şiirden anlamayan beyinlerin göçüdür. ulan şiirle ülke kurup ülke yıkılıyor bu pezevenkler masa başında klavyelerini tuşlayarak tamamen cahilliklerinden şiire bok atıyor. şiirden anlamayan hiçbir boktan anlamaz. koyundur ve kurban edilmelidirler devletin bekası için.
Bir yazara bir gün, şu şu düşünceyi 10 sayfada anlatsan ne kadar sürer, demişler.
Yazar, 3 günde yazarım, demiş.
Peki demişler. Bu düşünceyi 5 sayfada anlatsan, kaç güne hazır olur yazı?
O zaman süre 1 haftaya çıkar, demiş yazar.
Bu defa sen bize bu düşünceyi 1 sayfada aktar en iyisi demişler. O zaman yazar, bunun için 3 hafta mühlet istemiş.
Sözün özü şiir, düşüncelerin imbikten geçirilmiş hâlidir. en az kelimeyle, en çok şey serilmeye çalışılır gören gözlerin önüne. bizim 2 dakika da okuyuverdiğimiz o dizeler için, dizelerin yazarı kim bilir kaç günler boyu kafa patlatmıştır. Belki gecesini gününe yâren etmiştir.
sırf bu yüzden bile, yüzyıllardır var olan şiire "gereksiz" demek, en hafif tabirle "acımasızlık" ve "bilgisizlik" olarak nitelendirilebilir.
Siir yazdiran canan yaninda olursa siire gerek kalmaz gunumuz gencleri birinci gun asik olup ikinci gun sevgili olup ucuncu gun sevistigi icin gerksiz gorulebilir.