Parçalanmışlıklarımı al ve içine yaşamsal anlar yama.
Ağlamayı sustuklarımı al ve kurak gözlerine yağmur ekle.
Gülüşüme eklediğim iç kanmalı suskunluklarımı duy ve sözcüklerine susku , içine sesleniş yap onları.
Şimdi...
Dışa vurulmamış bir iç çekiş gibisin içimde.
Avutma düşlerimi , hırpala ,yak, darmadağın et, hadi durma öldür bende ki seni.
Şimdi...
özlediğim sen olmasan diyorum. Tek kişilik bir yalnızlığa soyunsa yüreğim. Sana dair olmasa tutulduğum şarkılar . Senden kaçmak uğruna ,nefrete sığınmasa yüreğim.
Kaçtıkça senin geçtiğin bütün yollardan , üzerime sen eklenmesen diyorum uğradığım bütün duraklardan. Yani kaçmalarım olmasa senden sana. Senin intiharların düşmese düşüşlerime. Sussam susuşlarına.
Şimdi...
senden kaçmak uğruna sığındığım tenhalıklardan sen çoğalmasan diyorum.
Ve şimdi...
neden bilmiyorum yine sana çoğalıyor sevmelerim senden azalırcasına...
Şimdi...
Ne yokluğundan yakınmak,ne varlığını kazanmaya uğraşmak.
"gitmeni istemiyorum"
söylemek için çok geç kalınmış bir cümle. anlamıyordum o ara, insanın evinden, kuytusundan, köşesinden ayrı kalma korkusunu. huzur bulduğum tek şey.. her şey..
gittiğim her yerde yalnızım şimdi.
O şimdi ne yapıyor?
Şu anda şimdi, şimdi, şimdi
Evde mi, sokakta mı?
Çalışıyor mu, uzanmış mı, ayakta mı?
Kolunu kaldırmış olabilir mi, hey gülüm
Beyaz kalın bileğini nasıl da çırçıplak eder bu hareketi
O şimdi ne yapıyor
Şu anda şimdi, şimdi, şimdi
Belki dizinde bir kedi yavrusu var, okşuyor
(...)
Belki de yürüyordur, adımını atmak üzeredir
Her kara günümde onu bana
Tıpış tıpış getiren sevgili
Canımın içi ayaklar
Ve ne düşünüyor, beni mi?
Yoksa ne bileyim
Fasulyenin neden
Bir türlü pişmediğini mi?
Yahut insanların çoğunun neden böyle
Bedbaht olduğunu mu?
O şimdi ne düşünüyor
Şu anda şimdi, şimdi