1930’larda Fransa’da başlayıp ardından tüm Avrupa'da yayılan sinema akımı.
sinemaya ses geldikten sonra en az görüntü kadar sesin ve senaryolaştırılmış özgün sözün önemsenişidir. hayatın gerçeklerine yine hayatın acı gerçeklerinin lirik anlatımıyla perdede karşı duruşu sergilemiş akımdır.
dönemin şairlerinin dizeleri perdedeki melankolik ,çaresiz karakterlerin cümlelerinde sese dönüşmüş,rollerinde vücut bulmuştur.