sagopa kajmerin şarkı koleksiyoncusu albümünde bulunan parçadır.
Sagopa sizler için yeni bir şarkı yaptı
Yapılacak iş ekilmeye hazır bahçe
Rap benim için pırlantadan akçe
Farketmez lehçe
Beat kazan, lirik kepçe
Asileşirse kaplan, takar âni pençe.
Neyin iddasında yanar döner çekişmelerde söyle
Beyin en güçlü sahipliğin, kalbin arsız dengin
Boğulmakta olduğun denizler dingin
Uçmakta olduğum gökkubbe engin
ifadem hayli derin.
Ne kadar özenle yapılsa da gözüme batar yamalar
En yakından gelen hücumlar,'' nedir suçum ?..'' lar, ''bak koçum!...'' lar
Çenende alçılar, akordu kaçık gaydalar
Kendinizden esirgediğiniz faydalar.
Arının soktuğu dudaklar acı kapar, canın yanar, acı yakar
Mikrofonun efendisi vezire tacı takar
Bir basit kelâma kurban gider krallar
Yenik zırvalar, bitik proflar vs...
Kendini bugüne kaptıranlar kendine kurşun sallayanlardır
Bu sapanlar baş yarar ki; ilhamlarımdır
Gümleyen tekerler gibidir bir köşede intiharlar
Vakit ön göstermez, siscesine sinsi planlar
Dağda duman tüter bende tütün
Anlatmaya kalkıştıklarım bütün
Haydi bu kötürümü yürütün!..
Kafanızı kendi yumruklarınızın gücüyle dövün!..
Şahsıma savurduğun ezik küfürlerle övün!..
Bir porsiyonluk disstorsiyonla doymadıysanız buyrun alın tadın !... (tadın)
Bu benden ikram, üzerine iyi bir sigara yakın.
Pop hamburgerine köfte olan şu hıyara bakın !... (bakın)
içinizde kalan G.O.R.A. maynonezini gırtlaklarcasına sıkın !...
Nakarat
Kalemlerimin ucu zehirli iğne
Sayfam isterik,yazsan doymaz
Gönüldendir şikayet, ateş kesilse ceset yerden kalkmaz
Bitkin bitkiler mefta...
Koy başı rahatçana yastığa...
Geçmiyor günlerim hafta....
Şikayetnamem yasta... (Sago kaf kef)
Kalemlerimin ucu zehirli iğne
Sayfam isterik,yazsan doymaz
Gönüldendir şikayet, ateş kesilse ceset yerden kalkmaz
Bitkin bitkiler mefta... (kaf kef)
Koy başı rahatçana yastığa... (kaf kef)
Geçmiyor günlerim hafta...
Şikayetnamem yasta...
Ağzı küf kokan rapçilerin aklını başı taşısın
Küfür etmektense bırak Sago sayfa boş kalsın
Akıllı adamın söylemleri yerin 10 kat altına gömülü
Yazıtlarım kulakta kalıcı, ancak kalem ölümlü
Hırs ve şehvet adını vermiş iki dev başlı canavara
Sadakatin yenilgisiyle dünyan çarpar meteora
infilak eden nefis bin pislik yaratır yol boyunca
Kulaklarıma tecavüz eden kuru gürültün çınlamakta
Korkarım ki, familyanızın alayı içten pazarlıklı
Odam, evim, rapim, sevgilim hepsi nazarlıklı
Bu dünyada bir gerçek var, inan herşey karşılıklı
Bu savaşa dahil olduğundan Sago kendinden utandı
Aman canım kıymetli, dokunmasın bana yılanlar
Vakti gelince işine yarayacak sakladığın tüm samanlar
Ruh, parmakla anlat derdimi !...
Sükunetimi bozdular
Kumlarımda kıvrılan yılanın başındadır topuklar
Nakarat
Kalemlerimin ucu zehirli iğne
Sayfam isterik, yazsan doymaz
Gönüldendir şikayet, ateş kesilse ceset yerden kalkmaz
Bitkin bitkiler mefta...
Koy başı rahatçana yastığa...
Geçmiyor günlerim hafta.... (kaf kef)
Şikayetnamem yasta...
Kalemlerimin ucu zehirli iğne
Sayfam isterik, yazsan doymaz
Gönüldendir şikayet, ateş kesilse ceset yerden kalkmaz
Bitkin bitkiler mefta...
Koy başı rahatçana yastığa...
Geçmiyor günlerim hafta...
Şikayetnamem yasta...
Bu benim rapim,
Bu benim şiirim
Bu benim derinim,
Bu benim bendim,
Bu benim eserim,
Bu benim ta kendim...
Ta kendim...
Ta kendim...
Ta kendim...
Şikâyetnãme (Osmanlıca: شکايت نامه) Fuzûlî'nin en önemli eserlerinden biridir. Kanuni Sultan Süleyman Bağdat'ı fethettikten sonra Fuzûlî Osmanlı sarayının hizmetine girmiş ve padişaha kasideler sunmuştur. Padişah tarafından beğenilen kasideler karşılığında da 9 akçelik maaşla ödüllendirilmiştir. Ancak maaşını alamayınca, bürokrasiyi, rüşvetçiliği yeren kâfiyeli nesir tarzında Şikâyetnâme 'yi yazmıştır.
Fuzuli'nin kendisine kanuni sultan süleyman tarafından bağlanan dokuz akçe maaşını alamadığı için Kanunî`nin fermanlarına tuğra yapan Nişancıbaşı Celâlzâde Mustafa Çelebi'ye yazdığı türk edebiyatının en önemli mektuplarından biridir.
Bu başlığın altındaki ilk entryinin divan edebiyatının en büyük şairlerinden olan fuzuli'nin en önemli eserlerinden birini tanımlamak yerine, lisede beraber okuduğum sagopa kajmer'e ait bir şarkı sözü olması da ayrı bir tartışma konusudur.
--şikayetname--
huzurlarına gitdüm. Bir topluluk gördüm, durumları perişan. Ne safâdan anda eser ve ne doğruluktan anda nişan var.
Selam verdüm, rüşvet degüldür deyu almadılar, hüküm gös-terdüm, faidesüzdür deyu mültefit olmadılar. Egerçi görünürde itaat eder gibi davrandılar, amma hâl diliyle bütün suâlü-me cevap verdiler.
Dedüm:Ey arkadaşlar bu ne hatalı iş ve bu ne çin-i ebrudur?
Dediler:Bizim devamlı âdetümüz budur.
Dedüm:Benim riâyetimi gerekli görmüşler ve bana tekâüd berâtı vermişler ki Evkaftan her zaman nasipleneyim ve pâdişâha gönül rahatlığıyla dua kılam.
Dediler: Ey miskin sana zulmetmişler ve sana gidiş geliş sermayesi vermişler ki, sürekli bî-fâide mücadele edesin ve uğursuz yüzler görüb sert sözler işitesin.
Dedüm: Berâtumun gereği niçün yerine gelmez?
Dediler: Zevâiddür, husulü mümkün olmaz.
Dedüm: Böyle Evkaf zevâidsüz olur mı?
Dediler: Âstânenin zarurî masraflarından fazla kalursa bizden kalır mu?
Dedüm: Vakıf malını fazlaca kullanmak vebâldür.
Dediler: Akçemizle satın almışuz, bize helâldür.
Dedüm: Hisâba alsalar tuttuğunuz bu yolun fesadı bulunur.
Dediler: Bu hesâb, kıyamette alınur.
Dedüm: Dünyada dahi hesap olur; zîrâ haberin işitmişüz.
Dediler:Andan dahi korkumuz yokdur, kâtibleri razı etmişüz.
Gördüm ki soruma cevâbdan başka nesne vermezler ve bu berât ile ihtiyacımı gidermezler, çaresiz mücadeleyi terk kıl-dum ve ümitsiz ve mahrum bir şekilde uzlet köşeme çekil-düm.
--şikayetname--
Dünyanın en lirik şairlerinden biri olan ünlü divan şairi fuzulinin kendisine bağlanan maaşı alamayınca gördüğü yolsuzlukları şikayetname adlı mektubunda dile getirir. Mektup, "selam verdim rüşvet değil deyü almadı pezevenkler" diye başlar.