bundan yaklaşık 3.5 sene önce, kasım ayında, mersinde bir etkinlikte bir şiir okumuştum ve istemesem de birinin gönlüsünün bana meyil etmesine neden oldum. sonunda sevgili olduk olmasına ama 41 gün sürdü bu sevda ve ardından terkedilişim geldi. şiir gibi gelip mısra kadar sevip gitti. sonunda bana kalan onu günlük stalklamak oldu.
Sözlükte bir çok erkeğin yürüttüğü taktik. Düşenler olmuyor değil, çünkü kızlar hala şiir seven erkekten zarar gelmeyeceğini sanıyor. Yeni nesil işte daha toy ve salak anacım.
sevgililerim oldu, ama hiç kız "düşürmedim". gönlümün düştüğü kızlar için kaç şiir yazdım, anımsamıyorum. kimi yazdığım şiirlere güldü, geçti. kimi o şiiri bugün bile saklarmış. ama hiçbir kız kendisine yazdığım şiir nedeniyle sevgilim olmadı; o iş başka.
Yeni değil çok eski numaralardandır. Kızlar egolarını şişiren ve yüzlerine karşı okundukça kendilerini kaybettikleri şiirlerle pekçok erkeğin gönlüne girmişlerdir.
Ha ben şiir sevmiyorum. Bundan ekmek yiyemem. Yiyenlere afiyet olsun.
Memlekette zaten sanat ve edebiyat genellikle karı kız düşürmek için kullanılıyor. Daha -de -da eklerini ayırmayan, noktalama işaretlerine dikkat etmeyen,"gitdik" "yapdık" yazan tipler instagram'da paylaştıkları fotoğrafların altına şiirler saçma sapan cümleler yazıyor.
Not: noktalama işaretlerini ben de düzgün kullanmıyorum aklıma gelmiyo yalan yok ama zaten edebiyatla çok haşır neşir bi insan değilim, he bu övünülecek bir şey mi tabii ki hayır çok uzun yazdım hiç bana göre değil
Şiir ve kız düşürmek aynı cümlede inanılmaz eğreti duruyor. Duygu manevi olarak insanı huzura sevgiye yönelten içsel hatta ruhani bir durum. Kız düşürmek de duygu da yok ruhani bir şey de.
Bosna savaşında Sırp keskin Nişancılar vardı. Yüksek binaların çatılarında pusuya yatıp kadın çocuk ayrımı yapmadan sırf müslüman oldukları için insanları sanki karton hedeflere ateş ediyor duygusuzlugunda vuruyorlardı.