Beni sevmiyordun bilirdim, bi sevdiğin vardı duyardım
Çöp gibi bir oğlan ip ince, hayırsızın biriydi fikrimce
Ne zaman görsem öldüreceğim gelir korkardım.
Gözlerin gözlerime değince felaketim olurdu ağlardım!
Evlerin çatılarını kolluyor yıldırımlar
Gece vakti yalnız iki yoldaş uyanık
Biri ben biri de serseri kaldırımlar.
Demir almak günü gelmişse zaman dan
Meçhule giden bir gemi kalkar bu liman dan.
Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin.
Kuşların teyellediği bir göğün altında
Birdenbire sökülen dikişler gibiyiz
iplerimiz uçuşup duruyor havada
Takacak yerimiz yok, boynumuzdan başka
Siz
Uzaksınız, niye böylesiniz, çoğul ve sessiz
Tarihinizi kitaplara alınmayacak olaylardan seçersiniz
Kapılarınızda çiçeksiz girilmez yazıları
Sizin kanınızda aynalar dolaşmaz mı
Kendi ölümünüzü gazete ilanlarından öğrenirsiniz
Onlar
Susmaktan yosun bağlamış ağızlarıyla
Bir gün konuşmaya başlarsa, ne oldu
Demeye kalmadan bir fotoğrafçı çağır
Ve havada yakala seslerinin resmini
Altına ayı, günü, saat, yazmasan da olur"
Ne yazsam olmaz çünkü bilenler hatırlar hem yapılmış hem yapma çiçek satanlar bahçıvanlar değil tüccarlardır. Sen öyle göz sen öyle toprak ve güneş ortaklığı sen teninde cennet kayganlığıyken sana şiir yazmak ahmaklıktı.
Desem ki vakitlerden nisan akşamıdır
Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim.