Sen benim sarhoşluğumsun
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
üstüm başım çamur içinde
yanıp sönen ışığına düşe kalka giderim.
bir sen varsın güzelimsin.
sensin benim gözlerim ve gönlüm.
has bahçemdeki çiçeğimsin.
sensin benim gözlerim ve gönlüm.
talip olduğum sen biriciğimsin.
Yürü bre ehli deve endamını göreyim
Sensiz geçen gecelerin ecdadını sikeyim
Mecnun gibi top muyum bir am için öleyim
Mecnunu da sikeyim Leylayı da sikeyim.
Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın,
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Ümit yaşar oğuzcan
benim de gözlerim ve gönlüm var vardır.
duygu ve düşüncelerim açık ve nettir.
kanım ve canım var aşığım yanığım derim
bende bir güzele aşkla şuurla yazılacağım.
yazıldığım güzeli de hakkıyla alacağım.
Güz boyunca usandım
Günlerin asırlara benzemesinden usandım
Üzerime bir dağ bıraktı ekim sonu!
Ölü doğdu nilüferler içinde kasım
Ölü doğdu pırıl pırıl gök yüzü
Kıpkırmızı bir mum yandı akşam vakti
Ölü doğdu bir demet papatya çiçeği.
"oturup siyah portakallar yedim
oturup korkunç kitaplar okudum
içimde bir sıkıntı gibi cinayet
içimde bir sığıntı gibi telaş
içimde felaket gibi bir merak."
-
Biliyorsun ben hangi şehirdeysem
Yalnızlığın başkenti orası
Bir de yine sevgili çocuk
Biliyorsun kişi tutkularıyla
Yalnızlığını adlandırıyor o kadar (bkz: göçebe) (bkz: cemal Süreya)