iranın güzel şehirlerinden biri. şairlerin ve bülbüllerin şehri olarak bilinir. sokaklarından geçerken buram buram portakal çiçeği kokusunu duyarsınız. memleketimdir. yıllardır uğramadığım, islam cumhuriyeti kurulduktan sonra eski cezbediciliği azalmış ancak yine de görülmeye değer olan yerdir.
Adını iran'ın Şiraz kentinden alan bir üzüm çeşididir. Şaraplık olarak kullanıldığında alkol açısından oldukça iyi sonuçlar veren küçük taneli kırmızı üzümdür. Bir rekoltede Dünyanın en iyi şaraplık üzümü seçilmişliği de vardır.
iranın güzel şehirlerinden biri. şair ve gül şehri olarak bilinir.
Şiraz'ın ahameniş dönemine kurulduğu bilinmektedir. Sasaniler döneminde de önemli bir merkez olan şehir, 693 yılında Müslüman Araplar tarafından alınarak Bağdat'a bağlı bir vilayet oldu. Şiraz, Cengiz Han ve Timur ordularının istilalarından ve yıkımlarından zarar görmemiştir.
Moğol ve Timur dönemlerinde şehir çok gelişti. Hatta o dönemlerde islam medeniyetinin en gelişmiş şehriydi. Yine bu dönemde şehirde kültürel hayat çok ilerlemiş özellikle edebiyat ve mimarlık zirve yapmıştır. Edebiyat alanında Şeyh Sad'i Şirazi ve Hâfız bu dönemde yetişmiştir. Şirazlı mimarlar gerek iran'da gerekse diğer doğu şehirlerinde önemli eserler vermiştir.
Bu gelişmelere rağmen Şiraz, önce büyük depremlerle hasar görmüş, 17. yüzyılın sonlarında Afgan akınlarına uğramış ve şehirde 18. yüzyılda ayaklanmalar yaşanmıştır.
Şehir 1750 yılında Zend hanedanı zamanında iran'ın başkenti olmuştur. Zend hükümdarlarından Kerim Han şehre önemli eserler kazandırmıştır. Kerim Han’ın yaptırdığı eserler arasında en önemlisi kraliyet alanı olarak kullanılan 'Arg-e Kerim Han' (Kerim Han kalesi)’dir. Vekil Camii de müthiş işlemeleriyle Kerim Han'ın unvanını taşır. Ayrıca iran'ın en güzel kapalı çarşısı Şiraz'daki Vekil Pazarı’dır.
Şehir 1789'da Kaçarlar'ın hakimiyetine girdi. Şiraz'ın tarihindeki en kötü zamanını da Kaçar hanedanı zamanında yaşamıştır. Kaçarların başkenti Tahran'a taşımasıyla önemini kaybetmiş, Kerim Han'ın şehre kazandırdığı pek çok eser talan edilmiştir. Şiraz bu dönemde Buşehr limanına giden ticaret yolu üzerinde bulunması avantajıyla hiç değilse ticari önemini korusa da 1930 yılında yeni yapılan demiryolunun şehirden geçmemesi ile bu özelliğini de kaybetmiştir.