kendisini kişilik olarak sevmemekle birlikte yılmaz erdoğanın çok beğendiğim bir lafı vardır;
"her erkek zeki, güzel, anlayışlı ve onu çok sevecek bir kadın ister. iyi güzelde adama sormazlar mı, bunları hak edecek ne yaptın?"
yani demem o ki çuvaldızı batıracaksanız iğneniz de olmalı kendinize batıracak..
ah şimdiler, ah şimdiler, hep böyle geçmişi bir polyanna gösterme telaşı. eskiden daha iyiydi. kadınlar daha temizdi. hepsi çiçekti, şimdi artık olmuyor. bunları geçin eskiden ne pislikler vardı kimbilir. kişiler bunları gizliden yaşıyordu. şimdi en azından göstererek yaşıyorlar. aile içi ilişki mi dersin, akraba arası ilişki mi dersin hepsi eskiden daha yaygındı. sadece bunları gizleyebiliyordular çünkü gizlemek zorundaydılar. eskiye özlem duymak bu yüzden saçma.
kim hak eder dört duvar arasında iki ağlak bebeyi çekmeyi?
biri annööeeğ diye ağlar, diğeri yemööeek diye.
bu yüzden hak etmiyoruz ve mutluyuz gençler, sakin.*
şimdi ki kızlar her şeylerinin dört dörtlük olmasını istiyorlar. bu sebeple aşkı sevgiyi 2. plana atıyorlar. eskiden anne babalarımız bir yatak bir somye ile ev kuruyorlarmış. şimdi ise böyle bir teklif yapsan anında terk ederler bir daha yüzüne bile bakmaz kızlar. amaçları mutlu bir yuva kurmak değilde etrafa gösteriş peşinde olduklarından evlenmeyi hak etmiyorlar...
Doğru bir tespittir fakat erkeklerin de hak ettiği söylenemez.
sen Nasıl bir insansan karşına da öyle birisi çıkar. Bir çok kızı kirletmiş bir erkek temiz bir kızı hak etmez, kendisi de kirlidir.
Bir çok erkeğin canını yakmış kız da mutlu olmayı hak etmez, bulamaz mutluluğu. Bu ilâhi adalettir vesselam.
evlilik gibi ciddi bir müesseseyi, ciddi ve doğru insanlar ile (bayan veya erkek) inşa etmek gerek. günümüzde doğru kişiyi bulmak geçmişe göre daha zorlaşmıştır. bunun nedeni ise insanların sürekli ben merkezli olmasıdır. kadının "kadın rolünü" erkeğin "erkek rolünü" yerine getirememesi aile içerisinde rollerin ve hiyerarşinin tam bir karmaşa olması günümüz evliliklerinin ya hiç yaşanmama yada yaşansa bile ömrünün kısa olma sebebidir. bu durumu sadece bir cinse yüklemek eşitlik açısından yanlış olsa da kanımca "yuvayı dişi kuş yapar" atasözünün boşa söylenmediği, bir ailenin en sağlam temel taşının kadın olduğu ve kadının bu ulvi görevi zamanımızda yerine getiremediği kanaatindeyim. tabi bu durum zamanımız bayanlarının evlenmeyi hak etmemesi değil, evliliğin ciddiyet istediğini ve evliliğin temel taşının kendileri olduğunu idrak edememeleridir.