkında, hepsini tek entry'ye sığdırmak istemiyor insan.
türkiye'den kaçmasını hazırlayan zemini ve kaçışını kendisinden dinleyelim:
Kaç kaç çıktım desem yeridir. ilk kez 1976 yılında Ankara'da sahneye çıktım. O zaman Gazi Üniversitesi'nde matematik okuyordum. Kürt kökenli milletvekillerinin düzenlediği bir gecede spontane çıktım. istanbul'da yaşayan Kürt kökenli bir türkücüyü davet etmişlerdi, Atakan Çelik. Sahneye çıktıktan sonra seyirci Kürtçe parçalar söylenmesini istedi. Çelik de, 'xazale xazale' diye başladı ama Türkçe devam etti. Bu zoruma gitti. Arkadaşlara 'Bana bir saz bulun, sahneye çıkmak istiyorum' dedim. Bazı arkadaşlar çok sevindi, bazıları Kürtçe söylemenin tehlikeleri için beni uyardı. Dedim ne olursa olsun, getirin sazı! Şivan Perwer diye beni anons ettiler. Ben sahneye çıktım ve dedim ki 'Size gerçek 'xazale'yi söyleyeceğim. 'Xazale' Kürtçe bir türküdür. Beş-altı Kürtçe parça okudum, salon coşkudan ve heyecandan yıkıldı. Polis beni almak istedi ama arkadaşlar beni arka kapıdan çıkardılar. Kaçırdılar yani. Sonra Viranşehir gecesi yapıldı, sonra bir Hakkari gecesi oldu. Rahmetli Ahmet Arif de katılmıştı; Rahmi Saltuk vardı. Aynı durum yaşandı. Polis tertip komitesini zorluyor, beni istiyor. Sahnenin önünü arkadaşlar tuttu, polisin beni almasına engel oldular. Bazı arkadaşlar gözaltına alındı, beni yine kaçırdılar.
Son konserim Urfa Suruç'ta oldu. Jandarma polis bütün kapıları tuttu. Rahmetli Muhterem Biçimli de vardı. O konser dolayısıyla tutuklandı ve uzun yıllar hapisanede kaldı. Bu sefer beni kaçırmak istemiyorlardı. Çare kalmayınca, arkadaşlar sinemanın bir duvarını yıktılar, bir gedik açtılar; oradan kaçtım. Geceyi tarlaların arasında geçirdik. Hem biz kimsenin başını belaya sokmak istemiyorduk hem insanlar baskılardan dolayı korkuyorlardı. Ertesi sabah bir akrabama haber verdim, belediye fen işleri müdürüydü; geldi, beni arabasıyla aldı, sınıra götürdü. Sonra mayınlı tarlalardan geçip Suriye'ye çıktım. Oradan Almanya'ya geldim.
şivan perver dünyaca ünlü kürt sanatçı ve müzisyen.
23 aralık 1955'de urfa'nın siverek ilçesine bağlı sarıdam köyünde doğdu. profesyonel olarak 1975'de sanata başlayan şivan, 1975-2002 arasında 22 albüm seslendirdi. birçok albümü ile ödüllendirilen sanatçı en son albümü min bêriya te kiriye ile de fransa'da charles cros akademisi tarafından 57incisi verilen en büyük müzik ödülleri kapsamında, akademinin dünya müziği dalındaki en iyi yabanci müzik albümü ödülüne layık görüldü.
görüldüğü gibi başarılı bir sanatçıdır bilinenin aksine terör örgütü pkk yı desteklemez. yüzbinleri aşan albüm satışları yerli sanatçıları ve sermayeyi korkutacak düzeyde olduğundan böyle bir proboganda yapılır.
resmini görmek için: http://www.hurriyetim.com...layimage/0,,202010,00.jpg
