Ama gitmişim yıllık ücreti 1 milyon euro olan futbolcuyu 500 bin liraya,
Maçı kazanması halinde TFF'den 750 bin lira alacak takımı da 250 bin liraya satın almışım.
Ben de buna anlam veremiyorum mesela.
Sonra gitmişim;
Şike yapmışım,
Teşvik primi vermişim,
Ama sadece benim yöneticilerim hapiste yatmış,
Sadece benim yöneticilerime hak mahrumiyeti verilmiş,
"ibrahim Akın tek başına mı şike yaptı?" diyenler, bunları hiç dememişler.
Buna da anlam veremiyorum.
Daha bitmedi;
Sadri Şener'in ve Nevzat Şakar'ın tapeleri olduğu halde, onlara hak mahrumiyeti verilmemiş,
Verilmiş olsaymış, UEFA onlara "siz bize temiz olduğunuzu söylediğiniz halde, hak mahrumiyeti yediniz" deyip 5-8 yıl arası men cezası geçirebilirmiş,
Ama gel gelelim, kollanan kayrılan Fenerbahçe olmuş.
Ne kadar da anlamlı değil mi?
Durun hele, dahası var;
Pierre Cornu Türkiye'ye gelmiş,
ilhan Helvacı ve Lütfi Arıboğan, içki sofrasında -ki bunu ilhan Helvacı, Cüneyt Özdemir'in programında ağzından kaçırmıştır- "Fenerbahçe % 100 şike yapmıştır fakat bizim Fenerbahçe'yi Şampiyonlar Ligi'ne göndermemeye götümüz yemez. Taraftar baskı kurar. O yüzden siz bize bir mektup yazın ki, Fenerbahçe'yi Şampiyonlar Ligi'ne almamış olan siz olun" demiş ve Pierre Cornu - dolayısıyla UEFA- bunu kabul etmiş.
Sonra aynı UEFA, iddianamede adı geçen takım olan Beşiktaş'ın başkanının TFF başkanı olmasına ses çıkartmamış.
"Siyaset spora bulaşmasın" diyen Platini, 22 Mart'daki UEFA kongresi için Nyon'dan uçağa bindiğinde istanbul'u pas geçmiş ve Ankara'ya gidip, RTE ile AKP Genel Merkezi'nde görüşerek, siyaseti spora dibine kadar sokmuş.
Aman ne kadar da anlam verdim, sormayın gitsin.
Ve hepsinden önemlisi;
Juventus, tapeden mapeden dolayı küme düşürülmemiş,
Moggi'nin itirafı yüzünden küme düşürülmüş,
Dünyanın hiçbir hukuk sisteminde, tek başına delil olarak kabul edilmeyen ses ve görüntü kayıtları - hatta hala yayınlanmasını beklediğimiz Emenike'nin para sayması görüntü kayıtları- ileri demokrasiye geçmiş Türkiyemizin, ileri demokrat Türk halkı tarafından, tek başına delil olarak kabul edilmiş ve Fenerbahçe, şikeci olarak addedilmiş.
Bunların hepsine anlam veren güzide Türk halkı;
Sen şimdi çıkmışsın da, 58. ve 105. maddeye mi anlam veremiyorsun?
hakkında suçlama yapılan kişilerin savunması alınmadan hazırlanmış olan 33 sayfalık etik kurulu raporunu doğru kabul ediyorsunuz, savunmalar alındıktan sonra hazırlanmış olan 67 sayfalık raporu ise yalan kabul ediyorsunuz.
kafasındaki algıda;
adalet terazisinde "şike" yapan sizler mi bizi şikeden mahkum edeceksiniz?
gidin işinize be.
inşallah bir gün iftiraya uğrarsınız; kendinizi savunmak istediğiniz halde ağzınızı bağlarlar, o zaman anlarsınız Fenerbahçe'nin neler çektiğini.
ama nerede sizde o vicdan?
sizin için, Fenerbahçe yerin dibine batsın da, gerisi yalan.
Siz değil miydiniz Fenerbahçe'nin şampiyon olmamasını, kendi takımının şampiyon olmasından daha büyük sevinçle kutlayanlar?
Siz önce bir kendinizi düzeltin, sonra Fenerbahçe'ye bok atın.
Yapılan savunmalar neticesinde, Fenerbahçe'nin suçsuzluğu, ilan edilmek zorunda kalmıştır.
Allah'ın izniyle, Tahkim Kurulu da hak mahrumiyetlerini kaldıracaktır.
Siz de orada burada, 1-2 ay "Fenerbahçe kayrıldı, şikeci bunlar yaaaa" diye ağlaşacaksınız,
Ondan sonra transfer dedikoduları havada uçuşacak,
şikeye birazcık vicdanlı, birazcık insaflı az biraz da rasyonal ve liberal bakabilen insanın içine düştüğü anlam verememe durumu.
şike tamamen yasal olmalıdır. ben 100 milyon dolar harcamışım, en baba transferlerle takımımı takiviye etmişim, los galacticos bir takım kurmuşum, 3 kulvarda birden kupa hedefiyle yola çıkmışım, afedersiniz dostlarım ama katır kafilesi yüküyle para harcamışım... hal böyleyken bir tane küçük anadolu takımı gelip 3 milyon dolar bile etmeyen bütçesiyle götünü sıkarak beni yenecek ve tüm çabam ve param boşa gidecek öyle mi? biz ne zaman bu kadar duyarsız, bu kadar vicdansız olduk arkadaşlar? türk futbolu parası olanları böyle cezalandırarak ileri gidebilir mi sanıyoruz? birazcık insaf, birazcık vicdan!
ben büyük kulüpsem, param da varsa, şike yapabilmeliyim, neden yapamayayım? bazı statükocu kalıpların kırılması, ikonoklastik bir yol izlenmesi lazım artık. şikeye liberal bakılmalı, "bırakınız yapsınlar" anlayışı hakim olmalıdır. serbest piyasanın rekabetçi ortamı içinde görünmeyen bir el(maradona'Nın eli değil) mekanizmanın çarklarını optimum seviyede dönderecektir zaten. niye bu kadar kasılıyor? gerçi son bir yıl içinde şikenin liberal sisteme eklemlenmesi adına ciddi hukuki adımlar atıldı federasyon ve meclis bazında ama yine de çok yetersiz ve cılız bu adımlar.