boğulmak; bir canlı için en feci ölümlerden biri.
şile'nin herhangi bir sahilinde boğulmak; biraz ironik ama atasporu. her yaz üç aylık dilimde ortalama 90-100 arası ölümle sonuçlanan, toplamda 150 kez gerçekleşen eylem.
atasporu dedim, işi mizahi yönden ele almıyorum. olay trajedi, bile bile lades.
şile'nin sahillerine ait sır; açığa doğru çeken deniz anaforu. teknik adı rip current olarak isimlendirilmiş.
zihinlerde canlanması açısından şöyle örnek vereyim; eni 10 metre civarında ve uzunluğu 300 metre olan su içinde bir koridor düşünün. siz ayaklarınızın yere bastığını düşünerek su içinde boğazınıza kadar ya da göğüslerinize kadar olan yerde su ile oynaşırken birden sert birt dalganın size çarpmasıyla başlıyor.
dalga size çarpıp dengenizi bozduktan sonra siz su içinde ayaklarınız yerden kesilmiş olarak hafifçe bir havalanıyorsunuz. sanıyorsunuz ki, dalga beni kaldırdı, dalga geçtikten sonra ayakların yere değecek.
değmiyor.
dalga geçtikten hemen sonra- ki bu esnada siz su içinde havalnmış oluyorsunuz- su altında muazzam bir çekim sizi en az 3 metre açığa doğru çekmiş oluyor. boy verip ayaklarınızın yere değmesi için aşağıya doğru hamle yaptığınızda artık çok geç oluyor.
boğulma denilen olayın start'ı işte bu noktada başlar. panik!
yukarıda bahsettiğim rip current, yani içeriye doğru çeken deniz anaforu sizi yine yukarıda bahsettiğim koridora almış oluyor. işin teknik yönünü bilmeyen ve "ben iyi bir yüzücüyüm, kendimi kurtarırım" diyen nice genç, cesetlerini karadeniz'in azgın sularına teslim ediyor. zira olimpiyat şampiyonu da olsanız, o koridorda sahile doğru dik bir şekilde yüzerek çıkamazsınız.
1. sakin olmak, panik yapmamak bu işin %90'nıdır. sakin olup, panik yapmadan birilerinin sizi göreceği şekilde el kaldırın. bağırmayın. zira şile sahillerinde dalgaların sesi sizin sesinizi her daim bastırır. enerjinizi harcamayın. sizi biri gördükten sonra, bir cankurtaran size doğru yönelmeye başlamıştır.
2. sahile doğru, sizi açığa doğru çeken anafor'a inat yüzmeyin. sadece nefesinizi ve enerjinizi tüketirsiniz. siz 1 metre sahile doğru yüzdüğünüzde, arkadan gelen dalga sizi 3 metre geriye çekecektir. bu sebeple kıyıya paralel yüzülmeli, o koridordan çıkılmalıdır. paralel yüzülmesi gereken rakam 10-15 metre arası. koridordan çıktığınızda çekim olayı biter.
3. şayet enerjinizin çok hızlı tükeneceğine inanıyorsanız, ve panik yapmaya başlamış bunu da engelleyemiyorsanız; dönün geriye ve açığa doğru yüzün. çok kısa süre sonra dalgalardan kurtulmuş olursunuz. çünkü açığa doğru zaten anafor her 2 saniyede sizi 3 metre çekiyor. 1 metre de siz yüzerseniz inanılmaz bir hızla dalgasız maviliklere kavuşup sırt üstü yatarak dinlenip yardım bekleyebilirsiniz.
şimdi gelelim olayımıza,
pazar günü şile'nin karakiraz köyü'ne yüzmeye gittim. çok iyi bir yüzücü olmama rağmen yukarıdaki maddelerden sadece "panik yapmamak" kısmını bildiğim için kurtuldum. ama anladım ki, bazen yüzerek değil, düşünerek kurtulunuyormuş boğulmaktan. sonra araştırdım nedir diye, yukarıdaki bilgileri öğrendim.
neyse,
belki birilerinin aklında kalır, işine yarar umarım hayat kurtarır bu yazdıklarım.
Rip dalgalarının eseridir ve karadeniz kıyılarında bol bulunur, özellikle şile gibi yerler alt yakadır tehlikenin zirvesi yani.
Çoğu insan rip dalgasının ne olduğunu bilmez o yüzden panik yapar yapılacak en güzel hareket hiç yüzmeden sadece su üstünde durmak, en azla 20 30 saniye sürer ve normale döner.
dikkatsizliğin bedeli olan boğulmadır.
daha dün ağaçlı'daydım. oranın denizini bilen bilir, karaburun'u falan aratmaz. bak çok değil tam 5 mt sonra derinlik adam boyu oluyor. çok dikkat etmek lazım. hadi kelli felli adam ölümlerine bir şey diyemem ama çocuk boğulmalarının yüzde yüzü yanlış duymadınız yüzde yüzü üzerine basa basa, altını çizip, kalın punto kullanıp, büyük harfle yazdım yüzde yüz çocuğa bakmakla yükümlü olan ailelerin hatasıdır. sorumlu onlardır. hemen düne gidiyoruz ve ilk izlenimimi anlatıyorum:
dün saat 14:00 civarı ağaçlı sahilindeydik. göktürk'ün ileri kıyı sahili oluyor. malumunuz karadeniz fazlasıyla hırçın ki dün öyle ciddi bir rüzgarda yoktu. sadede geliyorum saat 19:00 kadar oyalandık ve gitmeye karar verdik. ben, anam ve babam. üç kişiyiz. dedim artık ağırdan toparlanalım derken kıyıda iki çocuk gözümüze takıldı. yanılmıyorsam erkek olan 8 diğeri de kız kardeşi 6 yaşlarındaydı. takribi 2 mt kadar denizin içerisinde, denizi arkalarına alınmış yatar pozisyonda oynaşıyorlar. bak 2 mt dedim. 2 mt demek yetişkin bir insanın diz kapağı demek. 3. mt dostlar denizin dalgayı oluşturduğu nokta. yani dalganın kıyıya vurup geri içine çektiği noktadan bahsediyorum. çocuklarda gelen(görmedikleri) dalgayla cebelleşiyorlar, sevimli sevimli oynuyorlar. kalkmak istiyoruz kalkamıyoruz. çocuklar kıyıdalar. ve bizden başka çocuklara en yakın topluluk toprak yolun diğer tarafında mangal yapıyorlar. mazallah bir şey olsa ruhlar duymaz tabiri caiz ise. neyse beş dakika on dakika derken baktım ne çocukların geleceği var ne de aile fertlerinden birisinin dedim bunları bir uyarıyım yanlarına gitmek için ayaklandım derken çocuklarda hareketlendiler ve kıyıdan ayrılmak için doğruldular. durdum bende, bakmaya devam ettim. şimdi geri dönerler falan. neyse ki allah'dan kazasız belasız kıyıdan ayrıldılar bizde rahat bir nefes aldık sonrasında yola çıktık.
eğer o çocuklara orada bir şey olsa yani cesetleri bulunsa teselli sebebi. sen hangi akla hizmet bir başına o çocukları kıyıya gönderirsin. bir şey olsa ondan sonra kendini yerden yere atmalar, feryat figan bağırıp çağırmalar. e sorumlusu sensşn. allah senden soracak evlatlarının hesabını. ne olursa olsun emniyeti elden bırakmayacaksın. her yaz aynı yerde insanlar, çocuklar boğuluyor. tekrardan bu acıları yaşamak istemiyorsak bilinçli olmamız şart.