1993 kışına ait bir video kaydı dolabımda. kabarık mavi elbisem, iki yandan toplanmış bir avuç saçım var. salondayız. teyzem, ananem, babam, annem, herkes el çırpıyor, ilkel bir kasetçalarda tabi ki şinanay çalıyor. ben bütün beceriksizliğimle kıvırtıyorum. dudağımda huzurlu gülümsemem, herkes beni izliyor, o kadar keyifliyim ki, belki o gün mızmızlanmadan uyuyabilirim.
2007 ilkbaharına ait bir anı bende. tişört-kot giymişim, boyalı saçlarım var. arabadayız. babamla kadıköyde içip eğlenmişiz, sohbet sohbeti açmış, keyifler çakır, arabanın teybinde tabi ki son ses şinanay çalıyor. ben biraz da başım dönerken yine ellerimi kıvırtıyorum, babam bağır çağır şarkıyı söylüyor. dudağımızda hafif yamuk gülümsemelerimiz. o kadar keyifliyiz ki, belki 2021 de bile bu şarkıyı söyleyebiliriz.
eğer şarkının sözlerinin sahibi melih cevdet anday yaşasa ve ceza'nın yorumladığı şinanay'ın son versiyonunu dinleyebilseydi küçük diline hakim olabilir miydi bilemiyorum.
Ver hadi gazı, ver hadi, yan hadi şinanay,
Bu gece gene gök yüzünde durur yanan ay,
Ada vapuru çıkaracak herkese bir pay
Kay hadi yana beyim bize de bir yer var.
Sokaklar çok dar, bizdeki yan çarklı
fonda biz hep var, kulaklık kulak ardı
Müslümanı, yahudisi ve rumu karışık
Ada vapuru yanaşır, kızım sen de tel sar.
Biz Türküz kamaranın kapısında durduk.
ihtiyarı, veremi, sporcusu ve delisi
Biz de bu gemideyiz, cafcaflı bayraklar,
Bulamadık bu geminin en iyi yeri neresi...
Rotası şaşmaz rüzgara bakma
Panik olur adem oğlu bırakıp da kaçma,
Durak olur daha yanaşmadık gazoz açma,
Kara göründü çayını simidini kap gel.
Yeditepe bağırır ve de bizi çağırır
Eninde sonunda buluşur bir anda dağılırız
Dalgalar yüksek, dilberin ökçesi gibi
Bakan gözler paraşüt denizin dibi gibi
Herkes gözgöze, kol kola, dizdize.
Bu gemi bize gelir buradan size
Üstad Onno Tunç sen rahat uyu,
dümeni kırılmaz bu geminin daha uzun yolu...